〰️5.〰️

205 46 27
                                    

Odamdan içeri dolan gün ışığı ile gözlerimi açmıştım. Bugün izin günümdü. İşe başlamamın 2.gününün tatil olması bir mucize olabilirdi. Tabi bu mucizenin içerisinde Yoongi varsa işler değişebilir. Tam bir kabus bile olabilirdi.

Aklıma gelen isimle kafamda oluşan türlü fikirleri düşünüyordum. Her biri iyi bir seçenek olsada imkansız olanlarda vardı. Mesela Yoongi'yi kaçırtıp  şirketi bana devretmesini söyleyip ardından onu boğabilirdim. Tabi bu fikrim daha başlamadan biterdi. Onunla şirketi bana devretmesi hakkında bir konuşma açmsam beni boğmasına gerek kalmazdı. Büyük ihtimalle tavırları yüzünden can çekişiyor olurdum.

Tatili fırsat bilerek bugün gezinmeyi düşünüyordum. Boş boş gezinmek sevdiğim şeylerin başında geliyordu. Kulağıma kulaklığımı takıp gün batımında denizi seyretmekten daha güzel ne olabilirdi?

Ayağa kalkıp Yoora'ya bağırmaya başladım. Dün onu görememiştim. Uyuduğunu düşünerek ben de yatmıştım. Mutfaktan gelen kokuyla birlikte bir tuhaflık olduğunu anlamıştım. Yoksa Yoora'nın kahvaltı hazırladığını görmek mi?..sadece bir hayal olurdu. Bu da demek oluyordu ki ben hala rüyadaydım. Çünkü Yoora ciddi ciddi kahvaltı hazırlıyordu.

"Niye orada dikilip duruyorsun otursana."

Sanki çok normalmiş gibi konuşuyordu.

"Yoora iyi misin bak iyi değilsen psikoloğuma gidebiliriz eminim sana da iyi bakacaktır"

Sonuçta para veriyorduk Bi zahmet bakardı herhalde.

"Hana asıl sen aksatmadın mı şu randevularını, ben gayet iyiyim. Yeni erkek arkadaşımla iyi zaman geçiriyorum o kadar"

Mutluluğunun sebebi anlaşılmıştı da niye bu kadar abartıyordu anlamıyordum. Asla bir erkek arkadaşa ihtiyaç duymamıştım.

Kafamla onu onaylayarak masaya oturdum.

"Hana bugün izin günün olduğunu bildiğim için sana doktorunla randevu ayarladım hem sanki iyiye gidiyor gibisin sakın aksatma bak."

Şu an bütün planlarım suya düşmüştü benim gün batımı hayallerim şu an hepsine el sallıyorum. Çünkü o doktora fazlasıyla ödeme yapıyordum. Paramı çöpe atamazdım. Beni bu kadar düşünen bir arkadaşa sahip olduğum içinse 'gerçekten' çok şanslıydım.

Son sözünden sonra tabi ki anne diyerek masadan koşarak kalktım yoksa bana saldırabilirdi. Maalesef Yoongi'ye hazırladığım onca plan başka zamana kalmıştı.

Üstüme beyaz tişörtümü ve yırtık kotumu giyip saçlarımı serbest bıraktım zaten doktora çok hevesle gitmiyordum . Süslenmeye gerek yoktu.

Çantamı da alarak evden çıktım

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.


Çantamı da alarak evden çıktım. Daha saat erkendi ama yürümek istiyordum. Bugün kurduğum planlardan sadece bunu gerçekleştirebilecektim galiba.

Uzun bir sıra bekleyişinin ardından hemşirenin adımı seslenmesiyle hemşireye kötü bir bakış atarak içeri girdim. Nedense o kadından hoşlanmıyordum . Kendini bir şey sanıyordu.

"Hana hanım uzun zamandır görüşemiyoruz. İyi gördüm sizi"

Anlayamıyorum insanlar bana bakınca iyileştiğimi nasıl görüyorlardı.

"Aslında sizinle bugün bambaşka bir tedavi yöntemi deneyeceğim"

Dediğinde merakla sözünün bitmesini bekledim.

"Açıkçası şöyle düşündüm sizin güvenecek, sırtınızı yaslayacak ve aynı zamanda karşılıklı sevgi göreceğiniz bir ilişkiye ihtiyacınız var."

"Yani?"

"Demek istiyorum ki kendinize bir sevgili bulun."

Yok artık! Bu nasıl bir söyleme şekliydi ya! Kendine sevgili bul. Bunu asla kabul edemezdim ve bu konuda kesinlikle umutsuz vakaydım.

"Doktor bey ne dediğinizi farkında mısınız? Bu tedaviyi asla kabul edemem!"

Adama çok mu tepki gösteriyorum. O sadece iyiliğimi düşünüyordu. Hayır o sadece alacağı parayı düşünüyor olmalıydı. Benim iyiliğimi kim ne yapsın?

"Bakın birden konuya girmek iyi olmadı sanırım ama çok bir şey istemiyorum insanların her gün edindiği bir ilişki şeklinden bahsediyorum. Her gün flört edip aynı zamanda ayrılıyor bu da demek ki cidden sizin için çocuk oyuncağı hem bu sizin sosyalleşmenizi sağlayacak en büyük adımlardan biri"

Sanki bu sefer beni ikna etmiş gibiydi. Bu adam bunu nasıl başarıyordu. Doğru meslek seçmişti anlaşılan. Kafamla onu onayladım ve kapıya doğru ilerledim.

"Bayan Hana haftaya sizi sevgilnizle ilgili güzel anılarınızı bekliyor olucağım."

Ve odadan çıktım. Ben bir haftada nasıl sevgili bulacaktır. Bana 1 hafta verseler ancak diyaloğa geçebilirdim.

Şu an sevindiğim şey ise randevum kısa sürmüştü ve gün batımına yetişebilirdim.

Sahile gelmiştim ki ortalık çok sakindi. Çok az insan vardı. Ama hepsi çiftti kendimi yalnız hissetmiştim. Aman çokta umrumda! Gün batımı ve ben birbirimize yeteriz. Gördüğüm ilk banka oturdum ve güneşin batmasını beklemeye başladım. Keşke yanımda kulaklığım olsaydı. Planlarımı gerçekleştirmiş olurdum ama olsun bu da yeterdi bana.

Bir anda yanımda bir hareketlilik hissettim kafamı kaldırdığımda yanımda oturan bir çocuk gördüm. Bana dönerek gülümsedi. Böyle bir gülümseme daha önce hiç görmemiştim. Ama ona çok yakışmıştı.

"Selam ben Taehyung ben de yalnız oturuyordum ve senin konuşacak birine ihtiyacın olduğunu düşünerek yanına geldim. Otura bilir miyim?"

Off! Bütün deliler beni buluyordu zaten oturuyordu ne diye izin istiyordu? Hem nereden çıkarmıştı benim biriyle konuşmak istediğimi kendi başıma gayet mutluydum. Bunlar ona söylemek istediklerimi ama yeni tanıştığım birine kabalık edip kaçırmak istemezdim.

"Ben de Hana tanıştığıma memnun oldum. Aslında evet burada yalnız hissediyorum bir arkadaşa ihtiyacım olabilir."

Tae gülümseyerek ayağa kalktı onunla birlikte bende ayağa kalktım ve denize doğru yürümeye başladık bir anda elimi tutarak bana döndü.

"Arkadaştan ötesine geçmek ister miydin Hana?"

Selam Minnoşlarım,
Çok uzun yazıp sizi sıkmak istemiyorum ama aklıma gelen fikirleri de yarıda kesemiyorum😉

Aslında bu bölümde birkaç olay gerçekleşecekti ama sonraki bölümlere sakladım.

Umarım beğenmişsinizdir oy sınırı koymayacağım zaten çok bir şey değildi. Siz yine de oy verin oyyy

*Öpüldünüz💋*

Menacing Game ✓Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang