Bölüm 71 GEÇMİŞ

227 35 7
                                    

"Şimdi şu yakışıklı senin kardeşin mi oluyor?"

Leblebileri kaseye boşaltırken bir yandan da arkasını başıyla işaret eden L'ehaxi'ye güldüm. Barın arka kısmında L'ehaxi'nin yanında kola dolduruyordum. Bir an durdum ve arkama baktım.

İnanılır gibi değildi. Varlığından yeni haberdar olduğum kardeşim şimdi tam olarak Helmes'in yanında oturuyordu. Yarası kendiliğinden iyileşmiş ve derisi yenilenmişti. Bende de böyle bir yetenek var mıdır diye düşünmeden edemedim.

Anladığım kadarıyla Lant kibar bir çocuktu. İyi yetiştirilmiş ve terbiyeliydi. Ona hayran hayran bakan kıza baktım. Pek yakıştıkları söylenemezdi. Lant'ı yakışıklı bulmuştum ve yanında ki kız fazlasıyla sıradandı.

"Karısıymış ha?"

Kaseleri tepsiye dizen L'ehaxi'ye baktım gülümseyerek. "Evet," dedim gülerek.

L'ehaxi takdir edercesine dudaklarını yumdu. "Epey hızlıymış."

Bir omzumu silktim huzurla. Şu an en tamamlanmış günlerimden birini yaşıyordum. L'ehaxi ile tepsilerimizi alıp bar kısmına yaklaştık.

Almatch ilgiyle Lant'ın yarasını inceliyordu. Helmes ise ilk defa tattığı biranın tadına odaklanmıştı. Aldığı bir yudumdan sonra hemen yüzünü buruşturdu, göz kenarları kırıştı. Carlox ise en köşede somurtkan bir tavırla oturuyordu.

Açıkçası o anda neden Helmes'i öptüğüm konusunda hiçbir fikrim yok. Derine inersek, ona hala kızgınım. Dilime saplanan o acıyı hala ilk anda ki gibi net hatırlıyorum. Ama o acıdan daha da öte bir şey var. Hayal kırıklığı. Bir an Helmes'in benim yanımda değil de karşımda olduğunu düşünmek. Aslında onun yanında kaldığım tüm bu ayların yalan olduğunu fark etmek. Her şeyden de öte onun benim düşmanım olduğu düşüncesi. O kadar berbattı ki.

"Eveeet," dedi L'ehaxi neşeli bir edayla tepsiyi bar masasına koyarak. "Şimdi bunları tadacağız. Atıştırmalıkmış. Lebileb."

O an bir mekanizmaya tutuşmuş gibi kahkaha attım. "Lebileb değil, leblebi."

L'ehaxi tereddütle yüzüme baktı. "Leblebbhi..."

Almatch abartılı bir tavırla gözlerini devirdi. "Kulaklarını açmadan mı dinliyorsun? Kız, leblebbi, diyor."

"Hayır, leblebi diyorum."

Lant arkasına yaslanarak bana baktı. Şaşkındı. "Lebileb mi şimdi bu anlamadım?"

Almatch gülerek Lant'ın önünden eğildi ve Helmes'e baktı muzip bir tavırla. "Bence Helmes söylemeyi denesin."

Helmes bizim ısrarlı bakışlarımıza karşılık hemen iki elini kaldırdı itiraz edercesine. Gülmeden edemedim. Sanki yanlış cevap vermek onun karizmasını süresiz olarak çizecekti.

"Asla."

"Hadi Helmes," dedim ona masum bir şekilde bakıp gözlerimi kırparak.

Bıkkın bir şekilde başına iç açan Almatch'e baktı. "Tamam," dedi. Aralarında aksanı en bozuk olan Helmes'di. Bu yüzden herkes heyecanla Helmes'e baktı. Ben de keyifle çenemi elime koyup dirseğimi bar masasına dayadım. Hecelemeye başladı.

"Leb-lehebb-"

Almatch hemen elini masaya vurdu. "Yanlış cevap dostum," dedi gülerek.

Helmes ona yandan ters bir bakış attı. Bozulduğu belliydi. "Ne yani? Ne olmuş," dedi sinirli bir tonda ama Almatch sadece güldü. Ortam daha fazla gerilmeden hemen araya girdim.

"Tamam, fark etmez. Ha leblebi olmuş, ha nohut."

Hepsi farklı tonlarda, "nohut mu?" diye sordu kafaları karışarak.

MAHKUMWhere stories live. Discover now