〰️23.〰️

110 37 15
                                    

Dün gece Yoongi ile sarılarak uyumuştum ve kendimi çok enerjik hissediyordum.

Nedenini bilmiyordum ama bütün yorgunluğum gitmiş gibi hissediyordum.

Yataktan yavaşça kalkarak dün giydiğim elbiseye bakarak yüzümü buruşturdum.

Bunu bir daha giyeceğimi de düşünmüyordum. Mecburen giymek zorunda kalarak mutfağa girdim.

Yoongi'ye teşekkür amaçlı bir kahvaltı hazırlayacaktım. Benim süper(!) marifetlerim karşısında ölmezse iyiydi.

Tavaya kırdığım yumuta bile düzgün durmazken en azından ağzına almasını umut ediyordum.

Masayı da hazırladığımda her ne kadar tadı kötü olsa da görüntüsü ve kokusu güzel olduğu için mutluydum.

Dış kapıdan gelen seslerle birlikte kapının arkasına geçerek Yoongi'nin gelmesini bekledim.

Ne zaman dışarı çıkmıştı bilmiyordum. Umarım mutfaktayken beni izlememiştir.

Mutfakta beliren gölge ile gözlerimi kapattım ve bağırarak kapının arkasından çıktım.

"Ta-da!"

Gözlerimi açtığımda Yoongi olmasını beklediğim yerde Mi So'yu gördüğümde vücuduma yayılan siniri hissediyordum.

Göz devirerek arkamı döndüm ve kollarımı sandalyenin başlığına koydum.

"Ne işin var burda?"

"Asıl bu soruyu ben sana sormalıyım. 'Evli' bir adamın evinde ne işin var?"

Evli dediğinde kahkaha attım.

"Hatırlatayım Mi So o seni terk etti! Hem de evlilik masasında."

"Ve sen de bundan yararlanıp sürtüklük mü yaptın?!"

İşte şimdi damarıma basıyordu. Bana lisedeyken yaptığı eziyetler yeterince yetmişti.

Yoongi'ye karşı kazanamıyor olabilirdim ama bu kıza yenilemezdim, yenilmezdim.

Mi So'ya doğru yaklaşarak aralarında yeşil boyalar olan sarı saçlarını elime dolayarak çekiştirdim.

Biraz eğilerek fısıldadım.

"Yoongi bir sürtükle olmak istemediği için seni terk etti galiba!"

Mi So'nun bana yaptığı onca şey aklıma geldikçe saçını daha çok çekiyordum.

Yüzünü biraz yukarı kaldırarak baktım. Saçında bulunan yeşillerle tam Yoongi'ye göre biriydi. Aynı zamanda küstahtı da.

Onların yakıştığını düşünmekse beni daha da sinir ediyordu. Saçını biraz daha çekerek diz çökmesini sağladım.

Bana bir şeyler söylüyordu ama umrumda değildi. Tam bi psikopat gibi gülmeye başladığım sırada kolumun hızla çekilmesiyle bir iki adım geri gitmiştim.

Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi ikisine bakıyordum.

Yoongi beni itip onunla ilgilenmişti.

Gözlerim dolmaya başladığında kafamı yukarı kaldırarak akmalarını engelledim. İkisini gördüğümde kalbimde oluşan acıyı size tarif edemezdim.

Kapının çalmasıyla birlikte Yoongi kalkarak kapıya ilerledi. Mi So ise yandan bir şekilde bana gülüyordu.

"Bak gördün mü?Hala beni seviyor!"

Artık titremeye başlamıştım. Ne diye gelip sabahımı mahvetmişti ki! Yoongiyle güzel bir kahvaltı yapmak dışında bir şey istemiyordum.

Dışarıdan gelen bağırışmaları fark ederek oraya doğru yürümeye başladım Mi So'da beni takip ediyordu.

Kapının önüne geldiğim sırada içeri sert bir şekilde giren Jungkook'la afallamıştım.

Beni kolumdan tutarak çekiştirdi. Gözlerinde hayal kırıklığını görebiliyordum. Gözleri kıpkırmızıydı. Ağlamış mıydı?

Ben biraz zorladığımda bana bakarak sinirle konuştu.

"Bana zarar veren bir adamla nasıl kaldın Hana?"

Sesi üzgün geliyordu.

Parmağıyla Yoongi'yi işaret ederek konuştu.

"Yoksa... İkiniz birlikte mi yattınız?"

Söylediği şeyle Mi So'da gözlerini sonuna kadar açmış bir bana bir de Yoongi'ye bakıyordu.

Yoongi kollarını göğsünde birleştirip duvara yaslanmıştı. Rahat bir ifadeyle Jungkook ve beni izliyordu.

Bense sadece kafamı öne eğmekle yetinmiştim.

Jungkook eliyle saçlarını çekiştirerek derin bir nefes aldı.

"Seni sevdiğimi söylemiştim, bunu... yaparken aklına hiç mi gelmedim?"

Tamam beni sevdiğini söylemişti ama o konuşma yarıda kalmıştı. Ayrıca Yoongi ile hiçbir şey yapmamıştım. Bana böyle muamele yapamazdı.

Yoongi'ye baktığımda rahat ifadesinden eser yoktu. Dişlerini sıkmış sinirle Jungkook'a bakıyordu.

Jungkook'a baktığımda gözünden bir damla yaş düşmüştü. İçimde bir şeylerin koptuğunu hissediyordum.

Bana sarılmasıyla bir süre boş bulunsamda bende kollarımı sırtına çıkarmıştım.

Jungkook benim arkadaşımdı ve beni sevdiğini söylemişti. Ona çok değer veriyordum.

Yoongi ise hiçbir şeyim değildi. Sadece iddiaya girdiğim işimin patronu olan sıradan bir manyaktı.

Onun hayatına bir anda çekilmiştim hatta onunla aynı yatakta uyumuştum. Pişmanlıklar listemin en başında yer alabilirdik.

Ve ben Jungkook'u Yoongi'ye tercih edecektim. Çünkü arkadaşlar böyle yapardı.

Jungkook kollarını biraz gevşeterek kulağıma fısıldadı.

"Buradan gidelim."

Merhaba Minnoşlarım,

Gece bölüm atmayalı uzun zaman olmuştu jdjdkdjgjfkd

Bir gün geç attım üzgünüm ama şimdi daha çok ilham geldi gibi...

Kurgudan sıkıldınız mı? Finali erken de yapabilirim.

*Öpüldünüz💋*





Menacing Game ✓Where stories live. Discover now