Bölüm 44.

1.8K 86 7
                                    

Keyifli okumalar....


Cameron geri çekildikten sonra bir süre şaşkınca yüzüme baktı. "Ne var?" diye sordum utançla. Yüzüme bu kadar dikkatli bakması utanmama sebep oluyordu.

"Hiç." dedi ve omuz silkerek arabadan çıktı. Göz devirerek arabanın kapısını açarak ayaklarımı dışarı sarkıttım. Cameron benden tarafa geçerek arka kapıyı açıp Brooke'u arabadan çıkarırken "Yüzmeye hazır mısın , bebeğim?" diye sordu.

Aynen Cameron , çocuk yürümeyi öğrendi bir yüzme eksikti.

İç çekerek arabadan indim ve kapıyı kapatıp içeri doğru yürüdüm. Kapıda duran Sam'i görünce şaşkınlıkla dudaklarım aralanırken "Sammy!" dedim heyecanla. Yanında duran kıza beni işaret edip yanıma geldiklerinde hızla sarıldı. "Sky! Nasılsın?" diye sordu. Gülerek "İyiyim, teşekkürler." diye mırıldanırken yanıma gelen Cameron ile Sam yanındaki kızı gösterip "Skyler , Cameron. Bu kız arkadaşım Jamie." dedi.

Ağzımdan "ow" diye bir tepki kaçmasını ve salakça bir sırıtışı durduramamıştım.

Bilirsiniz , Sam Jamie'ye tutulduğunu söylemişti ve Benjamin onunla dalga geçmişti.

Tabii bu o kadar da garip değil ama Benjamin aşk adamı ve bir şey imkansız değilse o ilişki ile asla dalga geçmez.

"Merhaba , tanıştığımıza çok sevindim." diyerek kıza sıkıca sarıldım. Elleri bir süre havada asılı kalsada sonrasında kollarını bana dolayıp şaşkınca gülümseyince , bunun sadece ani samimiyetime verdiği bir tepki olduğunu anladım. Geri çekildiğimde Cameron'da kızla tokalaşarak kibarca gülümsedi. Sam Jamie'ye Brooke'u gösterip "Bu da ailenin en küçük üyesi Brooke." dedi. Jamie , Cameron'un kucağındaki Brooke'un elini tutarak "Merhaba. Tanrım! Ne kadar tatlı." dedi sevimlice. Gülümseyerek karşılık verdim. Jamie Brooke'a bir süre baktıktan sonra "Kucağıma gelir mi ki?" diye sordu. Brooke bunu bekliyormuş gibi kollarını Jamie'ye uzatınca , Jamie gülerek onu kucağına aldı.

Sam ve Jamie eve doğru ilerlerken arkalarından onlara baktım. "Sam gerçekten aşık olmuş gibi." dedim Cameron kolumu omzuma atarken. Başıyla beni onayladı. "Umarım Jamie de ona aşık olmuştur.". Hiç bir şey demeden kollarımı beline sardım. Eve girdiğimizde kalabalık ile sırıttım. On kişiydik ama yinede evde bir curcuna hakimdi.

Julia ellerini birbirine sürterken "Hemen suya girmek istiyorum." dedi. Karnımın guruldaması ile onu onaylamadığım açıkça ortadaydı. Matt mutfaktan başını uzatınca "Önce yemek yemeliyiz. Ve övünmek gibi olmasın ama Jennifer ile mükemmel yemek yaparız." dedi. Cameron yamuk bir şekilde sırıtırken "Resmen övündün." dedi. Gülerek içerideki koltuklara ilerledim. Jamie ve Sam , Brooke'u koltuğa yatırmış oyun oynuyorlardı. Ceketini üstünden çıkardıkları halde şapkasıyla durduğunu görünce güldüm. Cameron da gelip kendini yanıma bırakınca bacaklarımı kendime çekerek ona sokuldum. Kollarını etrafıma sararak saçlarıma bir öpücük kondurdu.

Jamie'ye baktığımda bize kaçamak bakışlar attığını gördüm. Ona bakmam ile gözlerini kaçırması bir olmuştu.

İçime düşen tuhaf hisse rağmen kafamı ona yoğunlaştırmamaya çalıştım.

Karnım guruldayınca ellerim karnıma gitti. Cameron da aynı şekilde elini karnıma koyup gülünce bir süre ona baktım. Ardından ellerimize. İçim çok tuhaf olmuştu ve kalbim delicesine atıyordu. Cameron düşündüğüm şeyi düşünüyor olacak ki "Güzel olabilirdi." dedi. Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Suratlarımız arasında santimler vardı.

"Ney?" diye sordum cevabı bildiğim halde. Sırıtarak karnımdaki elini hafifçe kıpırdattı. "Bir bebek daha." dedi. Kıkırdayarak ellerimi karnımdan çekerek ağzına koydum.

Gülümseyen gözleri ile beni izleyerek avuç içimi öptü.

Ellerimi dudaklarından çekerek boynuna doladım. "Bebekleri bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum." dedim. Gözleri yüzümün her yerinde dolaştıktan sonra tekrar gözlerime baktı. "Sanırım yavaş yavaş sevgi manyağına dönüşüyorum." dediğinde tekrar kıkırdayarak yüzünü yüzüme yaklaştırdım. "Bu haline bayılıyorum." diye fısıldadıktan saniyeler sonra Cameron dudaklarımı hedef almıştı. Sakin ve yumuşak bir şekilde öperken kafamıza yediğimiz yastık ile Mich "Bir odanız var , aptallar." dediğinde utançla kızarmama rağmen diğer herkes gibi gülümeme engel olamadım. Cameron beni aniden kucağına alarak "Hangisi bizim?" dedi ve merdivenlere yöneldi. Şok içerisinde Cameron'a bakarken o gayet rahat görünüyordu.

Julia kollarını göğsünde bağlamış sinsi bir şekilde gülümserken "İstediğiniz oda sizin olabilir. Hepsi aynı." dedi. Kaşlarımı çatarak ona baktım. O ise öpücük atarak el salladı. Cameron yukarı çıkıp en sondaki odaya girerken "Şaka yapıyor olmalısın." dedim. Başını iki yana salladı.

Odaya girince şöyle bir göz gezdirdim. Bahçedeki havuza açılan tamamen cam bir balkon kapısı vardı. Balkonuna bakınca bayılacağımı düşündüm. Harikaydı. Büyük bir alana sahipti ve bir salıncak iki büyük sandalye , bir sehpa ve kocaman bir de şemsiye vardı. Perdenin ucunu açarak dışarıdaki havaya baktım. Güneş vardı ama esiyordu. Ev ise beklediğimin aksine epey sıcaktı.

Ceketimi çıkararak odadaki koltuğa bıraktım. Arkamı döndüğümde Cameron sırıtarak beni izliyordu. "Sen devam et." dedi elini sallayarak. Ne dediğini anladığım an yataktaki yastıklardan birini alıp ona attım. "Sadece ceketimi çıkarttım Cameron. Soyunmayacağım." dediğimde dudak bükerek yanıma geldi. "Beni öpmeyeceksin dedikten saatler sonra seni öpmek istiyorum dediğini unuttun sanırım." dedi büyük bir ego ile. Kaşlarımı çattım. "Hangimiz tükürdüğünü daha çok yaladı tartışalım mı sence?" diye sordum. Bu sefer o da kaşlarını çattı. Aniden neye bu kadar sinirlenmiştik anlayamıyordum.

"Dean'a gitmemeni söylediğimden saatler sonra benim kollarımda ağlaman seni kazanan yapar." dediğinde dolan gözlerim ile ondan bir adım uzaklaştım.

Cameron aniden elini saçlarına daldırıp "Sikeyim. Skyler , bebeğim üzgünüm. Öyle demek istemedim. " dedi. Titrek nefesim ile kendimi yatağa bıraktım. Sessiz göz yaşları yanaklarımdan süzülürken gözlerimi sıkıca kapattım.

Cameron böyleydi. Çok kolay sinirlenmiyordu. Ama ufacık , hiç beklemediğiniz bir şeye kızıp sizi paramparça edebiliyordu.

Yatağın yan tarafı çökünce Cameron'un yanımda olduğunu anladım. Tek eli saçlarımın arasında yumuşak bir şekilde gezindi. Gözlerimi açmadım.

Şimdi neden ağlıyordum ki. Haklıydı. Onu dinlememiştim. Tükürdüğümü yalamıştım.

Sadece bu olayı unutmaya ihtiyacım vardı.

"Lanet olsun." dedi Cameron aniden. Ardından dudakları ıslak yanaklarıma dokundu. "Ağlama. Bu beni öldürüyor." dedi sessizce ve gözyaşlarımı öpmeye devam etti.

Hiç sesimi çıkarmadım. Onu ittirmek istedim. Ondan nefret ettiğimi söylemek istedim.

Fakat geri gelmeyecek olma düşüncesi beni öyle korkutuyordu ki ona sarılmak istiyordum. Bir sorun olmadığını söylemek.

Dudakları tenimden uzaklaşırken gözlerimi açtım. Cameron'a baktığımda içimdeki tüm o kırıklar daha da parçalanmıştı. Cameron berbat gözüküyordu. Dakikalar içinde böyle olmuştu. Gözleri kan çanağı gibiydi ve bakışlarındaki korku tenimi ürpertmişti.

Yattığım yerde doğruldum ve oturur pozisyona geçtim. Cameron sessizce beni izliyordu. "Lütfen , git." dedim bakışlarımı kaçırarak. Cameron ellerimi tutarak yüzüne bakmamı sağladı. "Hayır." dedi net bir sesle. Gözlerine bakarken yine ağlamaya başladım.

"O hatayı bir defa yaptım , Skyler. Ve bir daha asla hayatından çıkmayacağım."

Sürpriz son , tadaaa. Açık söylemek gerekirse bunu bende beklemiyordum. Bir baktım oha lan kavga ediyolar. Neyse bu da böyle bir bölüm oldu. Öptümm.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin