Uyanış

60 4 2
                                    

Başım inanılmaz ağrıyordu. Sürekli ranzaya dokunmadan onu nasıl durdurabildiğimi düşünüyordum. Sonra derin bir nefes alarak bir hastane odasında yatağımdan şiddetle kalktım. Uyanırken tek hatırladığım, yanımda duran vazoların havaya asılı kaldıktan kalktıktan sonra yere düşmesi. Sonra inanılmaz bir baş ağrısı geldi ve tekrardan bayıldım. Ya delirmiştim, ya da aylardır uğraştığım telekineziyi başarmıştım...

Gözlerimi açmaya çalışıyordum. Uyanıyordum. Ama bu sefer yalnız değildim. bu sefer etrafımda doktorlar ve hemşireler vardı. düşünüyorlar gibi gözüküyorlardı. Yüzlerinde bir şaşkınlık ifadesi vardı. Gözümü açtığım gibi soluma baktım ve biri vazo parçalarını temizliyordu. Gözümü açtığımı görünce çığlık attı ve herkes bir anda etrafıma toplandı. Doktor gözüme ışık tutuyordu ve bir şeyler söylüyordu ama net algılayamıyordum. Daha sonra fark ettim ki bilincimin açıldığını anlamak için merhaba diyordu. Zorda olsa merhaba diyebilmiştim. Adın ne gibi saçma sapan sorular sorduktan sonra bana 400 dedi. Neyi kastettiğini düşünürken "Nabzın 400'e çıktı" dedi. Şaşıramıyordum çünkü yaşadığım telekinezi olaylarının yanında bunun pekte önemi yoktu.

Ardından ne zamandır buradayım diye sordum. 47 gün diye cevapladı. Okul açılalı 3 gün olmuştu ve ben burada yatıyordum. Açıkçası okula gitmeyi sevmem ama kazandığım yeteneği düşündükten sonra sosyalleşmek istiyordum. Eve dönüp okula başlamak istediğimi belirttim doktora. O da şimdilik mümkün olmadığını söyledi. Sinirlerim bozulmuştu. Ailemin nerede olduğunu sordum. Buraya doğru geldiklerini söylerken içeri girdiler. Annem gözyaşları içinde bana sarıldı. Açıkçası biraz utanmıştım. Bilmiyorum benim yapım böyle. Biraz sohbet ettik ama ben yalnız kalmak istiyordum ve biraz müzik dinlemek istiyordum. Çünkü tam 47 gündür müzik dinlememiştim. Annemden telefonunu ödünç aldım ve sevdiğim şarkıları dinlemeye başladım...

Düşüncelerin içinde kaybolmuştum. Şimdi denemeli miydim? Korkuyordum... Aslında tek korkum başaramamaktı... Sırf korktuğum için vazgeçemezdim. Ümidim başlamadan kesemezdim. Denemeye karar verdim. Elime yan tarafta duran iğnelerden birini aldım. Kucağıma koydum. Küçük bir şeylerle denemek istiyordum. Bir süre sadece baktım ve cesaretimi topladım. Aslında nasıl yapacağımı bilmiyordum. Aklıma sadece deprem gecesini getirdim ve o gece neler düşünüp hissettiysem aynısını iğne için de hissettim. Şok içindeydim. Başarmıştım fakat bu çok uzun sürmedi. Tekrardan başıma ağrılar inmeye başladı ve katlanamayıp iğneyi düşürdüm. Birkaç saniye sonra da başımın ağrısı geçmişti. Hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşıyordum. Böylesine güzel bir şey yapabilecekken yapamıyordum. Düşünsene nesneleri kıpırdatabildiğini, neler yapmadın ki? Aradan biraz süre geçtikten sonra tekrar denemeye karar verdim ama sonuç aynıydı. Katlanılmaz bir baş ağrısı beni karşılıyordu. Fakat bu kadar erken bırakamazdım..

DİĞER BÖLÜME GEÇİNİZ...

DoğaüstüWhere stories live. Discover now