DİVANE- BÖLÜM 27-

103K 4.9K 411
                                    

Medya: Pusula Kolye
• Yıldızımızı doldurmadan geçmeyelim lütfen, keyifli okumalar.

(Divane 200 bin okunmayı aştı, hepinize çok teşekkür ederim.)

Derin bir nefes alıp ellerimizden çektiğim bakışlarım rastgele sola döndüğünde kapanmak üzere olan bakkalın camından şokla ve betimlenilmeyecek kadar kötü bakışlarla bizi izleyen Canan'la göz göze gelmiştik. Elinde olsa o sinsi gözlerindeki alevlerle bizi yakmaya asla çekinmezdi ama şu an daha çok görmüş olduklarını idrak etmeye çalışıyor gibi duruyordu. Benim yavaşlayan adımlarıma isteksizce ayak uyduran Kuzey'in gerildiğini elimi tutuşundan bile hissediyordum.

Bu zamana kadar kendi içimde savaş olarak adlandırdığım mücadelenin belki de en büyüğünü Canan'a karşı vermiş, en çok onun yaptıklarından derin hasarlar görmüştüm. İkimiz de aynı adama aşıktık fakat aramızda dağlar kadar fark vardı.

Ben kalbimden toplayabildiğim cesaret kırıntılarıyla Kuzey'in gözlerine zar zor bakardım, Canan ise sonucunu düşünmeden hareket edecek kadar gözü karaydı. Herkesi yıkıp geçecek kadar takıntılıydı. Kendi canına bile kıymaya kalkışacak kadar saplantılıydı. İstediği sonuca varamayınca sözde sevdiği Kuzey'i dahi harcayabiliyordu. Daha önce şahit olmuştuk.

Ve ben buna aşk diyemiyordum, aşık olan insan bırak sevdiğine zarar vermeyi onun mutluluğuyla nefes alırdı. Onun yüzündeki küçücük gülümsemeyle kendi yaralarını sarardı. Ne Gökhan hocanın ne de Canan'ın aşk adının arkasına saklanarak yaptıkları kötülüklere tahammül edemiyordum. İçimde biriken büyük öfke ve geçmişte akıttığım gözyaşlarım hırçın bir fırtınaya dönüşürken adeta ateş saçan gözlerle dışarıya çıkan Canan'a bakıyordum. Yüreğindeki karanlık tüm bedenini esir etmişti sanki. Her şeye karşı nefret doluydu, attığı her adım felaket habercisi gibiydi.

İlişkimizi henüz kimsenin bilmediği saf kalbimin üzerindeki perdeyi kaldırırken mahallede el ele yürüyecek cesareti yanımda duran adamdan aldığım kesindi. Yavaşça parmaklarımı sıcak avuçlarından çıkarmaya yeltenmiştim ki bir anda sertleşen tutuşu buna izin vermemişti.

"Ne yapıyorsun?" Dedi sorgu dolu bir sesle, tedirgin bakışlarım onunla karışırken kaşları tahmin ettiğim gibi çatıktı. Asıl o ne yapıyordu? Tehlikeli sularda yüzüyorduk ve ben boğulmak istemiyordum.

"Canan bize bakıyor." Dedim olduğum yere sinerek, göz ucuyla üzerimizdeki kara bakışların iyice yaklaştığını görebilmiştim. Kuzey ise yüzüne yerleşen maskesiyle kendinden oldukça emin duruyordu.

"Bakarsa baksın." Dedi başını umursamazca sallarken.

"Başkaları da görebilir, sokağın ortasındayız farkında mısın?" Diye mırıldandım korkuyla, gerçi görmemesi gereken kişi çoktan görmüş zehirini kusmaya geliyordu.

"Kim görürse görsün." Dedi bu sefer yine aynı umursamazlıkla. Elimi bırakmaya hiç niyeti yoktu. İçime işleyen küçük huzur duyduğum alaylı sesle bıçak gibi kesilirken tüylerimi diken diken eden bakışları tam olarak Kuzey'le benim birbirine kenetli ellerimizdeydi.

"Lütfen bu gördüklerimin kötü bir kabus olduğunu söyle Kuzey, kabus dimi?" Dedi Canan kollarını göğsünde birleştirirken. Olduğu yerde zor duruyordu, bir ayağını ritimle yere vururken hesap soran alaycı ifadesi sinirlerimi bozuyordu.

DİVANE ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin