Bölüm 80 HELMES İLE CARLOX

269 36 6
                                    

Onu sevmemek imkansızdı.

Ona aşık olmamak imkansızdı.

Onsuzluk çaresizlikti.

Ama onla olmak da bir hiçlikti. Ses yok. Görüntü yok. Renk yok. Akışkanlık yok. Acı yok ama coşkulu mutluluk da yok.

Saf huzur var. Kalp var orada. Durmadan atan bir kalp, inciler içinde bir yaşam...

Yanımda çırılçıplak uyuyan adama baktım. Neden ağlıyorum? Hüzünlü gözlerimi gök yüzüne çevirdim.

Karanlık, yıldızlarla süslenmişti. Bir yerlerde umudu arıyorlardı.

"Rozzz?" Elinin göz yaşlarıma değdiğini fark ettim. "Sevgilim."

"Benim için telaşlanma Helmes."

Öfkelendiğini sezdim. "O da ne demek?"

Ona baktım gülerek, "hayır, senden vazgeçmiyorum Helmes," dedim ve bir an da gülümsemem hüznümün altına gömüldü.

"Çok kayıp verdik Helmes. Birçok şeyi yitirdik. Önce babam öldü, ihanete uğradım, yakıldım yıkıldım ama Fiona gibisini yaşamadım ben hiç. Hala unutamıyorum ben onu," dedim çocuk gibi.

Helmes gülümsedi. "Unutamazsın ki Rozzz, bunu ister miydin?"

Hiddetle başımı iki yana salladım. "Hayır, asla istemem ama Helmes... aynı evdeyiz sonuçta, hani bazen L'ehaxi öylesine yanıma oturuyor ya bir an irkiliyorum biliyor musun, Fiona geliyor sanki yanıma, kalkıp sarılmak istiyorum ama sonra fark ediyorum. Sanki her gün, her gece onun ölümünü baştan yaşıyorum."

"Biliyorum," dedi Helmes sadece. "Geceyi yaran ağlama krizlerini duymuyor muyum sanıyorsun?"

"Ama hiç gelmedin yanıma," dedim öfkeyle.

"Çekindim, bilmiyorum ki acını nasıl yaşamayı tercih edersin Rozzz?"

"Bugün 53.gün. Fiona'sız 53 gün."

Birden beni kendine çekti ve yumuşak kumlar üzerinde bedenlerimiz tekrar birbirinin oldu. Bu sefer daha tecrübeliydik. Artık her şeyimle onundum.

Eve dönerken hiç beklemediğim bir şey oldu. Önden yürürken birden kendimi havada buldum. Helmes beni havaya kaldırıp çevirdi. Kahkahalarım benimle birlikte döndü.

Helmes beni indirirken gözlerinin içine baktım.

"Seni artık tanıyamıyorum Helmes."

Bir şey demedi sadece yanağıma bir öpücük kondurup eve girdi. İçeri girdiğimde Helmes ıslık çalıyordu. Mutfakta bir şeyler atıştıran Almatch ve L'ehaxi'ye başıyla selam verdi ve duşa gireceğini söyledi. Ben daha çok kasıldım tabii.

Hayatımın adamı merdivenleri keyifle ikişer ikişer çıktı ve birden durdu. Sanki ona baktığımı anlamış gibi göz kırptı bana, ben de güldüm. Gerçekten, Fiona'dan sonra ilk içten kahkahamı attım. Birden ne olduğunu anlamadım ama L'ehaxi mutfaktan çıkıp koşarak bana sarıldı.

"Sen mutlusun ya nasıl seviniyorum!"

Fiona'dan sonra ister istemez L'ehaxi'ye soğuk davranmaya başlamıştım. Sanki onunla dostluğuma devam etmem Fiona'ya ihanet olurdu. Ne bileyim, hissederdi, mutsuz olurdu. Böyle olur diye nasıl ödüm kopuyordu anlatamam. Bu resmen en büyük korkumdu. Öldüğünü düşünmek bile bu kadar zaman sonra hemen gözlerimin dolmasına neden oluyordu. O hep hassastı. Ondan başka biriyle yakın arkadaş olmam onu kıskandırırdı. Deliye dönerdi. Bu yüzden ne olursa olsun, L'ehaxi ile eski samimiyetim kalmamıştı. L'ehaxi de bunun farkındaydı elbet. Bu konuyu hiç konuşmamıştık ama onun tavrı bana karşı hiç değişmemişti.

MAHKUMWhere stories live. Discover now