• Ten

17.5K 1.6K 1.3K
                                    

10|Oyun Başladı|

Koridorda hızlı hızlı yürürken spor salonunun kapısı arkamdan bir kez daha açıldı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Koridorda hızlı hızlı yürürken spor salonunun kapısı arkamdan bir kez daha açıldı. Şuan herkes dersteydi ve ben ikisine laf atıp oradan çıktığımdan beri hızlıca uzaklaşma derdindeydim. Zaten öğleden sonra dersim yoktu, hastaneye çocukların yanına gidebilirdim. Tuvaletlerin önünden geçerken saçlarımı düzene sokmaya çalışıyordum. Ve tabi ki her kim benden daha hiddetli bir şekilde bana yaklaşıyorsa, ondan uzaklaşmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. Çünkü havada duran kolum sertçe çekilip tuvalet içine neredeyse fırlatıldığımda neredeyse düşüyordum. Ayağım tökezleyip, son anda dengemi bulduğumda sinirle arkama döndüm.


Kaşlarım çatık bir şekilde Jungkook'a baktığımda, neredeyse burnundan soluduğunu gördüm. O da bende hızlı hızlı soluklar alıyor, çatık kaşlarla birbirimize bakıyorduk. Vücut yapısı ve dövmeleri yüzünden o daha korkunç görünse de, bende sinirliydim. Taehyung'un ağzına sıçmak yerine onunla ortadan kaybolmuştu. Üstelik ben onun teklifini kabul etmiştim değil mi?! Tamam onu seviyorum falan ama bir yerde de haddini bilmesi lazım. Sinirle saçlarımı geri atıp aynaya döndüm ve üzerimi düzeltmeye başladım. Ama arkasını dönüp de kapıyı sertçe kapatıp kilitleyen Jungkook yüzünden irkilmiştim.

Heybetli bedeni ağır ağır bana yaklaşırken aynadan takip ediyordum onu. Ellerimi sakince lavaboya yasladım, ardımda durduğunda, o da ellerini lavaboya yasladı. Üzerime eğilirken, gözlerimiz aynada birbirini çoktan bulmuştu. En sonunda nefesi kulağımın altına çarptığında ve bedeni bedenime yasladığında ne yapacağımı bilemez şekilde kaskatı kesildim. Bana böyle yaklaşmaması lazımdı. Ben iyi hissetmiyordum. Kalbim hiç iyi hissetmiyordu,

“Park Jimin.. Nerede duracağını bilmiyorsun. ”

Ses tonu öyle derinden çıkıyordu ki neredeyse aklımı yitirecektim. Titreyen ellerimi, lavaboyu daha sıkı kavrayarak gizledim. Gözlerim bir süre heyecanım yatışsın diye zemini inceledi. Ancak lavaboda duran uzun parmaklı bir el eksilince vücudum ürperdi. Gözlerimi bile kaldıramadan tişörtümün altına ilişen el ve tenime temas edip beni ürperten sıcaklıkla ellerim kaydı. Eğer Jungkook sıkı sıkı kavrayıp bedenine yaslamasaydı, çoktan çenemi mermere gömmüştüm. Büyük eli tam belimin yanından baskı uygulayarak, sırtımı göğsü ile temas halinde tuttu ve nefesim sesli bir şekilde kesildi. Anında gözlerimiz aynada buluştu ve tıpkı bir pislik gibi gülmeye başladı.

Giderek eli ilerliyor, ben etkilenmekten kendimi alamıyordum. Tüylerim ürperirken gözlerimi kapatmamak için zor duruyordum. Kulak memem üzerinde hissettiğim ıslaklık ile dudaklarımdan kopan iniltiye eş zamanlı elim elinin üzerinde ki yerini aldı. Tırnaklarım daha benim bile haberim olmadan etine geçti ve Jungkook kesik bir şekilde gülmeye başladı. Bir kedinin, fareyle oynaması gibiydi tıpkı.. Aldığım her bir soluk boğazıma dizilip dilimi kuruturken göğsüme kadar gelen eli durdu. Aynadan kendime baktığımda, hızla inip kalkan göğsümü, büyümüş gözlerimi ve aralanmış dudaklarımı gördüm. Jungkook'sa bir şeytan gibi heybetiyle ardıma yerleşmiş beni izliyordu,

Devil May LoveWhere stories live. Discover now