5-Bırakın Da Yaşayalım

4.8K 751 259
                                    


Ömer'in arabasından inip restoranın kapısına geldiğim an dışarıdan binaya bakıp korkuyla yutkundum. Herkesten öyle fazla bu geceyi mahvedeceğime dair bir şeyler dinledim ki şimdi ister istemez korkuyorum. Hakan'ı morartmak ve haksız çıkarmak bir yana ben asıl Ömer'in arkadaşları tarafından küçük düşürülmekten korkuyorum galiba.

Her zamanki gibi tüm gerginliğim yüz ifademe yansıyınca Ömer de vaziyetimi fark etti ve bana destek olmak için elimi tuttu.

"Korkma, ben yanındayım. Sen rolünü unutma yeter."

"O kadar da uzun boylu değil. İçeriye girince biz buraya neden gelmiştik deyip seninle nişanlı olduğumu unutacak halim yok Ömer."

Tıpkı akşamın başında yaptığı gibi gülümseyerek başını iki yana salladı ve bana muzip bir bakış attı.

"Daha önce herkesin içinde repliğini unutmuş bir kız çocuğu vardı sahnede, o da hep ezberinin kuvvetli olmasıyla övünürdü de sonra..."

"Hâlâ mı o konu? Sekiz yaşındaydım Ömer ya. Üstelik ben rolümü unutmadım. Kostüm değiştirmem gerekiyordu ve şalvarın üstüne giydiğim eteği çıkarmaya çalışırken beraberinde şalvar da çıkınca sahneye geç kalmıştım ben. Öğretmen kolumdan tutup zorla sahnenin ortasına attığı için de başıma giymem gereken fes kuliste kalmıştı."

"Bu sahnenin ortasında repliğini unuttuğun gerçeğini değiştirmez Mahperi."

"Repliğim şu başımdaki fese bakın diye başladığı için o repliği atlamalarını fısıldayarak istemiştim rol arkadaşlarımdan ancak hiçbiri profesyonel olmadığından el birliğiyle ben tepemde olmayan fesi işaret ederek konuşana dek sahnede aval aval suratıma baktılar."

Hatırladıkça sinirden kuduruyorum. Sonra da tüm okul ve veliler aylarca çalıştığı oyunun repliğini unutmuş bir şapşal olduğuma inandılar. Bir de sahnenin arkasında şalvar etekle beraber çıktı üstümden diye Ben Rüya'nın donunu gördüm diye ortalıkta gezen bir çocuğun alaylarıyla uğraşmak zorunda kalmıştım.

Ömer'in omuzları sarsılarak yanımda güldüğünü görünce benim yüzümden düştüğü durum onu sonunda delirtti herhalde düşündüm ve elimi tutan elini çekiştirdim.

"Al işte, bana diyorsun da senin de pek akıllı olduğun söylenemez. Ayrıca sahne korkumu mu arttırmak istiyorsun da çocukluk travmamı hatırlatıyorsun şu an bana? Ben büyüdüm Ömer Efendi, bir kötü sahne anısı daha biriktirmeyecek bu bünye."

"Göreceğiz Mahperi, ayrıca unutmadan söyleyeyim. O senin çamaşırını gördü diye okulda odlaşıp seninle alay eden çocuk vardı ya, onu zamanında nasıl dövdüysem bugün de sana dil uzatana aynı muameleyi yapmaktan çekinmem merak etme. Ama tabi sen yine de çok laf verme kimseye, olur mu?"

Aramızda başka bir konuşma olmadan içeri girdik ve ben heyecanımın büyük oranda geçtiğini fark ettim. Galiba Ömer damarıma basıldığında, gaza geldiğimde en iyi performansı sergilediğimi bildiğimden bana geçmişi hatırlattı yine. Fakat o zamanlar o çocuğu dövme nedeninin ben olduğumu bilmiyordum. Vay be, demek Ömer'in bu dünyada benim arkamı kolladığı ilk gün bugün değilmiş.

İçeriye girişimiz ya da insanlarla tanıştırılmam sırasında bir olay yaşanmadı. Ömer'in ofisinden yakın olarak görüştüğü yaklaşık otuz kişiyle bir araya gelmek söylendiği kadar kötü değilmiş aslında. Özellikle beni baştan ayağa süzüp açıkça bozulan Hakan'ın suratındaki morarmış ifade oldukça eğlenceliydi. Ömer'le çocukluk arkadaşı olduğumuzu duyan herkes çocukluk aşkıyla, ilk aşkıyla bir insanın evlenmesinin ne kadar tatlı bir şey olduğundan bahsedip durdu. Yüzüğümü gösterip bol bol gülümsedim insanlara. Ömer'in soğuk duruşunun aksine benim bu etrafıma sevgi saçan, sıcak tavrım tabi tüm ilgiyi üstüme toplamama neden oldu. Ne kadar da farklı olduğumuzdan bahsedilmeye başlanınca da onlara zıt kutupların uyumunun bir delili olduğumuzu söyledim. Bir de arada siz Ömer'i bir de benimle baş başayken görün, aslında çok eğlenceli, konuşkan, sıcak bir adamdır benim yanımda diye Ömer'e laf sokma fırsatını kaçırmadım elbette.

MAHPERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin