Bölüm 3.

6.2K 200 15
                                    

Sertçe yutkunan Cameron'un sesiyle gözlerimi ona çevirdim. O da bana bakıyordu. "Bu ne demek oluyor?" diyerek babama döndü.

Dylan amca yavaşça ağzını silerek "Demek oluyor ki ya sadece medyaya karşı sevgili olun yada artık sevgili olun." dedi. Sesi sakin ama uyarıcıydı. Cameron ile aynı anda "Medya öyle bilsin yeter." diye çıkıştığımızda herkes şaşkın bakışlarını bize yöneltmişti. Babamlar sadece kafalarıyla bizi onayladıktan sonra Lola teyze konuyu değiştirmek istercesine "Cameron. Kuzenin Mia ve eşi sürekli tartışıyor ve ben... Kızları Jane için çok endişeleniyorum. Bir kaç günlüğüne onu getirebilirmisiniz?" diye sordu. Jane'i en son geçen yaz görmüştüm. Mükemmel bir çocuktu. Ağzımdaki lokmayı hızla yuttum ve "Bizde kalabilir." diyiverdim. Böylece Cameron eve kız atamazdı. Cameron bozguna uğramış bir şekilde bana baktı. Lola teyze de "Olabilir. Hem Jane içinde iyi olur." diyerek beni destekleyince gülümsedim.

Kahvaltı biter bitmez yola çıkmıştık. Evleri bizim oturduğumuz bölgeden yaklaşık bir buçuk saat uzaklıktaydı. Yinede gidecektik. Lola teyze zaten Mia'yı arayıp haberdar etmişti ve biz sadece Jane'i alacaktık. Kıyafetlerini en baştan düzebilirdik. Kafamı koltuğa dayayıp Cameron'a döndüm. Çok yakışıklıydı. Hemen kafamı önüme döndürüp yola baktım.

O senin en yakın arkadaşın , Skyler.

Aklıma başka fikirlerin girmesini istemiyordum. Cameron'dan hoşlanma fikri beynimi yiyip bitiriyordu. Sonuçlarını tahmin edemediğim için korkuyordum.

Cameron benim sadece en yakın arkadaşımdı. Daha fazlası olamazdı.

Birden arabanın durmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Arabaya benzin dolduruyorduk. Cameron bana döndü ve "Babam peşimize çoktan adam takmıştır. Dikkatli ol. Medya bizi sevgili sanmalı." dedi. Sadece kafamla onayladım. Cameron arabadan indi ve adama parayı verdi. Ardından ise benzinliğin küçük marketine girdi. Çıktığında elinde sigara vardı. Ona tiksintiyle bakıp kafamı çevirdim.

Arabaya bindiğinde yolumuza devam ettik. Çok geçmeden de varmıştık. Ev şirin bir çiftlik evine benziyordu. Beğenmiştim. Arabadan inip kapıya yaklaştığımızda ben Cameron'dan daha geride duruyordum. Cameron tedirgince kapıyı çaldı. Çok geçmeden kapıyı Mia açtı. Geçen sene kahverengi beline kadar olan saçlarını boyun hizasından kestirmiş ve sarıya boyamıştı. Bir kaç kez olduğum yerde gözlerimi kırpıştırıp içeri giren Cameron'u takip ettim. Sadece hal hatır sorgusunun ardından Jane elinde tuttuğu pembe tavşanıyla merdivenlerin başında belirdi. Onu sadece ben fark etmiştim. Yavaşça gülümsemem ile bizi daha yeni tanımış olacak ki o da gülümsedi ve hızla merdivenlerden inip yanımızda belirdi. Cameron'un boynuna atlayıp ona sımsıkı sarıldı.

Kucağına otururken "Meraba Cameron." dedi sessizce. Öyle tedirgindi ki... Sanki yüksek sesle konuşursa onu hırpalayacaklar gibiydi. Jane kafasını bana döndürerek "Skyler'la beraber gelmişsiniz." dedi ve yüzündeki gülümseme kocaman bir hal aldı. Cameron Jane'i sıkıca tutarak ayağa kalktı. Bu gidiyor olduğumuz anlamına geliyordu. Bende yerimden kalktım ve Mia bana bir çanta uzatıp "Bunlar onun kıyafetleri." dedi donuk bir şekilde. Bir çantaya bir de Mia'ya baktım. Ardından düz bir sesle "Gerek yok. Ordan yenilerini alırız." dedim. Cameron kucağında tuttuğu Jane'e bakarak "Burda istediğin bir şey var mı?" diye sordu. Jane sadece sessizce elinde tuttuğu pembe tavşanı havaya kaldırdı. Hızla evden çıktık ve Jane'i ben kucağıma alarak arabaya oturdum.

Yola çıktığımızda Jane'e arabanın navigasyona benzeyen aletinden çizgi film kanalı açmıştım. Jane bana bakarak "Bir şey isteyebilir miyim Skyler?" diye sordu çekinerek. Ona gülümsedim ve "Tabi ki tatlım." dedim. Bana bakarken gözleri ışıldıyordu ve "Bir oyuncak köpek alabilir miyim? Ama şu canlı gibi olanlardan." dediğinde gülümsedim ve Cameron'a dönüp "Ne dersin Cameron? Sence alalım mı?" diyip göz kırptım. Cameron gülerek Jane'e baktı ve "Sen yeterki iste böcek. Ben sana oyuncak mağazası bile alırım." dedi. Jane kahkaha atarak ellerini çırptı ve sonra hemen ağzını kapayıp korkuyla bize baktı. Biz ise şaşkınca Jane'e bakıyorduk. Yavaşça ellerini ağzından çekti ve "Bağırmayacak veya vurmayacakmısınız?" diye sordu. Ben hala donuk bir şekilde ona bakarken Cameron "Sen gülünce sana bağıyor veya vuruyorlar mı?" diye sordu. Jane korkuyla onu onaylarken Jane'e sıkıca sarıldım. Bu korkunç bir şeydi. Eve doğru giderken Jane'in üstünde hala pijamalarının olduğunu fark ettim. Cameron'a dönerek "Bir alışveriş merkezinde dururmusun? Jane'e giyecek bir şeyler alalım." dedim. Başıyla beni onayladı. Çok geçmeden alışveriş yapacağımız mağazaya gelmiştik. Tam arabadan iniyordum ki Cameron kolumu tuttu ve "Şu köşedeki siyah arabayı görüyor musun?" diye sordu. Dediği yere baktığımda arabayı görmüştüm.Tekrar Cameron'a baktığımda sessiz bir şekilde "Şu an bizi çekiyor" dedi ve göz kırptı. Sadece gülümsedim ve arabadan indim.

Jane hala kucağımdaydı kafasını kendime doğru çekip kulağına "Şimdi Cameron ile sevgiliymişiz gibi oyun oynayacağız. Kimseye çaktırma. Tamam mı tatlım?" diye sordum. Biraz uzaklaşarak mavi gözleriyle bana baktı. Mutlulukla kafasını salladığında onu yavaşça kucağımdan indirdim. Biz mağazaya girerken Cameron da arkamızdan gelmişti. İçeri girdiğimizde Cameron direk cama yakın bir yere oturdu. Bende Jane'e bir kaç eşya alıp deneme kabinine gönderdim. Görevli kadın Jane'in giyinmesine yardım ederken  Cameron'a doğru yaklaşıyordum.

Cameron gülümsedi ve "Hemen camın dışındaki adam bizi çekiyor. Tam zamanı." dedikten sonra beni elimden tutup kendine doğru çekti. İki elimizde parmaklarımız kenetlenmiş bir şekilde havadaydı. Cameron beni gittikçe kendine çekiyordu. En son aramızda milimetreler kalmıştı ve ben "En yakın arkadaşlar öpüşmez Cameron." diye fısıldadım. Cameron memnuniyetle gülümserken "Evet." diyerek beni onayladı.

Adi herif.

Selam gençler :)) Yeni bölüm biraz geç gelmiş olabilir. Bunun için özür dilerim. Yeni bölüm yine biraz geç gelirse lütfen kusura bakmayın bu hafta çok fazla sınavım var. Uzatmayayım.. Öpüldünüz X.x.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin