Mia'yla arayı düzeltmek.

21 2 0
                                    

Sabah kalktığımda başım ağrıyordu. Güne berbat başlamıştım. Üzerimde sebebini bilmediğim bir agresiflik vardı. Kahvaltımı ettikten sonra yola çıktım. Okula geldiğimde Jess kapıda oturmuş beni bekliyordu. Yanına gittiğimde neden mesajlarıma bakmadığımı sordu. Cevap vermeden ilerledim. Sınıfa girdim. Çantamı attım ve uykuya daldım. Kevin yemek yemem için beni uyandırmıştı. Başım daha da ağrımaya başlamıştı. Yemek yemenin iyi geleceğini düşünerek zor da olsa yemeğim bitirdim. Ellerimi yıkamak için doğruldum ve koridora çıktım. Tuvalete gittim. Ellerimi yıkarken koridordan yüksek sesler geliyordu. Kapıya doğru baktığımda orada bir kalabalık oluştuğuna gördüm. Umrumda değildi. Kim ne halt yerse yesin kafasındaydım. Evet, öyle düşünüyordum, Mia'nın "beni yalnız bırakın" feryatlarını duyana kadar. Hızlıca koridora yöneldim ve kalabalığı delerek Mia'ya doğru yaklaştım. Üzerinde yiyecek lekeleri, ketçap mayonez ve benzeri şeyler vardı. Karşısında okulun 2 zengin çocuğu, onların arkasında ise arkadaş ortamındaki zengin kızlar duruyordu. Mia'ya doğru yaklaştım. O an tüm kızgınlığını unutmuştu çünkü tek dayanağı bendim. Beni uzaklaştır diye söyleniyordu. Nefes nefeseydi.

Benim için Mia'nın koruyucusu da gelmiş dediler. Zerre umrumda değildi. Yavaş yavaş Mia'yı ilerletiyordum. Taki biri üzerime limonota dökene kadar. Yetmezmiş gibi bir de altına kaçırmaya utanmıyor musun dedi. Agresifliğim tavan yapmıştı. Elim titriyordu. Mia'yı kenara çektim ve yanlarına doğru ilerledim. Zihnimin içinde bir şeyler kıpırdıyordu. Kendimi yere kitlemiştim. Eğer kıpırdarsam birilerinin canı fazlasıyla yanacaktı. Kevin tehlikenin farkındaydı. Beni çekmeye çalışıyordu. Sanki yere yapıştırılmış gibiydim. Kevin çekiyordu ama kıpırdamıyordum. Sadece agresif bir şekilde bakıyordum. Taki onlar Kevin'e korkak diyip vurana kadar. Yine boynum dönmüştü. Kafam arkaya doğru çekiliyordu. Bir anda boğazlarına yapıştım. İkisini birden ittim ve havaya kaldırdım. Dolaplara dayadım ve havaya kaldırdım. İnsanlar korkmuş ve geri çekilmişti. Onlar ise nefes almaya çalışıyorlardı. Kevin ayağa kalkmış beni çekiyordu. Nafile. Kendimde değildim. Sabrım taşmıştı. İyice kızarmışlardı. Nefessiz kalıyorlardı. Sağlıklı düşünemiyordum. Öfke gözümü karatmıştı. Ama hala kulaklarım açıktı. Mia'nın ismimi haykırdığı çığlıkları ile kendime geldim. Kafamdaki şimşekler sönmüştü. Çocukları da bırakmıştım. Yerde zar zor nefes almaya çalışıyorlardı. Mia kolumdan tuttu ve hızlıca koşmaya başladı.

Okuldan çıkmış ve hava almak için bir yerlere gelmiştik. Başımın ağrısı geçmişti. Bu sefer kaçışım yoktu kesinlikle ceza alacaktım. O aptalların aileleri nüfuslu insanlardı ve böyle bir şeye asla müsade etmezlerdi. Bunları düşünmek istemiyordum. Bir yere oturduk ve bir süre sessizce sadece bekledik. Bir süre sonra Mia çantasından peçete çıkartıp kendi üzerini silmeye başladı. Ben de peçete istedim. İkimzde temizlendikten sonra Mia'nın elinde hala leke vardı. Onu temizlemek için elini tuttum. Yavaşça sildim. Peçeteyi bırakıp ince teninin üzerinde yavaş yavaş ellerim gezdirmeye başlamıştım ki elini çekti. "Beni bir daha kandırmana izin veremem" dedi ve ekledi, "ama eğer bir daha çıplak bir şekilde beni dikizlemezsen seni affedebilirim" dedi. Gülümseyip sarıldım. Sarılırken ince boynuna küçük bir öpücük kondurdum. Fazla ileri gitmek istemedim. Eve gitmemiz gerekiyordu çünkü ikimzde pislenmiştik. Sarmaş dolaş olmasada mutlu bir şekilde eve gittik. Eve geldiğimde annem evde yoktu. Duşa girdim. İyice temizlendim. Kıyafetlerimi giydim. O sırada annem gelmişti. Yemek hazırlarken okuldan aradılar. Olayı anneme anlatıyorlardı. Farkındaydım. Annemi utandırdığım için ben de utanıyordum. Fakat umduğum gibi olmadı. Annem olayı benden dinlemek istediğini söyledi. Her şeyi baştan sona anlattım. Tebrik etti ve hiçbir şey olmamış gibi yemek hazırlamaya devam etti.

Yemek yedikten sonra odama çıkıp biraz kitap okudum. Telefonumun titremesi ile kitabı bıraktım. Mia'dan mesaj vardı. Bugün için teşekkür ediyordu. Mia ile aramı düzeltmek, bir nebze de olsa beni rahatlatmıştı. Bir süre konuştuktan sonra pijamalarını giyeceğini belirtti. Hemen cama yaklaştım perde kapatıyordu tüm manzaramı. Aklıma şeytani bir fikir gelmişti. Güçlerimi kullanmanın şimdi tam vaktiydi. Perdeye rüzgar etki etmiş gibi gösterip istediğime ulaşacaktım. İyice odaklandım ve perdeyi itmeye çalıştım. Başaramıyordum ve vaktim daralıyordu. O anki heyecanla yanlış bir kuvvet uyguladım. Perde tamamen yırtılmıştı. Evet amacıma ulaşmıştım. Mia gözlerimin önünde yarı çıplak bir şekilde duruyordu. Ben de Mia'ya bakıyordum. Fakat bir sorun vardı. O da bana bakıyordu. Perdenin yırtılmasıyla tüm dikkati pencereye, ve ardından doğal olarak bana kaymıştı. Hayatımda gördüğüm en güzel vücuttu. Bembeyaz teni, gece lambasının loş ışığıyla parlıyordu. Fakat bu manzara çok uzun sürmedi. Hemen saklandı. Yine gülmeye başlamıştım. Bir kaç dakika sonra mesaj geldi. Mia böyle bir şeyin yaşanmadığını, kimseye bahsetmeyeceğimi söylüyordu. Bana güvenmemsini söyledikten sonra yatağa girdim. Tam o sırada mesaj geldi. Mia göndermiştir diye elime aldığımda mesajın Jess'ten geldiğini gördüm. Bir sesli mesajdı. Mesajı açtığımda Jess'in ağladığını anladım. Ne dediğini anlamıyordum ama kızgın olduğu belliydi. Mesajın sonunda "o kız" deyip yarıda kesiliyordu. Kimdi o kız? Mia mı?

DoğaüstüWhere stories live. Discover now