• Thirty

21.5K 1.1K 1.5K
                                    

30|Kana Kanla Karşılık Verilir|

"Canavarlarla savaşan kişi dikkat etmelidir, ki kendi bir canavara dönüşmesin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Canavarlarla savaşan kişi dikkat etmelidir, ki kendi bir canavara dönüşmesin. Sen dipsiz bir kuyuya uzun uzun baktığında, o dipsiz kuyu da sana bakar."

Belki de Park Jimin bu sözün ete ve kemiğe bürünmüş bir kalıbı olabilirdi. Jeon, bir canavar olarak doğmamıştı belki ancak tam da bu amaca hizmet etmek adına yetiştirilmişti. Ve Jimin, ona karşı kalbiyle açtığı bu savaşta mağlup olmuştu.

Canavara aşık olan çocuk bizzat bir canavara dönüşmüştü.

Parmak uçları kurumuş kanla kaplıydı. Çene kemiğine ve boynuna birkaç damla sıçramış, beyaz tişörtü kırmızıya çalmaya yüz tutuyordu. Hatırladığı söylenemezdi. Fotoğrafı gördükten bir yarım saat sonra, en azıdan Baekhyun toplandığında, küçük çocuğu almaya gitmişlerdi.

Öylece koca ağaçta sallanan minicik bir beden, canı kirli eller tarafından sökülüp çıkarılmış. Jimin saatlerdir göz yaşlarını tutamıyordu. Belki hıçkırarak ağlamıyordu ama öylece dursa bile yaşlar süzülüyordu.

Kendilerine Vindicta diyen ve hakimiyeti yeniden almaya gelmiş o cani varlıklar, Kyungsoo'nun küçük kız kardeşini öldürdükten sonra oradan ayrılmamıştı. Ve Jeon, onların hala orada olduğunu gördüğünde resmen saf bir biçimde delirmişti.

Jimin ise, rüzgar yüzünden iki yana sallanan çocuğun bedenini gördüğünde donmuştu. Bedeni değildi donan, canavara sunduğu kalbiydi. Kendine hakim olmadı ikisi de, onları ne durduracak ne de durdurmaya cesareti olan vardı zaten.

Zavallı küçük çocuğu, Kyungsoo rehabilitasyondan çıkış işlemlerini yaparken gömdüler. Jimin nasıl da titremişti kızın halini yakından görünce. Hiç acımaları yoktu bu insanların. İnsan olmak onların harcı değildi hiç.

Kyungsoo'nun ne halde olduğunu kimse bilmiyordu. Daha Jongin'i atlatamamıştı ki, küçük kardeşini hazmetsin. Ölüm kavranacak bir şey olmamıştı hiçbir zaman, yine de insanı en derinden yiyip bitiren, çürüten bir şeydi.

Saatlerce tek kelime etmedi ikisi de. Sadece içmek istediğini söyledi Jimin, çocuk farkında değildi ama sürekli ağlıyordu. Yüzünde tek bir mimik olmasa da, göz pınarları hep ıslaktı. Bu yüzden bir şey demedi Jungkook, daha kendisi bile toparlamamıştı kafasını.

Teri tüm bedenini sarmış ve saçlarını sırılsıklam etmiş, tutamları yüzünün her bir kısmına özenle dağılmış gibi saçılmıştı. Gözleri sürekli kayıyordu, tişörtü bedenine yapışmıştı ve tüm hatlarını ortaya seriyordu.

İnce parmakları arasında bir şişe votka ve bir sigara sallanıyordu bedenine eşlik ederek. Kendini tamamen dış dünyaya kapatmış, sadece müziğe salmıştı. Son zamanlarda kafa dağıtmaya çok ihtiyacı vardı. Özellikle bugünden sonra.

Devil May LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin