〰️28.〰️

103 34 10
                                    

Barın içine girdiğimizde sesli bir müzik ve içkiyle karışık sigara kokusu karşılamıştı bizi.

Buranın ne kadar iğrenç bir yer olduğunu hatırladığımda derin bir nefes verdim. Şimdiden pişman oluyordum galiba.

Barmenden hafif birer içki isteyip kendimize boş bir yer bulmuştuk. Yoora'nın gözü herkesi radar gibi tarasada ben hiç oralı olmuyordum. Benim gözüm sadece Yoongi'yi görüyordu.

Jungkook olduğunu düşündüğüm kişi yavaşça el kaldırıp bize doğru yaklaşmıştı. Onun yüzüne bile bakmak zordu benim için.

"Bayanlar bu ziyaretinizi neye borçluyuz?"

"Sanki geceni gündüzünü burada geçiriyor gibi konuşma."

"Gündüzümü olasada gecemi geçiriyorum diyebilirim."

Yüzümü buruşturarak Jungkook'a baktım. Gerçekten böyle bir insan mıydı?

Belki Yoongi'nin de ondan farkı yoktu. Ama aralarındaki tek fark kalbimin Yoongi'ye ait olmasıydı sanırım.

Jungkook biraz sarhoş gibi duruyordu oysa gece henüz başlamıştı. Bir sorunu olduğu belliydi ama hala gülüyordu yüzlerimize karşı.

O iyi bir arkadaştı bunu sonuna kadar biliyordum.

"Hana benimle gelir misin bir dakika?"

Kafamla onaylayarak Jungkook'u dışarı çıkarmıştım. Bu ortamın hiçbir köşesi konuşmak için uygun değildi.

"Hana öncelikle ben özür dilerim."

"Ne için?"

"Seni sevdiğimi söyleyip durmuştum ama şimdi...Hiçbir şey hissetmiyorum. Ayrıca hala arkadaşım kalmanı-"

Parmağımı dudaklarına götürerek onu susturmuştum. Bugün bundan daha güzel bir haber alamazdım. Jungkook'un duygularının asılsız olduğunu zaten biliyordum yine de bunu ondan duymak beni çokça rahatlatmıştı.

Jungkook bir iki adım atarak kollarını bana sardığında bende ona samimi bir şekilde sarılmıştım.

"Sonsuza kadar arkadaş kalalım."

"Sonsuza kadar..."

Birbirimizden ayrılarak uzun süre gülerek birbirimizin yüzüne baktık.

Mutluydum arkadaşımı üzmekten korkuyordum ama hiç de düşündüğüm gibi olmamıştı. Aksine arkadaşlığımız daha da güçlenmişti.
Çok sevdiğim sevgilime de kavuşmuştum. Ben ona ne zaman kapılmıştım hiçbir fikrim olmasa da iyiki beni içine çekmiş diyordum.

Bir barın bana bu kadar iyi gelebileceğini düşünememiştim.

"Hana buradan gidelim mi?"

Jungkook'tan bu soruyu yöneltmesini beklemiyordum. Gerçekten buraya oldukça aşina görünüyordu. Yine de her insan bazen rahatsız olabilirdi.

Kafamı salladım ve bir öneride bulundum.

"O zaman bizde içelim?"

"Hayır diyemeyeceğim bir teklif olduğunu söylemeliyim."

"Siz ikinizin iyi anlaştığını görmek beni mutlu ediyor."

Yoora'nın da bizi onaylamasıyla kısa sürede evimize gelmiştik. Üstelik bugün güzel de olmuştum. Boşa hazırlandığımı görmek beni üzüyordu.

İkisi içeri geçerken ben mutfaktan birkaç yiyecek almak için girmiştim. Gerçekten temizdi. Üstelik erken de dönmüştük ama nedense yapıp gitmişlerdi.

Belki de sandığım kadar kirli değildi.

İçeriye geçerek elimdekileri masaya koydum. Derin bir sohbete girerek yiyip içiyorduk işte. Bundan daha güzel ne olabilirdi?

Telefonumun çalmasıyla yavaşça ayağa kalktım. Her an yeri boylayabilirdim. Az çok sarhoş olmuş gibiydim ve kimin aradığını bile algılayamıyordum.

"Alo?"

Yarı çıkan yarı kısık sesimle karşıdakine seslenmiştim.

"Hana bir sorun mu var?"

Sesinden tanımıştım bu benim sorunlu sevgilimdi. Yüzüme yayılan gülümsemeyle sorusunu yanıtladım.

"İyiyim sadece biraz içmiştim arkadaşlarla."

"Sarhoş musun? Bara gitmedin değil mi?"

"Sarhoş değilim niçin aramıştın?"

"Aşağıya inebilir misin?"

Kaşlarımı çatarak söylediği şeyi bir süre idrak etmeye çalışmıştım. Camdan baksamda karanlıkta kimseyi görememiştim.

Yora ve Jungkook'a aşağı indiğimi söylemiştim. Ama içerden ses gelmemişti. Çok da üstelemeyerek ayağıma iki terlik geçirdim.

Düşmemek için duvara tutunarak merdivenden inmiştim. Yoongi'ye sarhoş olmadığımı söylemiştim ama yer ayağımın altından kayacakmış gibi hissediyordum.

Dışarı çıktığımda kimse yoktu. Daha sonra sokak lambasının altındaki arabayı fark etmemle o tarafa doğru adımlamıştım.

İçinden bir adam çıkmıştı çıkmasına da onu tanımıyordum. Bana doğru yaklaşıp kolumdan tuttuğu gibi döndürmüştü. Gözlerimi de siyah bir bezle bağlayıp kulağıma fısıldamıştı.

"Sadece iki adım Hana hanım."

Adımı bildiğine göre ona güvenmem gerektiğini düşünmüştüm. Ben onu tanımasamda o beni tanıyor gibi görünüyordu.

Beni evimin olduğu tarafa doğru sürüklemiş ve daha sonra tekrarlamıştı.

"İki adım..."

Gerçekten dediği gibi yapmış ve sadece iki adım attıktan sonra gözümü açmıştı...

Merhaba Minnoşlarım,

Sonraki bölüm final o yüzden şu son oy ve yorumlarınızı bırakın.

Şimdi veda konuşması yapmayacağım ama final bayram nedeniyle biraz geç gelebilir.

Sizi seviyorum

*Öpüldünüz💋*



Menacing Game ✓Where stories live. Discover now