she saw him

331 43 18
                                    

Merhaba! Bence bu kısa hikayemin sonuna yaklaşıyorum ama ne yapacağımı bilmeden yaklaşıyorum sfohswjdsoı Neler olur acaba? Bu arada Ophelia için fotoğraf arıyordum ama bulamadım sadece gözünüzde biraz canlansın diye bunu koyuyorum. Oph kısa, kıvırcık saçlı ve gözlüklü. Septum da yok ama Michael'ın da dediği gibi yakışırmış he sdohodh

Okumak isterseniz profilimde Live Before Die adlı Calum kurgumu bulabilirsiniz! Vote ve yorumlarınızı bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okumak isterseniz profilimde Live Before Die adlı Calum kurgumu bulabilirsiniz! Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar!

*

"Hey!" Gözlüğümü düzeltip kafamı kaldırdığımda gördüğüm kişiyle dudaklarım hafifçe aralandı. "Oturabilir miyim?" Hala şaşkın olduğumdan yalnızca kafamı sallayarak karşılık verdim. O karşıma otururken ben de laptopımda yazdıklarımı kaydedip kapatmış, tekrar onun beni inceleyen yüzüne dönmüştüm. Eğer şu an San Fransisco'da olsaydık June'a hemen mesaj atıp buraya gelmesini söylerdim. Ancak daha dün sınavlarımın bitmesiyle evime, Los Angeles'a geri dönmüştüm. June'a bu olayı anlattığımda aynı geçen haftaki gibi ne kadar şanslı olduğuma dair iki saat ağlayacağını biliyordum.

"Neden öyle bakıyorsun?" Diye sordu sanki yaptığı çok normal bir şeymiş de tek anormallik benim ona dakikalardır bakmammış gibi.

"Her gün masama Calum Hood oturmuyor." Hafifçe gülerken başıyla ileriki masada oturup kahkahalarla sohbet eden Ashton'ı ve siyah saçlı kızı gösterdi.

"Üçüncü tekerlek olmaktan sıkıldım ve ben de tanıdık bir yüz görünce kaçtım."

"Bütün fanları hatırlar mısın?" Diye sorduğumda yüzüne hafif bir tebessüm yerleşti.

"Sadece yüzünde dövme olanları."

Birden kaşlarını kaldırıp yüzüme daha dikkatli bakmaya başladığında neden öylece baktığını soracaktım ki, aklıma bugün fondöten sürmediğim geldi.

"Geçen gördüğünde kapatıcı vardı." Rahatsız olduğumu anlamış olacak ki kafasını sallayarak bakışlarını kaçırdı. Ancak yüzünden onun da pek rahat olmadığı ve bir şeyler düşündüğü belli oluyordu. Muhtemelen avatarımla beni kıyaslamış ve çillerimi de hesaba katınca 'O' olduğumu anlamıştı.

Calum o gün festivalde Ophelia'yı söylediğinden beri onun C olduğunu düşünmeye başlamıştım. Sonra mektuplardaki birkaç ayrıntı, gitar askısındaki 'cth' kısaltmasını barındıran kullanıcı adı ve birkaç stalkla attığı köpek fotoğrafını onun Instagram hesabında bulmam sonucunda da emin olmuştum. Yine de ona henüz bir şey söylemeyecektim. Bana mektuplarda kendini rahatça açabiliyordu, bir dert ortağı vardı ve onun elinden bunu almak istemiyordum.

"Ona bakmıyordum. Sadece... dövmende başka detaylar var gibi geldi."

Çoğu insan ilk bakışta yüzümde sadece iki nota dövmesi olduğunu görürdü. Ancak gerçekten dikkatli olanlar notaların ucundaki çiçekleri fark ederdi. Calum'ın çillerim yerine o çiçeklere baktığını bilmek hoşuma gitmişti.

"Evet, ismimle alakalı." Dün bana ulaşan mektubundaki şiir aklıma geldiğinde hafif bir tebessüm ettim. Bu dövmenin anlamı o şiirde saklıydı. Ona bugün yazacağım mektupta bundan bahsedecektim.

"İsmin ne? Flora gibi bir şey mi?" Tebessümümü genişletip kafamı iki yana salladım. Onun da benim kim olduğumu tahmin ettiğinin ve emin olmak istediğinin farkındaydım.

"Ophelia." Bir süre ne yapacağını bilemedi, bu yüzündeki ifadeden bile belli oluyordu. Sonraysa "Memnun oldum." diyerek rastgele bir konu açtı.

İkimiz de birbirimizin kim olduğunun farkında olduğumuz halde herhangi bir şey söylemedik. Ve o gün, Ophelia ve Calum olarak ilk defa sohbet ettik.


More Than WordsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin