“17. yy’da bir Fransız kontuna aitmiş.”

“Sen nereden biliyorsun bunu?”

“Mektup açacağı Kerem Sayer’e ait!”

“Sen ne diyorsun Zeynep! Ama nasıl olur ki?”

“Katil hata yaptı diyorum. Cinayetleri Kerem Sayer’e ihale etmeye kalktı ama kızın öldürüldüğü saatte benim Kerem’le olabileceğimi hesaba katmadı.”

“O zaman katilin Kerem Sayer’le ilişkisi var.”

“Öyle gözüküyor. Onu araştırıyorum zaten. Başka?”

“ Kızın vücudunda Gizem’inkinin aksine savunma yarası veya zedelenme yok. Bu da katili tanıdığı ama onun saldırısına karşı koyacak vakit bulamadığını gösteriyor.”

“Katili tanıdığını nasıl biliyorsun.”

“Sizinkilerin söylediğinde göre kapıda zorlanma yok. Kız, katili eve kendisi almış. Yaraların şekli de adamın kıza karşıdan saldırdığını gösteriyor. Kız ayaktaymış ve adam da karşısında. Bu da konuştuklarının işareti. Kız böyle bir hamleyi beklememiş veya karşı koymaya zaman bulamamış demektir.

Bu arada kızın uyuşturucu testleri de negatif. Yani Gizem’in aksine kız en azından son dönemlerde temiz.”

“Anlaşıldı, çıkıyorum ben şimdi. Yeni bir şey bulursan ara beni!”

“Tamam canım, sakin ol! Göreceksin Derya’ya bir şey olmayacak!”

“Umarım!”

Zeynep, Zeliha’nın yanından hızla ayrılıp arabasına yöneldi. Merkeze gidip çocuklarla buluşacaktı. Araba hareket ettikten kısa süre sonra arkasındaki siyah Toyota’yı fark etti. Araç onu takip ediyor gibiydi. Trafik nedeniyle ve merkeze gitmekte olduğundan aracı atlatmakla uğraşmadı ama gözü dikiz aynasındaydı. Aracın plakası çamurdan okunmuyordu. Özellikle okunmaz hâle getirildiğini düşündü Zeynep. Olabildiğince hızla merkeze vardığında aracın yavaşladığını ama ilerlemeyi sürdürdüğünü fark etti. Otoparkta biraz oyalanıp aracın dönmesini beklediyse de görünürlerde siyah Toyota yoktu. Giderek paranoyaklaştığını düşünüp arabasından indi.

Bölüme geldiğinde Erol Başkomiser, Esra ve Çağatay’ın kendisini beklemekte olduklarını gördü.

Çağatay, Erol Başkomiser’in telefonda Kerem’e anlattıklarını Zeynep’e bir kez daha aktardı. Zeynep gelene kadar, Derya’nın iş arkadaşlarıyla ve bulabildikleri tanıdıklarıyla görüşmüşler ama kimseden bilgi alamamışlardı. Erol Başkomiser

“Bu kızın, erkek arkadaşı filan var mı Zeynep?”

“Benim bildiğim yok! Yani iki hafta öncesine kadar özel biri yoktu. Derya boşanmıştı, ondan sonra da kalıcı ilişkisi olmadı bildiğim kadarıyla. Ama son günlerde biriyle birlikteyse bilemem.”

“Eski kocasını tanıyor musun?”

“Şahsen tanımıyorum ama o da gazeteci. Okan Dayıoğlu. Boşandıktan sonra ara ara görüşürlerdi. Konuştunuz mu onunla?”

“Hayır! Kimse söz etmedi ondan.”

“Tamam, ben ararım. Şimdi en son gazeteden çıkarken mi görülmüş?”

“Evet, gazeteden çıktıktan sonra nereye gitti bilen yok. Evine hiç gelmemiş. Kontrol ettik, posta kutusu doluydu. Eve uğrasa…”

“ Haklısınız Derya, dikkatli kadındır. Posta kutusunu dolu bırakmazdı. Melisa’nın evine baktınız mı, amirim?”

ARAFTA İKİ KİŞİWhere stories live. Discover now