Bölüm 1.

7.8K 234 18
                                    

~19 Yıl Sonra~

Sabah uyanmamı sağlayan güneş ışınları değildi. Öyle betimsel bir hayatımda yoktu zaten. Sabah uyanmamı sağlayan şey karın ağrımdı. Ve yan odadan gelen iğrenç sesler. Banyoya girip günlük işlerimi hallettikten sonra aşağı indim. Yan odanın önünden geçerken de "Kesin sesinizi!" diye bağırdım. Yaklaşık on dakika sonra Cameron kahve hazırlamaya başladığım mutfağa geldi. Onun hemen arkasından hiç tanımadığım bir kız koşar adımlarla evden çıktı. Sırtıma atmış olduğum battaniyeyi çekiştirerek salona geçtim. Aynı zamanda Cameron'a bakıp "Bu seferkini tanımıyorum." dedim. Cameron piç smile yaparken yanıma oturdu ve "Bende." diye cevapladı.

Kısa bir sessizliğin ardından Cameron beni süzdü ve "Sen ve senin iğrenç regl haftan. Sırf bu yüzden seni evden atmak istiyorum Skyler." dedi ve burnunu tıkadı. Kafasına bi yastık fırlatırken "Sadece karnım ağrıyor aptal şey. Hem ilk önce git ve duş al. Annemlere gitmeliyiz." dedim. Kafasıyla onaylayıp yukarı çıkmakla yetindi.

Büyüm ihtimalle şu an kafanız karıştı. Fakat biz Cameron ile sevgili falan değiliz. Biz çocukluk arkadaşıyız. Annemler bizi çok yakıştırıyor fakat biz buna aldırmıyoruz. Yakınlaşmamız için bize bir ev bile tuttular ve garip bir şekilde biz daha iyi arkadaş olduk. Bazen fazlasıyla yakın oluyoruz. Fakat yine de bu bizim arkadaşlığımıza engel olmadı.

Cameron West. Şu aynı evde yaşadığım çok yakın arkadaşımın adı.

Skyler Grey. Ben. Kahverengi saçlarım. Yeşil gözlerim. Övünmek gibi olmasın ama mükemmel bir vücuda sahibim. Güzel bir kızım. Cameron ise kahverengi saçları ve gözleriyle bile oldukça çekiciydi. Kaslı bir vücudu vardı. Ve uzun boyuyla mükemmeldi. Ben ona göre kısaydım. Ama bu bence mükemmel bir avantaj.

Ailelerimizin şirketleri ortak ve daha da ün kazandırmak için bizi evlendirmeye çalıştılar. Fakat biz bunu reddettik. Çünkü Cameron'un yatıp kalktığı kızları en iyi ben biliyordum. Genelde hepsi Victoria Secret's mankenlerini andırıyor. Benim ise çok nadir sevgilim oluyordu. Bu seferki zengin bir şirketin sahibiydi. Dean Holder. Beni yeterince mutlu ediyordu.

Ben bunları düşünürken Cameron'un elini yüzümün önünde salladığını farkettim. Hala daldığım yerde gözlerimi tutuyordum. Birden Cameron'un dudaklarıma eğilmesiyle kafasını tuttum ve geri kaçtım. Aynı zamanda bağırarak "Ne yapıyorsun Cameron?" diye cırladım. Cameron kendini koltuğa atmış salakça gülerken "Tepkini deniyorum." dedi. Ardından ona şöyle bir baktım. Saçları ıslaktı ve üzerinde tişört yoktu. Altında ise lacivert bir pantolon vardı. Gözlerimi ondan alıp sırtımdaki battaniyeme daha çok sarındım. Kahvemin son yudumunu da içtikten sonra mutfağa bıraktım. Ardından iki büklüm merdivenlerden çıkmaya başladım. Cameron arkamdan hunharca gülüyordu. Ona sinirle bakıp "Gülme Cameron. Canım yanıyor." dedim. Cameron üstüne başına bakıp tekrar bana döndü "Yoo ben yanmıyorum.". Bunu üzerine önüme dönerek "Salak şey." diye fısıldayarak güldüm. Ben öyle yavaş yavaş merdivenlerden çıkarken birden havalandım. Cameron beni kucağına almış odama çıkarıyordu. Ona baktım ve "Bir gün aptalın tekinden hamile kalırsam beni yine böyle odama çıkaracaksın." dedim. Bana bakmadan "Aptalın teki dediğin adam hiç hayatında olmayacak ve hamilede kalmayacaksın." dedi. Ciddi olduğunu görebiliyordum. Beni odama getirmiş ve kucağından indirmişti. Hı-hı tabi canım der gibi ona baktım. Cameron beni takmadan "Sadece on dakikan var Grey. Hızlı ol." dedi.

Cameron odamdan çıkıp kendi odasına geçince bende peşinden gittim. Kendini yatağa attığında beni fark etti. Anlamsız gözlerle beni izlerken dolabını açtım ve elime gelen ilk tişörtü Cameron'a fırlattım. Odadan çıkarken ise "Sonbahardayız üşütürsen senle uğraşmam." diye seslendim. Kendi odama girdiğimde dolabımı açıp bir kat iç çamaşırı, uzun dar ve açık renk bir kot ve salaş siyah bir tişört alıp giyindim. Saçlarımı tarayıp düzleştirdiğimde hazırdım. Ayağıma parlak siyah ayakkabılarımı giyip eyeliner ve rimel sürdüğümde işim bitmişti. Çantam ile telefonumu alıp aşağı indim. Aynı zamanda da Cameron'a sesleniyordum. Cameron'da gelince evden çıktık ve arabaya bindik. Radyoyu açtığımda Arctic Monkeys- Do I Wanna Know? çalıyordu. Huzurla gözlerimi kapatıp rüzgarın saçlarımı savurmasına izin verdim. Bu şarkıyı çok seviyordum. Cameron bana baktı ve çarpık gülüşünü yapıp arabanın üstünü açtı. Gülümsemekle yetindim.

Bir kaç dakika sonra evdeydik. Yani Cameronların evinde. Annemde muhakkak ordaydı. İçeri girdiğimizde doğru bir tahminde bulunduğumu fark ettim.

 "Biz geldik." diye seslendi Cameron. Annem ve Bayan West'in (ki kendisi ona Lola dememi istiyor) oturduğu koltuğa ilerledik. Annelerimize sarıldıktan sonra nedenini bilmediğim bir şekilde annem yanına Cameron'u oturttu ve bende Bayan West'in yanına oturdum. Annem Cameron'un dizine elini koyarak "Ee nasıl gidiyor?İkiniz yani?" dedi ve göz kırpıp ikimizi süzdü. Bayan West de aynısını yapınca hafif öksürerek "Cameron iyi bir arkadaş." deyip gülümsedim. Cameron da gülümseyip anneme döndü ve "Bayan Grey kızınız hiç iyi bir arkadaş değil. Bunun daha güzel ve uzununu ayrıca yemek yapabilenini doğursaydınız beklemez evlenirdim." dedi. Annemle Cameron gülerken Bayan West bana sarıldı ve "Sus Cameron gül gibi kız ne inat ediyorsun." dedi. Bende bu fırsatta Cameron'a bakıp "Bak bana Cameron ben hiç senin beyinli versiyonunu istiyormuyum? Bununla yetiniyorum artık." diyip dil çıkardım. Annem gülerek "Siz küçükkende böyleydiniz. Birbirinizden nefret ediyordunuz ama hiç ayrılmıyordunuz." dedi. Bayan West'in kollarından ayrılarak "Artık iyi anlaşıyoruz çünkü birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Mesela benim sinir olduğum şeyleri çok iyi bilir Cameron..." dedim ve gözlerimi kıstım.

O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Dean buluşmak istediğini söylüyordu. Cameronların evinde olduğumu ve o da beni almaya geldiğini söyledi. Annemlere bakarak "Benim gitmem lazım." dedim. Annem üzgün bir sesle "Daha yeni geldin tatlım. Nereye?" diye sordu. Gözlerimi bana merakla bakan Cameron'dan kaçırarak "Dean beni almaya geliyormuş." dedim. Annem birden Cameron'a sarılarak ve ağıt yakarak "Ah Cameron görüyor musun? Kuzumu kurt kapıyor." demeye başladı. Cameron ateş püskürten gözleriyle bana baktı ve "Biraz konuşmamız gerek sanırım Skyler." dedi keskin ve sert sesiyle. Hayır deme gibi bir şansım yoktu.

Yavaşça oturduğum yerden kalktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım. Cameron'da arkamdan geliyordu. Salondan çıkar çıkmaz Cameron kolumu sertçe tutarak ona dönmemi sağladı. Nane kokan nefesini yüzümde dans ettirirken "Dean'la görüşmeni istemediğimi biliyorsun." diye tısladı. Bende kolumu ondan sertçe çekerken gözlerine bakmaya devam ediyordum ve "Bende eve kız atmanı istemiyorum." dedim. Haklıydım. 1-1 Cameron West.

Cameron bir sigarayı dudaklarının arasına sıkıştırıp yakarken boğuk bir sesle "Sana zarar verecek Grey. Anlamıyorsun." dedi. Sigarası tutuşmuştu. Sigara içmesinden hoşlanmıyordum. Birden duyduğum korna sesiyle kapının yanındaki camdan dışarı baktım. Dean gelmişti. "Akşam yemeğinde evde olacak mısın?" diye sordum Cameron'a. Bana anlamsızca baktı ve "Tüm gün evdeyim. Annemlerle kahvaltı yapıp eve geçer ve tüm gün uyurum." dedi. Kafamla onu onaylayıp "Yemeğe beni bekle." dedim ve evden çıktım.

Dean arabaya biner binmez "Sürekli Cameron ile berabersin." dedi. Kafamla onu onayladığımda sinirle "Ve bu arkadaşlık sınırlarınızı zorluyor." dedi. Bakışlarımı sertçe ona çevirerek "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. Arabayı çalıştırırken "Hiç bir en yakın arkadaş bu kadar yakın olamaz." dedi. Bu sefer sesimi yükselterek "Cameron benim kardeşim gibi. Nasıl böyle düşünürsün?" dedim keskin sesimle. Arabayı durdurdu ve "Düşünürüm çünkü ne zaman seni arasam veya mesaj atsam Cameron'la geziyorsun , Cameron'la cafedesin , Cameron hasta , Cameron sarhoş... " dedi. Oda sesini yükseltmişti ve sinirle bana bakıyordu. Emniyet kemerimi açarken "Sen hastasın." dedim. Tam arabadan inecektim ki kolumu sertçe tutup beni geri oturttu ve kapıları kilitleyip "Hiç bir yere gitmiyorsun küçük hanım. Daha eğlenmedik." dedi ve arabayı tekrar çalıştırdı.

Delirmişti resmen. Onu ilk defa böyle görüyordum ve altıma yapmak üzereydim. Dean beni evine getirmişti. Kolumdan tutup beni evin içine soktu. Sert bir şekilde beni koltuğa itip üstüme çıktığında akmakta olan gözyaşlarımı ve az sonra olacak şeylerin hiç iyi şeyler olmadığını fark ettim...

Eveeet... Uzun bir bölümle karşınızdayım. Konu belki biraz daha açık olmuştur şu an bilemiyorum. Elimden geldiğince uzun bir bölüm yazmaya çalıştım. Daha olaylar başlamadı ama en kısa sürede başlayacak. Öpüldünüzzz.X.x.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin