32. ~ KARAGÜL ~

32.1K 1.2K 319
                                    


Müzik: Insanoğlu Nankördür, Eser Eyüpoğlu, Merve Yavuz

Bu bölüm, gizli_yazar2004 adlı, namı diğer sahte hesapçı, güzel okura armağan edilmiştir.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.............................................

Soluk alıp verişlerimde diyaframıma giden nefes göğüs kafesimi zorluyor, yerinden çıkacakmış gibi bir durum oluştuyordu.

Gözlerim, gülmekten kısılan gözlerinde uzun bir süre rehin alınmış gibiydi. Gözlerinin etkisi, vücut özeliklerine ihanet ediyordu ama elimde olan bir şey değildi yeşil gözlerimin bakış açısını değişmek.

Hani derler ya 'alıcı gözüyle bak' işte tam o anı yaşıyor gibiydim. Alıcı bir gözle bakmak için uzun bir bakışa gerek yoktu odak noktamın Ömer, olması. Bir bakışta zaten her şeyi belli eden bir yapısı vardı.

Kelimelerinin etkisi altından kalkamadan saf saf baktı gözlerim. Şu mağara ayısı kimliğinin bazen romantik olması bence sadece romantik olmaktan daha iyidi. Ne maçoydu ne romantik. Ortasıydı işte. En güzeliydi.

Zeliş'in yapmacık öksürmesiyle Ömer'den ellerimi çekip bize bakan bir çift göze yöneldim. Ömer'de benim gibi Zeliş'e dönünce anında çattı kaşlarını. Evet evet alışık olduğum bir durumdu;

Anında mod değiştirmek...

Gülşen, valizleri hazırlamak için yukarı çıkarken Ömer'de hâlâ bakıyordu Zeliş'e.

" Telefonunu getir, Zeliş!" Dedi, sert bir halde. Neden böyle yaptığına anlam vermezken Zeliş'in korkan gözleri farklı şeyleri anımsatıyordu bana.

" Niye ki Ağabey (Abi)? " dedi, elleriyle oynayarak. Elleri titriyordu ama bunu kamufle etmek için başarılı olmayacak bir şekilde elleriyle uğraşıyordu.

" Niyesi yok, getir dedim. " Ömer'in sert tepkisiyle gözlerimi ona doğru çevirirken hayret ettim bir an.
Yoksa bilmiyor muydu Zeliş, abisinin bildiğini? Eğer öyleyse Ömer'in bu yaptığıda neydi, bilmesine rağmen niye kızın telefonunu istiyordu?

Zeliş cebinde ki telefonu çıkartıp bize doğru gelirken gözlerinde ki bana bakan korkak bakışlar kanıtlıyordu bilmediğini. Daha kaç gün olmuştu ki Ömer'in kızların telefonu bakması, neydi yine bu abicilik tavırlar?

Zeliş, telefonu Ömer'e verir vermez Ömer, ekran kilidini girip bakmaya başladı eski model tuşlu telefona.

Zeliş, kaşıyla Ömer'in elinde ki telefonu işaret edip engel olmam için gözleriyle yalvardı adeta. Evet anlaşılan Zeliş'in hiç bir şeyden haberi yoktu.

Ömer, kendi kendine bir şeyler mırıldanınca ikimizde yüzümüzü ona çevrip ister istemez telefona kaydırdık gözlerimizi.
" Kim bu Kadriye? " dedi ekranı göstererek. Zeliş, alnında biriken boncuk boncuk terleri silerken gerçek manada ecel teri döküyordu.

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin