Bölüm 21

3.1K 143 17
                                    

Keyifli okumalar....


Elimle ağzımı kapatarak odadan çıktığımda Cameron da arkamdan pantolonunu giymeye çalışarak çıktı. Ellerim titrerken kahkahamı bastırmaya çalıştım. Cameron kolumdan tutarak koridorda ilerlememi durdurduğunda elinden kurtularak "Dokunma bana." diye bağırdım. Cameron elini saçlarının arasına daldırarak "Skyler , düşündüğün gibi değil." derken bir kahkaha daha patlatarak "Penelope mu Camorun? Cidden mi?" dediğimde bana tuhaf bir bakış attı. Gözlerim dolarken "İğrençsin." diye mırıldandım. "Kimle yatacağıma sen karar vermeyeceksin." duyduğum şey ile ayaklarım yere mıhlanırken nefesim kesildi. "O kızla yan odamda yattın. O kızla bu evde yattın. Senin için endişelendim pislik herif." diye bağırdım. Cameron dalga geçer gibi " Birbirimize aşık değiliz bile." dediğinde sonunda gözümden bir damla yaş düştü. "Bu bana bunu yapabileceğin anlamına gelmez." diye bağırdım. "Aramızda hiç bir şey yok , Skyler. İlk defa eve kız atıyormuşum gibi davranma.". Bu kadar soğuk olması beni paramparça yaparken elimi kaldırdım ve yüzüğü çıkararak Cameron'un yüzüne attım ve "Sevgili değiliz. Yüzük takmıyoruz. Özgürsün." dedikten saniyeler sonra Cameron güldü ve "Bittiyse yarım kalmış bir işim var." dediğinde bir anlık şokla ona hayatımda ilk defa tokat attım.

Cameron hayatımda ilk defa beni kırdı.

Ve ben ona tokat attım.

Ona iğrenircesine bakarken "Bitti." diye bağırarak odama gittim. Yatağımın altındaki bavulumu çıkararak aldığı kadar kıyafeti içine tıkarken. Elime fotoğrafımız gelince bağırarak hırsla çerçeveyi duvara fırlattım. Eminim o fotoğrafın tonlarca kopyası vardı.

Bavulumu çekiştirerek merdivenlerden inerken Cameron'un salonda oturduğunu gördüm. Arabamın anahtarlarını alıp evden çıkarken oturduğu yerden kalkarak yanıma geliyordu ki onu durdurarak "Sakın." dedim. Yüzüne bakmaya cesaretim yoktu. "Sen öldün Cameron. Bu oyun bitti." diyerek evden çıktım. Arabaya binip hızla ana caddeye çıktığımda devam edemeyeceğimi bildiğimden arabayı kenara çektim. Hıçkırıklar içinde ağlarken hayatımda ilk defa bu kadar kötü hissettiğimi fark ettim.

Cameron değil..

Ben ölmüştüm...

Telefonumu cebimden çıkararak Bayan Molly'i aradım çok geçmeden açmıştı. Sesimin titrememesine özen göstererek "Bayan Molly , yarın bizim eve gidip bana ait olan her şeyi almanızı istiyorum. Ben size yarın eşyaları nereye getirmeniz konusunda mesaj atarım." dedim ve onun bir şey demesine izin vermeden kapattım. Şimdi babamlar ile konuşmam gerekiyordu.

Hastaneye gittiğimde hepsinin annemin yanında olduğunu gördüm. Hep beraber bir konu hakkında konuşuyorlardı. Hışımla odaya girince hepsinin bakışları bana döndü. "Yüzüğü çıkardım. Cameron ile artık beraber değiliz." dediğimde babamın gülüşü yüzünde donarken "Dalga mı geçiyorsun?" diye sordu. Ağlamamak için kendimi zor tutarken "Hayır. Gayet ciddiyim. Ayrıca Cameron ile evleri ayırdık ve ben Manchester'deki evi almaya karar verdim. Bundan sonra orada yaşayacağım." dediğimde yüzlerindeki ifade beni ürkütsede dik durmaya devam ettim. "Bir problem mi var?" diye sordu annem. Derin bir nefes alırken Cameron'un dedikleri aklıma geldikçe dolan gözlerime bir küfür ettim. Bay West birden ayağa kalktı ve "Her ne oyduysa oldu. Umrumda bile değil. Biz bu şirketi ayağa kaldırmak için bu kadar uğraşıyorken sizin bu yaptığınız çocukluk. Kesinlikle buna müsaade etmiy-""Yeter artık." Resmen kükreyen Bay West'in sözünü keserek , bağırarak ayağa kalkan Bayan West'e baktım. Herkes büyük bir şaşkınlık ile ona bakarken açıklama yaptı. "Bu güne kadar çocukluk yapan hep Cameron oldu ve Skyler hep olgun davranarak alttan aldı. Kızın haline bakın ayakta zor duruyor. Cameron bu sefer ne yaptıysa bu bardağı taşıran son damla. Bu çocuklar oyuncak değil. Yeter artık.". Koşarak derin bir nefes alan Bayan West'e sarıldım ve kendimi tutamadan ağlamaya başladım.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin