Bölüm 15.

5.9K 161 1
                                    

Selam kuzucuklar. Upuzun bir bölüm yazdım ve erkenden paylaşıyorum. Hikayede öyle bokluklar oldu ki. Devamı nasıl olur düşündürücü. Keyifli okumalar.

Başımı ellerimin arasına alarak gözlerimi kapattım. Tam her şey iyi giderken bunun olması gerekirdi.

"Anlayamadım?" Cameron çatık kaşları ile Bay West'e bakıyordu. "Hemen olması gerekmiyor. Biz sadece iki gün sonra birleşme partisi var ve orada yüzük takmanızı istiyoruz." Bay West konuşmayı bitirince o kadar da kötü olmadığını fark ettim. Bay West bu sefer bana baktı ve "Eğer istiyorsanız sadece kağıt üzerinde olur." diyerek güvence verdi. Cameron bana baktı ve uzunca bir süre gözlerime baktı. Ardından elimden tutarak beni ayağa kaldırdı ve babamla Bay West şaşkın gözlerle bize bakarken işaret parmağını onların üzerine doğrultarak "Sizin kararlarınız ile yaşayamayız." diyerek beni kapıya doğru sürüklemeye başladı. Ta ki Bay West "Şirketin hisselerinin %90'ı senin üzerinde ve tek varis sensin. Ne yani şirketin başına Benjamin'in getirlimesini mi istiyorsun?" diyene kadar. Bu tehdit o kadar soğuk ve keskin bir sesle gelmişti ki.

Yinede Cameron sadece ona inanamazcasına bakarak evden çıkmamızı sağladı. Direk arabaya yöneldi ve kapıda duran siyah jipin sürücü koltuğuna oturdu. Bende yanındaki koltuğa otururken hızlı bir viraj aldı ve yola çıktı.

Dakikalardır konuşmuyordu. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. Gözlerini yoldan ayırarak bir kaç saniye yüzüme baktı. Çarpık gülümsemesi ile önüne dönerken "17 yaşında Benjamin'in motoruyla seni götürdüğüm yeri hatırlıyorsun değil mi?" diye sordu. O günü hatırlayınca bende gülümsedim ve...

Vay canına ,Skyler. O gün ilk defa babana karşı gelerek pencereden atladın ve Cameron seni gecenin bir yarısı uçurum kenarına götürdü.

İç sesimle daha çok sırıtırken "Hatırlıyorum." diye mırıldandım. Kırmızı ışıkta durmuştuk. Cameron kafasını bana doğru çevirerek yüzümü inceledi. Ardından yeşile dönen ışıkla beraber dikkatini yola verdi.

Uçurumun olduğu yere çıkarken içimdeki heyecan arttı. Sırıtarak Cameron'un arabayı durdurmasını bekledim. Araba durunca indim ve derin bir nefes aldım. Burası gerçekten mükemmel bir yerdi. Yavaşça arabanın kaputuna yaşlanmış olan Cameron'un yanına gittim. Aynı onun gibi kaputa yaslandım. Başımı arkaya doğru atarak gözlerimi kapattım.

"Hala inanamıyorum."

Cameron'un mırıldanması ile ona baktım. "Nasıl olurda bizi kukla yerine koyarlar?" Bunun üzerine gülmeye başladım. Sinirlerim buluyordu. "Ne için doğduk sanıyorsun?" diye sordum. Aynı zamanda da zıplayarak kaputa oturdum. Cameron iki elini yanlarıma koyarak tam karşımda durdu ve "En azından seninle evlenmemi istiyorlar. Bu o kadar da kötü değil." diyerek beni süzünce gülerek ellerimi gözlerine kapattım. "Pisliiik." Gülüşlerimin arasından söylediğimi duymamıştı bile. Ellerimi tutarak parmaklarımızı kenetledi. Ellerimize baktım ve "Bu garip..." diye fısıldadım. Cameron gözlerime bakarak devam etmemi istercesine bekledi. "Yani daha bu sabah çok yakın arkadaşız diye geçiniyorduk. Birden neden olmasın diye düşündük ve aniden sevgili olduk. Ne yapmam gerek onu bile bilmiyorum." diye devam ettim. Cameron bir pislik gibi sırıtarak ellerimi bıraktı ve ellerini belime koydu. "Sadece saçma sapan öpüşücez ve her yere yılışık sevgililer gibi fotoğraf koyacağız." Ona bakarak açıkça söylediği şeye güldüm. "Pekâlâ..." a'yı biraz fazla uzattığımda Cameron gülerek gözlerime baktı. Bende gülerek ona baktım ve ardından kollarımı Cameron'un omzlarından aşağı sarkıttım. Gülüşmelerimiz durunca "Ne yapacağız?" diye sordum. Kafasını köprücük kemiğime yaslarken "Bilmiyorum." diye fısıldadı. Derin bir nefes alarak "Baban seni hisselerini üzerinden almak ile tehdit etti." dedim bıkkınca ve çenemi kafasına koydum. Cameron köprücük kemiğimi öperken bu sefer "Biliyorum." diye fısıldadı. Ellerim saçlarında dolaşırken "Bu büyük bir şey. Üzerinde şaka yapılacak bir konu değil." diye mırıldandım. Başını bu sefer boynuma gömerek "Biliyorum." dedi tekrar. Dudakları boynumda oynanırken saçlarından çekerek kafasını boynumdan uzaklaştırdım ve "Ciddiyim." dedim gözlerine bakarak. Baygın gözlerle yüzüme baktı. "Ne yapacağız?" diye tekrarladım. Saçlarındaki elimi tutarak kucağıma koydu ve "Sanırım seninle evlenmek zorundayım." diye mırıldandı. Ardından "Ama benden sakladığın bir şey var." diyerek kaşlarını kaldırdı.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin