14. ~ KARAGÜL ~

32.6K 1.2K 142
                                    

..................................

" Yapma, lütfen. "

Korkudan bacaklarım tir tir titriyor gövdemi taşıyamaz bir hal alıyordu.
Geri geri gidip sırtımı duvarla bütünleştirerek yavaşça yere çöküp dizlerimi kendime çektikten sonra başımı üstüne koydum.

Kollarım ahtopot misali vücudumu sararken bana dokunmasını engellemeye çalışıyordum aklım sıra.

Göz yaşlarım sel olmuş sessiz bir çığlık gibi düşüyordu bacaklarıma.

Korkuyordum... belki de hayatım da bana kalmış tek şeyin, benliğimin elimden alınmasından ölesiye korkuyordum.

Omuzum da hissetiğim el ile tüm vücudum kasılırken anında çekti elini Ömer.

" Allah kahretsin ki ağlamana dayanamıyorum. " diyip, derin derin soluklar alarak adımlarını uzaklaştırdı benden. Her soluduğunda kalbime ilmek ilmek işlenen korku tınısı arşa merdiven dayamıştı neredeyse. Yüzüne bakamıyordum ama uzaklaşan adım sesleri korkumu bir nebze de olsa hafifletiyordu.

Kapının açılıp kapanmasıyla biraz bekleyip kaldırdım kafamı. Oda da benden başka kimse yoktu ama içimde ki korku kendini belli etmeden duramıyordu.

Koşarak odanın banyosuna girip kapıyı kilitleyerek yere çöktüm. Hâlâ gelecekmiş gibi hissediyordum. Sanki burada kapı kilitli olunca daha bir güvenli gibi görüyordum kendimi.

Bana dokunmamış olabilirdi ama o içimde ki korku gitmiyordu. Göz yaşlarım bir biriyle yarışırmışcasına ardı ardına akıp süzüldü yanağımdan.

Gecenin ilerleyen saatlerine inat gitmedi ayaklarım odaya . Sanki odaya gitsem Ömer'le karşılaşacakmışım gibi hissediyordum.

Göz yaşlarım yavaş yavaş son bulurken kalktım yerden yavaşca. Titreyen ellerim kapı kulpunun yerini bulamazken son bir kez daha deneyip çıktım banyodan.

Oda zifir karanlıktı. Sadece camdan yansıyan ay ışığı vardı odanın belirli yerlerinde. Ömer'in gelmemiş olması büyük bir ferahlık oluşturmuştu benliğimin derinliklerine yansıyan korkunun ilmeğinde.

Sersem adımlarla yatağa girip cenin pozisyonu alarak bütün örtüyü kafamdan geçirdim. Vücudumu mumya gibi sarıp kapattım gözlerimi korkulu bir gecenin cesur sabahına.

...

Yere düşen bir şeyin gürüntülü sesiyle sıçrayarak açtım gözlerimi. Ömer, yere düşen saatini alıp bana doğru dönecekken kapattım gözlerimi tekrar. Dün gece olanlar yüzünden hâlâ bir korku vardı içimde. Uyuyormuş numarasına dakikalarca devam ettikten sonra bir kaç adım sesi geldi odanın belirli bölgelerinde.

" Beni çağırmışsın ağabey." Zeliş'in sesini duymam inanılmaz bir rahatlatma sağlamıştı bana. Neredeyse gidip sarılacaktım. O derece çok tırsmıştım bu mağara ayısından.

" Yüsra'yı uyandır. Kahvaltıya gelmem felan derse itiraz et ve getir!"

" Tamam ağabeyim (Abim.)" Diyen Zeliş'in sesinin ardından kapı kapanmış büyük bir ihtimalle Ömer, gitmişti.

" Yüsra, Yüsra ya uyansana. " diyip bir kaç kez kolumu dürttü.

" Bak şu hayatta en sevmediğim üç şeyden biride birini uykudan uyandırmakdır. Eğer uyanmazsan su dökerim yeminle. " diyip bardağa doldurulan su sesi ile telaş yapıp açtım gözlerimi.

" Kahvaltıya inmeyeceğim Zeliş. " üzerimden yorganı alıp cıklayarak kaldırdı beni.

Zeliş'in yarım saatlik beni ikna etmesi bunaltmıştı beni. Ve sırf biraz daha konuşmasın diye kabul edip indim salona.

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin