Bölüm 49. "PART I"

1.4K 80 33
                                    

Ay dayanamadım. Bölümün yarısını paylaşmak istedim. Umarım seversiniz.

Keyifli okumalar...


Evin içinde ileri geri yürürken Bayan Molly'nin çantamı hazırlamasını bekliyordum. Stacy , Brooke ile ilgilenirken Julia'yı aradım. Bir kaç çalışın ardından telefon açılınca "Julia senden önemli bir şey isteyeceğim." dedim. Hattan bir süre ses gelmedi. Ardından Julia "Pekala , biraz sakin ol." diye mırıldandı.

Tek elimi saçlarımın arasına daldırarak derin bir nefes aldım. "Bir süre Brooke'a göz kulak olur musun?" diye sordum. Julia birkaç saniye duraksayıp "Tabiki olurum. Fakat sen neden göz kulak olamıyorsun? Ve böyle bir şeyde ilk anneni arardın , yine neyi saklayacağız?" dedi. Sinirli olsam da gülümsedim.

"Cameron'un yanına gideceğim. Uçağım muhtemelen bir iki saate kalkacak. Annemlerin onun yanına gittiğimi bilmemesi gerekiyor." dedim.

Annemlerin bilmemesi gerekiyor , evet.

Bunun amacı ise o işlere yoğunlaşırken benim gidip dikkatini dağıtmamam.

"Pekala bekliyor olacağım." diyip telefonu kapatan Julia ile aynı anda Bayan Molly küçük bir valizle yanımdaydı. "Teşekkür ederim. Brooke içinde bir çanta hazırlar mısın , onu Julia'ya bırakacağım." dedim. Bayan Molly burukca gülümserken "Tabiki hazırlarım , lütfen dikkatli ol Skyler." dedi ve hızlı adımlarla yukarı çıktı.

"An-ne"

Kulaklarıma dolan sesle gözlerimi Brooke'a çevirdim. Ürkmüş bir şekilde beni izlerken ağzında söylemeye çalıştığı kelimeleri geveliyordu. Bir kaç adımda yanına ulaşarak onu kucağıma aldım. Kokusunu derin derin içime çekerek başına öpücükler kondururken tek düşünebildiğim telefondaki șırfıntının kim olduğu ve Cameron'un yanında ne aradığıydı.

Bayan Molly ikinci kez merdivenlerde görününce hızla yukarı çıktım ve üzerime uçakta rahat bir yolculuk yapabilme amacı ile tayt ve kalın bir kazak giydim. Kol çantama yanımda durması gereken önemli bir kaç şeyi doldurup merdivenlere yöneldim. Aynı zamanda da , sık görüşmüyor olsak da , sağ kolumuz gibi olan Taylor'u aradım. Telefon tek çalışta açılırken "Skyler." dedi çabucak. Taylor'a şu gizemli sürtükten bahsetmeden Stockholm'e gideceğimi ve bana yardım etmesini istediğimi söyledim. "Pekala , on dakikaya sizdenim." dedi ve telefonu kapattı.

Dediği gibi tam on dakika sonra kapıdaydı. İçeri girerek benim ve Brooke'un çantasını alarak "Bir otel odası ayarladım. Cameron'un tuttuğu ev ile arasında ufak bir mesafe var. Uçağında hazır." dediğinde başımı yana eğerek "Harikasın." diye mırıldandım.

Brooke'u Stacy'den alırken "Ben gelene kadar burada kalıp annemlere hiçbir şeyi belli etmemenizi istiyorum." dedim. Kibarca gülümsediler. Bayan Molly "Umarım mutlu bir şekilde dönersin." dedi. "Umarım." dedim iç çekerek ve evden çıktık.

Taylor'un tuttuğu arabaya binerken derin bir nefes aldım."Nasılsın?" diye sordu sonunda. Omuz silktim. "İyi olacağım."

Taylor'un bakışları bir kaç saniye yüzümde gezindi. Ardından Brooke'a bakarak "Sonunda seninle tanışabildik , küçük West." diyince içim sıcacık olmuştu. Brooke'un yanağından makas alarak "Tanrım , gözleri tam anlamıyla sana benziyor." dedi şaşkınlıkla. Gülümsemekle yetindim. Neyseki Julia'ların evinin önünde durunca bu konu hakkında daha fazla konuşmak zorunda kalmamıştım.

Arabadan inerek kapıya ilerledim. Julia çoktan evinin kapısında beni beklemeye çıkmıştı. Ona gülümseyerek yanına gittim. Brooke'u kucağına almak için kollarını uzattı. Brooke'u kocaman öpüp Julia'nın kucağına verdim.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin