27-Evimizin Huzuru

3.6K 712 93
                                    

 
***

Henüz kızarttığım mücverleri servis tabağına alırken bir taraftan da salata için yeşillikleri yıkayan Esma'yla sohbetime kaldığım yerden devam etmeye çalıştım.

"Son deneme sınavının sonucu nasıl geldi kuzum? Her şey yolunda, derslerini ihmal etmiyorsun, değil mi?"

"Sayenizde iyi abla, sen merak etme."

Bu hayatta bana abla diye hitap etmesine sinir olmadığım, aksine sevdiğim tek insan Esma olabilir herhalde. Beline kadar uzanan siyah dalgalı saçlarını temiz elimle okşayarak ona gülümsedim.

"Aferin sana, benim zaten güvenim tam, şüphem yok senden yana."

Yıkadığı yeşilliklerin suyunu süzdürerek doğrama tahtasının üstüne koydum ve bu sırada Asiye annenin yanında içeride oturan Pelin de kalkıp mutfağa, yanımıza geldi.

"Şiştim içeride sizi beklerken. Rüya yemin ediyorum içinden Arda Türkmen çıktı. Evi restorana çevirdin resmen."

"Şu arkadaşları doğradıktan sonra geleceğim içeriye, ne yapayım Ömer iki saat sonra işten  gelecek. Sosunu da o zaman dökeriz. Hazır olsun şimdiden bunlar. Sofrasına salatasız oturamaz şimdi lordumuz."

"Oturamıyorsa kendi yapsın salatasını."

"Sabah yine çok erken çıktı evden, yoruluyor tüm gün. Bugün de bir iki yerle görüşecekti. İnşallah iyi haberlerle gelir. Morali bozukken de hiç çekilmiyor. Sabah sabah kol düğmesini bulamadı, sonra bir de bana soruyor nerede bu diye."

"Hadi canım, Ömer gibi düzenli bir adam mı sana soruyor?"

Sürekli evde ayrı işte ayrı çalışırsa olacağı bu, su kaynattı adam.

"Bu böyle olmayacak Pelo, benim bir iş bulmam lazım."

"Hayda... Kızım sizin durumunuz o kadar mı kötü?"

"O yüzden değil herhalde. Baksana benim hayatım mutfakta geçiyor."

"Restorana mı döneceksin?"

Kendimi oyalar gibi kocamın babasının iş yerinde mi çalışacağım yani? Üstelik kimse teklifte bulunmazken kendi kendime gidip arsızlıkla çalışamam orada.

"Restoran bensiz gayet iyi idare ediyor. Ben en iyisi annemlerin yanına, esnaf lokantasına döneyim diyorum."

"Nereden çıktı şimdi o? Ömer izin vermez senin orada çalışmana."

Doğru duyduğumdan emin olamayarak baktım arkadaşımın yüzüne.

"Ömer'den niye izin alayım ki ben çalışmak için? Hele ki annemlerin yanında çalışmak için."

"O anlamda söylemedim. Sadece sen hep orada çalışmaktan nefret ederdin. Hepimiz biliyoruz bunu. Ömer sen rahat et diye bu kadar çalışıyor, düzeninizi korumaya çalışıyor. Niye kendini yoracaksın ki orada?"

"Çünkü ben orada işe yaradığımı hissediyorum. Pelin ben bir birey olarak var olmaya çalışıyorum. Beni mutlu edecek bir şeyler bulmak zorundayım. Evde kocamın çamaşırlarını yıkayıp çoraplarını ütülerken mutluluk şarkıları söyleyemiyorum ne yazık ki."

Pelin'e laf yetiştireceğim diye bıçak elimden kaydı ve işaret parmağım kesilince kendi kendime homurdanarak işi bıraktım.

"Senin sinirlerin bozulmuş. Biri canını sıkacak bir şey mi söyledi?"

"Dün Ömer'in arkadaşları bizdeydi ya, o Furkan'ın karısı dişlek Gülçin sinirlerimi zıplattı. Kadınların kocalarının gölgesi olacağına kendi ayakları üzerinde durarak tek başına var olmayı bilmesi gerekiyormuş. Ömer gibi kariyer sahibi bir kocam varken ben evde oturup çocuk mu büyütecekmişim. Bu bizim ortak paylaşımlarımızı azaltırmış. Zamanla yok olup gidermişim ben."

MAHPERİ Where stories live. Discover now