39. ~BEYAZGÜL~

31.3K 1.1K 179
                                    


Bu bölüm, geceningolgesi1905 adlı okuyucuya armağan edilmiştir...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.................................

" Kara Kaderimin Beyaz Gülü Olur Musun Sol Yanım "

Terli ellerimden kayıp giden çantamı tutmaya mecali olmayan ellerim, aklımın komutasından çıkarak Ömer'e doğru kollarımı sardırmıştı bana. Yüzümde ki gülümseme o kadar fazlaydı ki kulaklarıma ulaşan yanaklarıma engel olmayı beceremiyordum.

Başını boyun girintime koyan Ömer'in sıcak nefesi tenime değdikçe hissettiğim yoğun heyecanın fazlalığı her an kalp krizine neden olabililecek kapasiteye sahipti.

" Cevabın sarılmak mı?"

" Evet,"

" Yani hayır, " dedim ellerimi Ömer'den çekerek: " Sorun için cevabım, evet... Olurum." Dedim, çocuk gibi bir sevecenlikle. Aklım o kadar çok başımdan duman olup uçmayı başarmıştı ki söylediğim cümlelerin bile farkına, söylediğim anda anlam veriyordum. Düşündüğüm yoktu.

Ömer, yere düşmüş siyah kutuyu alıp kapağını açarak içinden bir yüzük çıkarttı. Yüzüğün halka kısmından tutup ortasını boş bir halde bırakarak parmağıma yaklaştırdığında kiloma ters orantıda olan, ton ton ellerimi Ömer'e uzatıp yüzüğü takmasını bekledim. Ortasında beyaz ve şeffaf karışımı büyük bir pırlanta, kenarlarında ise asil rengim olan siyah mini mini pırlanta taşları vardı. Parmağımı kendime biraz daha yaklaştırıp baktım bu muazzam şeye. Şeffaf büyük, beyaz pırlanta ortada dururken yuvarlak halkasında da tam sekiz tane siyah taş vardı. Gözüm hiç bir şeyi seçemiyordu ama büyük oluşları alenen ben burdayım der gibi sayma içgüdümü mayalı bir hamur gibi kabartmıştı.

Yüzüğü incelemeyi bırakıp bahçe kapısına çıkmaya hazırlanan Ömer'in ardından gidip iki basamaklı merdivenleri inerek mum ve beyaz güllerle süslü bahçeye adımımı attım. Yer, bahçe bitimine kadar yemyeşildi ama tuhaf bir ayrıntı vardı ki hiç büyük ağaç yoktu, hep küçük çiçekler, muazzam renklere sahip lale ve bitkiler vardı. Dikdörtgen olan süs havuzunun üzeri kaplanacak bir şekilde beyaz gül yapraklarıyla doluyken akşamın rengine renk katan ışıltılı led ışıklarda geceye farklı bir ambians katmıştı.

Hafif esen rüzgarla eteğimin altından giren esinti içimi bir nebzede olsa rahatlatmış kurtarmıştı beni bu kızıl sıcaklıktan. Ömer, süs havuzunun hemen önünde duran yemek masasına doğru gidince bende dolaylı yoldan takıldım peşine.

Sadece iki servısı ve iki sandalyesi olan büyük masanın bir ucuna Ömer, oturunca sandalyemi çekmek kadar falza romantik olmadığını bildiğim için nazikçe yerime oturup servis edilen çeşit çeşit dumanı üstünde tüten yemeklere baktım ama gözümde, aklımda hâlâ yüzüğümdeydi. Ömer'in üzerimde olan manalı bakışlarıyla yüzümü onun kara gözlerine mühürleyip gülümsedim.

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin