Bölüm 58 KURBAN

234 34 2
                                    

"Durun," dedim boğazımı yırtarcasına. Elim dikkat çekici bir şekilde havaya kalkmıştı.

Göğsümün salgıladığım adrenalin yüzünden kalkıp indiğini fark ediyordum. Yutkunmaya çalıştığım zaman boğazımdan acı yumruyu sindire sindire gönderdim.

Almatch şaşkındı, Carlox korkmuştu.

Gözlerimi karşıda ki dart tahtasına diktim.

Gölgesi göz kapaklarıma düşen kaşlarımı çattım. Çukur çukur oldum. Kararlılığım karşısında ben bile sersemledim.

Bir adım attım. Carlox'la Almatch hemen yana kayarak bana yol açtılar.

Babam... Ah, hayır, hayır ! Babam değildi!

Fararji. Fararji'nin hedef tahtası olmuş yüzü tam buradaydı işte. Karşımdaydı. Birkaç adım daha attım. Tablonun dibine geldim.

Arka planı siyahın içine damlatılmış kan damlalarını anımsatıyordu. O ise tam önündeydi. Burada daha gençti. Belki benim doğduğum zamanlarda çekilmiş olabilirdi. Keyfi yerinde gibiydi. Nasıl olmasındı ki? Bir Tanrıçaya sahip olmuştu. Onun soyundan birini elde etmişti. Güç artık onundu. Ellerinin arasında, avuç çizgilerinin oyuklarında yüzüyordu.

Dudaklarımın alayla kıvrıldığını hisseder gibi oldum. Benimle aynı tonda ama farklı hayatlar barındıran orman yeşili gözlerine baktım. Düşündüğün gibi olmadı değil mi? Hele ki bundan sonra hiç olmayacak.

Tablonun büyük yerini kaplayan geniş omuzlarına, zevkle kıvrılmış dudak kıvrımlarına, avını beklercesine hafifçe öne eğilmiş başına, alaylı bakışlarına baktım dikkatle.

İyice yaklaştım. Tabloyla aramda hava boşluğu girecek kadar yer kalmayana kadar gözlerimi gözlerine dayadım. Tablonun hatalarını gördüm, bu detaylı bakışın başımda oluşturduğu ağrıyla gözlerimi sulandırdı.

Onun bu gözleri kahramanda olurdu, rahip de. Rehber de olurdu, yönetici de. Onun gözleri baba da olurdu, eş de. Ama o, hiçbiri olamamıştı ve ben onun için harika bir rol hazırlıyordum.

Kurban.

Gözlerimi kurbanımdan ayırmadan, yaralı bir hayvan gibi inlercesine, "onu öldüreceğim," dedim hırçın bir tavırla. Carlox'la Almatch'den yine ses çıkmadı. Zaten bunu onlara söylemekten de öte, karşımda ki tabloya söylüyordum. Sonra bir an Carlox'un korkmuş suratına hemen ardından da şaşkın bir şekilde bakışları bana kilitlenen Almatch'e döndüm. Sonra da gözlerim onun elinde ki dartlara döndü ve elimi uzattım.

"Bana da ver," dedim buz gibi bir sesle.

Almatch elindekilerin hepsini uzattı ama sadece bir tanesini aldım. Ağır hareketlerle karşımda ki tabloya döndüm ve baba figürü taşıyan adama baktım. Suratım büzüştü. Sanırım nefreti yavaş yavaş kanıma karışıyordu. Başımı yavaşça öne doğru eğdim ve içimde beslediğimden bile haberdar olmadığım düşmanlığı hiç saklamadan bakışlarımı ona yönelttim.

Karşımda ki yakışıklı adam, şimdi elimde çok yakında kılıca dönüşecek dartlara mahkum olmuştu. Sağ kolumu sanki bir şey tutacakmış gibi elimi de açarak öne uzatırken sol elimde ki dartı gözlerimi kısarak ileri geri götürdüm ve sonunda fırlattım.

Dart havada tabloya doğru hızla yol alırken başımı çevirip kapıya doğru yürüdüm. Elim kapının tokmağındayken bir an durdu, tereddütle başımı yere indirdim. Sonra da dayanamayıp başımı geriye çevirdim.

Dart tam da Fararji'nin alnına saplanmıştı.

Haince bir gülümsenin dudaklarımda virüs gibi yayıldığını hissettim. Odadan çıkarken huzurla bir nefes çektim içime. Kendime güvenim sonsuzdu.

MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin