47. ~BEYAZGÜL~

21.9K 952 188
                                    


Geçen bölüm, Dilan'dan bölüm gelme fikrine  hemen hemen herkes kabul etmiş, Dilan'dan bir bölüm olacak, ama bir kaç bölüm sonra paylaşacağım onun bölümünü.
Onun dışında geçen bölüm çoğunuz Kadir ve Dilan'ın düğünden sonra ne yaptığını merak etmiş. Bunun için Instagrama Dilan'dan bir kesit yazdım vede çoktan paylaşıldı, düğünden sonrasına ait uzun bir kesit. Wattpadde olmayacak bir kesit haberiniz olsun. (Instagram, yapmakaragul.wattpad )

wattpad )

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...................

Burnu oval olan ayakkabının tek eşi zemine sabitli duruyordu.  Siyah, parlak bir ayakkabıydı. Rugan ayakkabının deseninden gözlerimi alıp kaldırdım başımı hafif yukarı. Yine siyah dar kesim, kumaş bir pantolan... ütü izi belli olan pantolan, hifif yukarı doğru gittiği için, uzun çorapları peydah olmuştu bir fiyasko gibi. Bulanıklaşan gözlerimi ovalayıp düşen başımı yastığa koyarak dikleştirdim. Sağ  bacağını eklem yerinden kırarak bilek kısmını, sol bacağının üzerine koymuştu.

Burnuma gelen sigara kokusuyla yüzümü asıp bir süre ağzımdan nefes aldım.  Ömer'i nadir sigara içerken görüyordum ve o nadir saniyelerin en büyük şovu buydu. Baş ve işaret parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigara, odanın içinde büyük bir koku istismarı yapmıştı.  Külü yere dökülmek üzere olan sigarayı Ömer, umursamazsa parkeye sigaraya hafif vurarak yere döküp pis dumanı tekrar içine çekti. Konuşmuyordu ama yüzü asık gibi bir tavrı vardı.  Henüz daha sabah bile olmamışken neden bu kadar erken kalkıp bu  tavırları yaptığını anlamamıştım. 

Beyaz gömleğinin kollarını tek tek katlayıp esmer kolunu çıkarttı ortaya. Hemen yanında siyah ceketi vardı ve bir  yerden gelmişcesine oraya fırlatılmıştı.

  "Ömer,"

" İyi misin? "

Sesimi duyar duymaz yüzünü bana çevirip, baktı. Sanki iki saatir uyanık olup onu izlediğimin farkında değildi.    Elindeki sigarayı ustaca söndürüp kalktı yerinden. Sert çehresi bir garip geliyordu. Daha dün gece hiç bir şey yoktu ve şuna ki hali hiç iç açıcı gibi durmuyordu. 

Tok adımlarla yanıma gelip durdu başımda. Konuşmadan yüzüme bakıp gülümsedi hafif.  Bu gülüş içimi o kadar rahatlatmıştı ki sanki tek ihtiyacım olan ilaçtı. İçimi ısıtan gülüşüne bende gülümsedim gayrı ihtiyari. Seviyordum bu ormantik adamı. Duruşu yetiyordu.

" Sen iyisen, bende iyim gülüm. " deyip başıma bir buse kondurdu.  Manidarliğı bu gün üzerine biçilmiş bir kaftan gibiydi. Normalin anormal haliyle harmanlanmış en yoğun hissiydi.

"Bir şey istiyor musun?  " deyip, ceketini üzerine giyince yataktan çıkıp sabahlığımı geçirdim üzerime. " Kahvaltı yapmıyor musun?"

" Holdingte atıştırırım bir şeyler. " başımı mucburen sallayıp gittim yanına. Kal, demek isterdim ama bir bildiği  vardır diye pek karışmak istemiyordum.  Ayaklarımı biraz havaya kaldırarak yaklaştırdım dudaklarımı yanağına.  Ellerimi de omuzlarına koyup iki yanağınıda kuş değmiş gibi busler kondurup geri çekildim gülümseyerek.  " Güle güle, o zaman. "

YAPMA!/KARAGÜL #TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin