Bölüm 28 BULUTLAR

329 42 9
                                    

Neredeyse yirmi dakikadır ağaç dalında asılıydım. Artık iç organlarımın yer değiştirmeye meyilli olduklarını hissediyordum.

"Bu kadar yetmez mi?" diye sordum sızlanarak.

"Yetmez," diyerek ayağımın altında dolanan Silvayta'ya öldürücü bakışlar attım. "Eğer kendini daldan bırakıp yere atarsan bizden ne farkın kalır ki?"

Gözlerimi devirdim. "O zaman onlar beni izlemeyi kessin," diyerek karşımda ki çardağa tünemiş olan Oero, Fiona ve Almatch'i işaret ettim.

Dersin başından beri beni izleyip kıkırdıyorlardı.

"Onların seni eğlenerek izlemesi seni sinirlendiriyor mu?" diye sordu Silvayta merakla.

"Evet," dedim genzimden çıkan kaba bir sesle.

"Güzel. O zaman kalmaya devam edecekler."

"Neden bana bunu yapıyorsun?" diye söylendim.

"Çünkü elinde ki gücü kullanman için seni tetikleyecek bir şeylere ihtiyacın var. Bu aşırı heyecan ya da öfke olabilir."

"Bu yüzden mi çamaşır gibi burada asılı duruyorum?"

Silvayta aşağıdan yüzüme baktı. Gülümser gibi oldu.

"Havaya bak," dedi. Başımı kaldırdım. Tek gördüğüm şey bulutlar oldu.

"Evet, gökyüzü hala yerinde duruyor. Çok ilginç değil mi?"

"Bu bulutlar sen buraya asılmadan önce daha yükseklerdeydi."

Tereddütle ona baktım. "O bulutları benim aşağıya çektiğimi düşünmüyorsun değil mi?"

"Tam olarak da öyle düşünüyorum. Şimdi onları yukarı çekmeden aşağıya atlayayım deme yoksa sana ağaca mühürleme büyüsü yaparım."

Ağlamak üzereydim. "Sen kafayı yemişsin."

"Bulutlar Rose. Onları yukarı çek."

"Vay canına, bunları Rose mu yaptı?"

Sesin geldiği yöne baktım. Carlox gülümseyerek bize doğru geliyordu. "Bir sen eksiktin," diye mırıldandım.

"Rose bunu kabul etmiyor," dedi Silvayta, Carlox'a.

Carlox, "bana bırak," dedi Silvayta'ya göz kırparak ve ağaca tırmanmaya başladı. Benim olduğum hizaya geldi.

Nefes nefese konuştum. "Eğer dalga geçmeye geldiysen seni çardağa alalım."

Gülümsedi ve tutunduğum ağacın oyuğuna çöktü.

"Hayır, ben seninle gurur duymaya geldim."

"Çok romantiksin," dedim şakayla.

Göz kırptı muzipçe. Hiç de Helmes onunla konuşmuş gibi görünmüyordu. Belli ki konuşmamıştı ve evet, bir hayal kırıklığım daha oldu. Bu ağaçta asılıyken olmasaydı iyi olurdu.

"Sende onlar gibi bulutları benim indirdiğimi düşünmüyorsun değil mi?"

Carlox kendine güvenen bir tavırla gülümsedi bana. "Sen hariç herkes inanıyor Rose. Silvayta, senin doğayı kontrol edebileceğini söyledi bize."

"Buna inanıyorsanız sizde en az Silvayta kadar delisiniz demektir."

"Şimdi de bulutları yukarı çekme zamanı!"

Aşağıda dolanan Silvayta'ya öfkeyle baktım. Sonra da Carlox'a fısıldadım. "Onu durdur. Ne istersen yaparım."

"Ne istersem mi?" dedi göz kırparak.

MAHKUMWhere stories live. Discover now