1-Hor Görme Garibi

8.6K 761 230
                                    


NOT: Ben geldim :) Sözünü verdiğim romantik komediyle geldim hem de. Giriş kafanızda çok şekillendirmemiş olabilir kurgumuzu ama zamanla oturacağından emin olabilirsiniz. Sizi çok seviyor bol bol yorum bekliyorum. Çünkü paslanmış mıyım, hoşunuza gidecek mi Mahperi çok merak ediyorum. Kocaman da öpüyorum <3

İzninizle bir konuyu en başından netleştirmek istiyorum. Ben saplantılı bir şekilde erkek arkadaşını takip eden bir manyak değilim kesinlikle. Bulunduğum restoranda karşılaşmamız sadece sinir bozucu bir tesadüf. Neden sinir bozucu olduğuna gelecek olursak kendisinin koluna taktığı hatunun bu durumun baş sebebi olduğunu söyleyebilirim. Hayır, belki arkadaşça bir durumdur, belki kızcağız yürümeyi bilmediğinden öyle sarılmıştır diyeceğim de insan bu hayatta kaç arkadaşının birlikte yürürken poposunu izleyip avuçlar ki?

Doğrusu hayatımda çok yıkık insan gördüm ama kendimi bu konuda tek geçiyorum artık. İnsaf be kardeşim, biz ayrılalı daha bir ay olmadı. Ne ara yenisini buldun da bir örnek telefon kılıfı alacak seviyeye geldin elin kızıyla? Kız da güzel olsa bari yüreğim gam yemeyecek. Karga burunlu, mısır püskülü saçlı, makyaj diye suratına badana yapmış bir şey. Sana yazıklar olsun Hakan. Ben biraz formuma dikkat etmeyip iki gram kilo alınca bir kamyon laf ederdin. Hatunun önünde öyle bir göbek var ki zannedersin üç aylık hamile. Ay bir dakika... O kadar da uzun boylu değildir inşallah ya... Çünkü öyleyse restorandaki herkes tek tek boynuzlarımla fotoğraf çektirmeye başlayacak, heykele dönüşeceğim acımdan Allah korusun. Madem böyle bir yüzleşme yaşamak kaderimde vardı da niye bugünü ve bu mekânı seçtin ey büyük Allah'ım? Barın arkasında bardakları parlatırken, üstümde barista üniformasıyla yaşanacak karşılaşma mıydı bu? İşteki ilk günüm için muazzam bir sürpriz doğrusu.

"Rüya, ne yapıyorsun tatlım sen? Niye eğildin öyle tezgâhın altına?"

En yakın arkadaşım, gayri resmi kız kardeşim Pelin restoranın sahibinin yeğeni ve ben atanamayan bir edebiyat öğretmeni olarak işsiz olduğumdan benim için bu işi kendisi ayarladı. Aslında normalde babamın sanayideki esnaf lokantasında çalışıyordum ama oradan kazandığım cep harçlığıyla İzmir'in göbeğinde Survivor ortamını yaşadığımdan kendimce bu gidişe bir dur demek istemiştim. Tabi başıma bunun geleceğini bilseydim en azından birkaç gün sonra girişirdim kendimle bu tür sohbetlere.

"Pelo, sakın sesini çıkarma olur mu? Ben aslında yokum. Öyle düşün."

Çocukluğumuzdan beri Pelin alışkındır benim abuk sabuk hareketlerime, aşırı tepkilerime, yıllar içerisinde ben bir drama kraliçesine dönüşürken bizzat en yakından izledi evrimimi çünkü. Ancak yine de elimdeki kadehin arkasına sakladığım yüzümle tezgahın gerisinde diz çökmüş görüntüm ona bile fazla geldi.

"Allah aşkına ilk günden ne yapmış olabilirsin Rüya ya? Niye Burhan Altıntop'a bağladın durduk yere? Kimden saklanıyorsun? Ben aslında yoğum ne demek?"

"Of Pelin ya! Görmüyor musun manzarayı? Hakan burada!"

"Nerede Hakan?"

Yemin ediyorum tükendim. Megafon vereyim de onunla bağır bir de Pelo? Ay bunlar masaya otururken kızın bir de sandalyesini çekti bu Hakan! Akşam yemeği yerine zıkkımın pekini yiyin inşallah. Hazır fırsat ayağıma kadar gelmişken yemeklerine zehir mi katsam ki? Beni vaktiyle ancak aile çay bahçesine, Konyalı Ahmet ustaya, ocak başına falan götürüyordu bu zırtapoz. Demek beni yanına yakıştıramadığından böyle restoranlara adım atamamışız hiç. Ayrılık sebebimiz de benimle bir geleceği olduğunu göremiyor oluşuydu. Eh ben de haliyle beni hor görüp durmasından yorulmuştum epeyce. Babasından kalma inşaat firmasının başında diye kendini Ali Ağaoğlu sanıyordu görgüsüz ayı. Halbuki ben biliyorum nasıl babasının ağzına baktığını. Adamın gözünde yeterince yerin dibine batmadım sanki ayrıldığımız zaman da şimdi burada çalışırken karşılaşmamız eksikti. İyice magma seviyesine ineyim de sıcaktan eriyerek öleyim bari.

MAHPERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin