〰️15.〰️

146 40 3
                                    


Jungkook'un Anlatımından :

"Alo."

"Çabuk buraya gel!İşler yolunda gitmiyor."

Telefonun kapanmasıyla boş boş bakmaya başlamıştım. Ne kötü gidiyordu?

Babamın beni çok sık aradığı söylenemezdi. Hatta uzun zamandır hiç aramıyordu.

Arabama binerek şirketin yolunu tuttum. Bir yer belirtmediğine göre şirkette olmalıydı.

Sekretere selam vererek babamın kapısını tıklattım ve içeri girdim.

Koltuğu dönüktü. Şu filmlerdeki dönme sahnesi yapacağını düşünerek biraz bekledim ama dönmemişti.

Koltuğuna ilerleyerek koltuğu döndürdüm.Gördüğüm manzarayla ufak bir çığlık atmıştım.

Bu babam değildi ama kardeşim Se Yeon'du ve kafasından kanlar akıyordu.

Bu nasıl olabilirdi? Babamın ofisinde kardeşim ne yapıyordu? Kim nasıl ona zarar verip kaçabilmişti?

Dışarıdaki sekreter ne bok yapıyordu!?

Se Yeon'u kucağıma alarak hızla şirketten çıktım. Büyük ihtimalle sekreter beni ve Se Yeon'u görünce babamı aramıştı.

Onu arabanın arka koltuğuna yatırdım ve bende sürücü koltuğuna geçerek hastaneye doğru sürmeye başladım.

Şu an kimi arayacağımı bilmiyordum ve çok korkuyordum. Annemi kaybettikten sonra ben de Se Yeon'da kendimizi çok kötü hissetmiştik.

Babam ise üzülmüyormuş gibi görünsede ne kadar üzüldüğünü bir ben bir de o biliyordu.

Şimdi de kız kardeşimi kaybedemezdim.

"Çabuk bana doktor çağırın! Durumu ciddi!"

Bağırarak hastenede dolaşıyordum. Yanıma gelen doktorun ameliyathaneyi hazırlayın demesiyle kalbim neredeyse duracak hale gelmişti şimdi ne yapmalıyım?

Üzerinde ameliyat kıyafetiyle sedyedeki kardeşimi görmek canımı çok yakıyordu.

Onu ameliyathaneye soktuktan sonra doktorlarda koşarak içeri girmişti.

Ben de kapının yanına çökerek sırtımı duvara yasladım ve elimi telefonuma attım.

Son aramalara girdim üstte babam ardındansa Hana geliyordu.

Babamı es geçerek hanayı aradım. İki çalış sonra açmıştı. Nasıl konuşacaktım? Göz yaşlarım benden izinsiz akıyor gibiydi.

"Alo?"

"..."

"Jungkook iyi misin?"

"H-hıck! H-hayır hiç değilim B-buraya gelebilir misin?"

"En kısa zamanda yanında olucam neredesin?"

"Sana konum atarım."

"Güçlü ol kookie."

Telefon kapandığında sessizce beklemeye başladım. Polise haber vermem gerekiyordu sanırım ama sakinleşmeden bunu yapabilmem mümkün değildi.

Hana iyi ki vardı. Onu çok seviyordum. Sığınabileceğim tek insandı.

Yaklaşık on beş dakika sonra Hana gelmişti. Neler olduğunu anlattıktan sonra bana bir kaç teselli cümlesi söyledi ve benimle beklemeye başladı.

"Sence ne kadar sürer?"

"İstersen doktorlardan birine sorabilirim."

Kafamı sallayarak onu onayladım. Bir doktarla konuştuktan sonra geri döndü.

"iki saatlik bir ameliyatmış, zaten bir saatimiz kaldı. Hava almak ister misin?"

Ayağa kalktım ve onu takip etmeye başladım. Biraz temiz hava iyi gelebilirdi. Ameliyat sadece iki saatti ama benim için iki yıl gibi geliyordu.

" Bir şeyler iç-"

Onu kollarımın arasına alarak bir süre sarıldım. Sanırım buna ihtiyacım vardı. Bir süre ne olduğunu anlamaya çalıştığına eminim. Daha sonra o da kollarını bana sardı ve öylece bekledik.

Bay Jeon'un Anlatımından:

Zaten işler iyi gitmiyordu. Bir de kızımın başına gelenleri duyunca kahrolmuştum.

Nerde olduklarını bilmiyordum ama olay yeri sanırım ofisimdi.

Polisi arayarak olay yeri araştırması yapmalarını istedim.

Jungkook telefonunu açmadığı içinse daha sonra benimle görüşmesiyle alakalı bir mesaj attım.

Bir anda kapıdan içeri giren nefes nefese kalmış sekreterime baktım.

Umarım kızımla alakalı değildir.

"Efendim şuna bakın"

Diyerek elindeki tableti bana doğru uzattı. Kaşlarımı çatarak okuduğum haberi her kim sızdırmışsa elimden kurtulamayacaktı.

Şimdi bu haberi nasıl yalanlayacaktım? Haber çok doğruydu ama tüm medyaya evet battım gibi bir şey duyuramazdım.

Korenin ikinci büyük şirketi olarak batmam sadece Bay Min'i mutlu ederdi.

Uzun zamandır onunla bir rekabet içindeydik ve dolandırılmama sebep olan kişinin o olduğundan şüphe etmiyor değildim.

Böyle büyük bir şirketi ancak uzman biri dolandırabilirdi. Açık bırakmış olduğumuzu düşünmüyordum.

Jungkook'la konuşmak istememin sebebi ise şirkette çalışması gerektiğiydi.

Onu başa getirirsem yeni bir iş ortağı gibi gözükecekti ve bu da müşterilerle anlaşmamı kolaylaştıracaktı.

Ancak Jungkook'un daha fazla korede kalmaması gerekiyordu hatta bütün  iletişimini kesmesi gerekirken şuan hastanede bir söylentiye daha neden oluyordu.

Gerçi bu onun suçu değildi...

Hana'nın Anlatımından:

Yoongi'nin ailesiyle görüşmek için giderken Jungkook'un aramasıyla geri dönmüştüm.

Şimdi diyorsunuzdur bir türlü görüşemedin diye ama arkadaşım benim için her şeyden önemliydi.

Doktorlar dışarıya çıkarak ameliyatın iyi geçtiğini ve Se Yeon'un bir süre yoğun bakımda kalması gibi bir şeyler söyledikten sonra gittiler.

Jungkook artık daha mutlu görünüyordu. Ama bir sorun var gibiydi.

"Sorun ne?"

"Babama haber vermem gerek, beni bir süre bekleyebilir misin?"

Kafamı sallayarak onu onayladım ve giderek uzaklaşan Jungkook'un arkasından baktım.

Onu gerçekten çok seviyordum. Sosyal bir çocuk değildim. Pek fazla arkadaşım yoktu ama o gelip bana destek olmuştu. En az on yıldır benim arkadaşımdı.

Onu kaybetmek isteyeceğim son şeydi.

Merhaba Minnoşlar,

Bugünkü bölüm daha mı erken geldi ne? (saat olarak)

Kitabımı okumaya,oy vermeye ve yorum yapmaya devam edin.

*Öpüldünüz💋*






Menacing Game ✓Where stories live. Discover now