Bölüm 67 ÇİMEN

230 32 1
                                    

Yapraklar emrime amade, rüzgar ise saçlarımdı.

Ben Tanrıça'nın kızı Rose, bir ormanda kendimi bulmuştum. Toprak ayağımın altında, gökyüzü içimdeydi.

Ben doğaydım. Doğa bendim.

Çığlığım çığ oluyordu, şiddetim şimşek. Kahkaham fırtına, göz yaşım yağmur.

Kanım damarlarımdan derelere taş çıkartırcasına akarken, hücrelerim daha hızlı ölüyor, daha hızlı yenileniyordu.

Gözlerim daha da koyulaşıyordu sanki. Ellerim kaşınıyordu, kalbim daha hızlı atıyor, daha hızlı nefes alıyordum.

Daha hızlı yaşıyordum ve muhtemelen daha çabuk da ölecektim.

Ayaklarım beni taşıyamaz hale gelince en nihayetinde dizlerim ıslak çamura kavuştu. Diz çöktüm. Haykıra haykıra ağladım. Bir takım resimler gördüm. Gelecekle geçmişi gördüm.

Bir kapı aralığından beş yaşında ki Rose'n çekingen bir şekilde Rafael'in uyanmasını beklerken ki halini gördüm. Bir de gelecekte ki Rose'u gördüm. Savaş gördüm, kan gördüm, ölüm gördüm.

"Rozzz."

"Helmes..." dedim baştan sonra titreyerek, "git ne olur."

Uzun bir sessizlik oldu ama gitmedi. "Neden?"

Başımı kaldırdım. "Beni neden getirdin Gaji'ye?"

Afalladı. İnanamadı. "Pişman mısın?"

Burnumu çektim. "İkisini de istiyorum. Hem çocukluğumu yitirmemek hem de katil olmak."

Acı acı güldü. "O ikisi bir arada olmaz Rozzz."

Bir şey demedim. Elimi toprağa batırdım iyice çamur yaptım. Vıcık bir ses çıktı. Ayağa kalktım. Pisliği üzerime sildim. "Ben eve gidiyorum."

Helmes koluma girdiği gibi ileriye sıçradım. "Sakın," dedim ateş saçan gözlerle.

Kaşlarını çattı. Hiddetleşti. "Bu ne şimdi?" diye sordu sertçe. Almatch hemen araya girdi. "Tamam, ben bırakırım eve," dedi Helmes'e uysal bir tonda.

Helmes, Almatch'i duymamış gibi devam etti. "Seni düşündüğüm için yaptım. Bunu anlayacaksın."

"Sorun beni düşünmen değil, aptal. Benden habersiz benim üzerimde deney yapman."

"O da yaptı," diye bağırdı koluma girmiş Almatch'i göstererek. Almatch'in kolundan çıktım ve hiç düşünmeden Helmes'in göğsünü iki elimle ittim.

"Ama ben onunla yatmayı planlamadım. Ona aşık olmadım," dedim ve daha sert itmeye başladım. "Onunla öpüşmedim, onu arzulamadım, ondan çocuk istemedim, onu sevmedi..."

Helmes kollarıyla bedenimi kendine çekip dudaklarıma yapışmasıyla cümlem yarım kaldı. Kaşlarımı çattım. Ateşimi oynattım. Helmes'in arkasında ki dağ gibi çınarın yere devrilmesini sağladım. Helmes buz gibi benden uzaklaştı ve arkasına baktı. Sonra da tekrar bana.

"Bu ne demek?"

"Bana dokunursan sadece zarar görürsün."

"Peki Rozzz, istediğini yapmak da özgürsün," dedi ileriyi göstererek.

Gülerek suratına baktım. "İşte sen busun! Hayatıma izin almadan girdin, bir anda düzenimi mahvettin,beni hayatına soktun, işkence ettin, gücümü çıkardın, şimdi de yok sayıyorsun."

Almatch koluma dokundu. "Hadi Rose."

Helmes hala burnundan soluyarak yüzüme bakarken ayaklarının ucuna tükürdüm.

MAHKUMUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum