Bölüm 62.

1.1K 42 17
                                    

Merhabalar canlar. Biliyorsunuz ki hikayeye ara vermiştim fakat 17 Ekim in doğum günüm olması ve bu günün hikayemin 3. yılı olması şerefine yeni bölüm atmak istedim.

Bu 3 yılda beni iyisiyle kötüsüyle desteklediğiniz için teşekkür ederim.

Ben , Cameron ve Skyler , hatta Brooke sizi seviyoruuuuz.

Brooke'u bebek koltuğuna oturturken "Karnın acıktı mı bakalım?" diye sordum. Kıkırdayarak ellerini çırptı ve "Nam-nam." dedi sevimli bir ses tonu ile. Gülümsedim. Kapısını kapatıp ön koltuğa geçtim. Cameron arabayı çalıştırırken "Julia yemeğe çağırıyormuş. Mich aradı." dedi. Başımla onayladım.

Julia'lara gelince Cameron Brooke'u alırken ben kapıda beni bekleyen Julia'ya koştum. "Tanrım! Sanki karnın her an büyüyor gibi." dedim heyecanla. Olduğu yerde ayaklarını koşuyormuş gibi hareket ettirdi ve "Eveeet!" diye cıvıldadı. Cameron ve Brooke'da gelince içeri geçtik.

Sonraki bir kaç gün fazlasıyla monoton geçmişti. Ekstradan hiçbir şey olmuyordu. Geçen günlerde evden bile çıkmamıştık. Cameron şirkete gidip duruyordu ve bizde evde onu beklerken Brooke ile dizi izliyorduk. Şimdi ise Cameron işe gitmek için hazırlanırken , ben de banyoda yemeği kendi mi yemiş yoksa yüzünün her yerine mi belli olmayan Brooke'u temizliyordum. İşim bitince Brooke'u kurulayarak odaya giriyordum ki Cameron "Venüs," diyerek beni durdurdu. "Bir dakika konuşabilir miyiz?"

Elimde Brooke'u kurulamak için tuttuğum havluyu komodinin üstüne bırakarak yatağa yaklaştım. Brooke'u yatağa bırakıp kendimde oturunca Cameron telefonlarımızı eline alarak bir şeyler yaptı. Nihayet telefonları odada bulunan koltuğun üstüne atarak yatağa oturdu. "Şöyle uzunca bir süre bir planın var mı?". Sorusuyla birlikte kafam karışırken kaşlarımı çattım ve "Daha açık konuşur musun , Cam?" diye sordum. Yerinde kıpırdandıktan sonra ellerimi tuttu ve "Aylardır bir tatil hakkında konuşup duruyoruz ama bir türlü gidemiyoruz. Her şey ayarlandı. Taylor , Joseph , Mich , Julia ve biz. Uzunca bir süre kalalım diyoruz. Senin için de uygun değil mi?" diye sorunca rahat bir nefes verdim. "Evet , tabiki uygun." Gülümseyerek uzandı ve dudaklarıma anlık bir öpücük kondurdu. Ardından kalkarak hazırlanmaya devam etti. İçime doluşan huzurla Brooke'un yanına uzandım ve Cameron'u izledim. 

Akşama doğru koltukta ayaklarımı uzatmış yatarken çalan telefonum ile oflayarak Brooke'a baktım. "Keşke telefonumu hiç açmasaydım." diye mırıldanınca Brooke sorar gibi bana baktı. Tabii Brooke Cameron'un sabah tatil konuşurken telefonumu kapattığını bilmediği için böyle bakması normaldi. Telefonuma göz ucuyla bakınca Julia'nın aradığını gördüm. Bir yandan ne olduğunu deli gibi merak etmişken bir yandan da hiç açmayıp burada , pijamalarımla ölene kadar oturmayı hayal ettim.

Neyse ki fazla meraklı bir insandım.

Telefonu açıp kulağıma götürünce Julia nefes bile almama izin vermeden konuştu. "Dünyanın en iyi arkadaşı olduğumu biliyorum. Fakat övgülerini almadan önce kalkıp en erken sürede hazırlanıp şirkete gelmeni istiyorum Skyler. Çünkü Violet sürtüğünü parçalara ayırmamamın tek çaresi bu."

Telefon yüzüme kapanınca şaşkınca bakakaldım. İçimdeki ses beni tokatlayarak kendime getirirken gözlerimi kısıp Brooke'a baktım. "Hazırlanmaya gidiyoruz bebeğim. Anlaşılan babacık bizi çok özledi."

Şirketten içeri adımımı atmamla birlikte Julia'yı görmüştüm. Arkamdan gelen görevli "Bayan West , hoş geldiniz ." derken ona sahte bir gülümsemeden fazlasını verememiştim. Brooke başını boynuma yaslamış sessizce etrafı izliyordu. Başına bir öpücük kondurup koşan adımlarla Julia 'nın yanına gittim. Asansörün tuşuna basıp "İşte benim güzelim." dedi sinsi sinsi gülümsemesinin ardından.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin