Anası ve Yavrusu II. Kısım

3K 588 41
                                    

Gülümseyerek ellerini gün geçtikçe kalınlaşmakta olan belime doladı sevgilim dudaklarımdan nazikçe öpüp geri çekildi.

"Sence yarın ne diyecek doktor? Sen şimdi annesin ya, içine doğuyordur belki."

Ben bu analık olayıyla övünmeyi biraz abarttım mı acaba? Kocamın gözünde gittikçe saygın bir konuma ulaşıyorum.

"Ömer gebeyim ben, falcı değilim aşkım. Cinlerim yok yani, haberin olsun."

"İyi de, tüm gün konuşan sensin kelebekle. Belki sana çıtlatmıştır dedim ne bileyim."

"O kadar yüz göz olmadık henüz. Sen niye bu kadar merak ediyorsun, özel bir siparişin mi var yoksa?"

"Odasının mobilyalarını ona göre bir arkadaşım var tasarımcı, ona tasarlatacağım. Adam şimdiden yapsın istiyorum. Şu oda da artık bir düzene girsin. Taşındığımız günden beri asıl amacına göre kullanmak nasip olmadı zaten. Bari bebek odası olsun."

Kocamın aklındakini öğrenmenin beraberinde getirdiği şaşkınlıkla gülümsedim. Biz her şeyin en iyisine özenirken seni yanlışlıkla şımartmayız inşallah kelebeğim.

"Ömer, çocuk bir yaşına gelene dek uykusu düzene girmeyecek. Beşiği de muhtemelen bizim odada duracak. Yani o bebek odasını kullanmak epeyce bir süre bize nasip olmayacak. Doğumdan sonraya bile kalsa olur. Eminim kelebek özel tasarım bebek odası takımı yok diye senin babalığını eleştirmeyecektir. Bizim çocuğumuz öyle şekilci, sığ bir evlat değil."

"Senin aklında var mı bir özel sipariş peki? Yani kız mı istiyorsun erkek mi?"

Elimi karnımın üstüne koyarak belki de milyonuncu defa aynı şeyi düşündüm. Bir kızım mı olursa daha çok sevinirim yoksa oğlum mu?

"Hamile kaldığımı öğrendiğim güne dek hep ileride çocuk sahibi olduğumda ilk çocuğum kız olsun isterdim. Sanki daha kolay anlaşırmışım gibi gelirdi."

"Kız çocukları babaya düşkün olur ama."

"Babasının sen olduğun bir çocuğun sana düşkün olmama ihtimali olamaz zaten. Gurur duyarım, mutlu olurum ben ancak sizin baba kız ilişkinizi gördükçe. Ama hamile olma ihtimalimle ilk yüzleştiğim andan beri bir kızım olmasını da oğlum olmasını da çok istiyorum. Terazinin iki tarafı da ağır geliyor. Oğlum olacağı düşüncesi de kızım olacağı düşüncesi de heyecanlandırıyor beni. Vatanına, ailesine, çevresine faydalı, sağlıklı, kalbi güzel bir çocuk olsun da inan gerisi hiç önemli değil. Birini görmeden, onunla konuşmadan da âşık olabiliyormuşsun ona. Ben içimde var olduğunu öğrendiğim günden beri kelebeğimize kör kütük âşık oldum."

"Bazen onun çok şanslı bir bebek olduğunu düşünüp heyecanlanıyorum. Harika bir annesi olacak çünkü."

"Hayır, kelebek çok şanslı çünkü harika bir ailesi olacak onun."

***

Doktorun muayenehanesinde kalplerimizde tatlı bir heyecan eşliğinde beklerken o beni ultrasona almadan önce vitaminlerimi alış düzenimle, bulantılarımla ilgili birkaç şey sordu. Ömer de kelebeğimizi benim yerime sanki o taşıyormuşçasına her soruyu heyecanla kendisi yanıtladı. Bazen cidden ikimizin de hamile olduğunu düşünüyorum. Zaten iki gün önce başladığımız doğuma hazırlık kursunda da Ömer ortalıkta hamileyiz diye sırıtarak geziyordu.

Hazırlanmak için arka tarafa geçeceğim sırada kocam doktoruma açıkça vitaminlerimi bana hatırlattığını, bu konuda titiz davrandığını söyleyince onu bozmak durumunda kaldım.

"Onun hatırlatmasına gerek olmadan da ben tüm vitaminlerimi vaktinde alıyorum. Ayrıca kursun yanı sıra birçok kitap okudum. Çocuk gelişimi, eğitimi hakkında bir sürü şey öğrendim."

Doktor bilinçli bir anne olduğumu söyleyip beni takdir ederken Ömer 'e gördün mü? Hani abartıyordum? Der gibi baktım. Neymiş daha şimdiden çocuğun ergenliğiyle ilgili bile iki kitap okumuşum. Bizim kelebek o yaşa gelene dek çocuk yetiştirmekle ilgili bir sürü yeni çalışma yapılırmış. Şimdi doğru denilen şeyler zamanla yanlış olurmuş. Evi kütüphaneye çevirmişim. Ne bulsam okuyormuşum. Her okuduğuma da inanıyormuşum. Onun bu konuyla ilgili aldığı, okuduğu kitaplar ve makaleler benimkilerden daha iyiymiş. Bir kere anayım ben ana, analar hisseder. Evladım için en doğrusu, güzeli neyse ben bilirim. Boşuna demiyorum analık yükleniyor bedenime diye gebe kaldığımı öğrendiğim günden beri. Baba dediğin ne anlar? Çocuğu kucağına alana dek bağ bile kuramaz arada ben olmadan, hey yavrum hey...

Sonunda arkaya geçip koltuğa uzandığım, bluzumu karnımı açıkta bırakacak şekilde yukarıya sıyırdığım sırada Ömer de peşimden geldi ve kısık tutmaya itina ettiği sesiyle fısıldadı.

"Sen az önce doktorun yanında benimle sidik mi yarıştırdın?"

"Onu sen yaptın bir kere. Doktorun sorularına benim yerime cevap vermeler, en iyi ebeveyn benim der gibi poz kesmeler... Bana bak balkon çocuğu, analığımı sana yedirtmem. Orada dur bakalım, bir ömür el âlemin seni övmesi yetmedi mi acaba?"

"Çocuğun yanında balkon falan demezsek sevinirim yalnız. Ayrıca Allah seni ıslah etsin. Ömrümü bana meydan okumalarınla törpüledin. Şimdi de iyi ebeveyn olmamı mı kıskanacaksın?"

"Hiç de bile! Sen bir ömür ilgi odağı olmak için yırtındın. Sana meydan okuyabilen de bir ben vardım. Ama şimdi yemezler. Anaların hakkı ödenmez bir kere. Burada başrol evladım ve benim canım. Kelebeğim benim bu dünyadaki en mükemmel şaheserim."

Sözlerim üzerine kaşlarını yüzünde alaycı bir ifadeyle havaya kaldırdı Ömer ve çenesiyle karnımı işaret ederek cevabı yapıştırdı.

"Ananın evinden getirdin, tek başına yaptın herhalde kelebeğini. Mutluluk projesinin ürünü hayatım kelebeğimiz. O şaheser mükemmel olduysa benim yapımdaki katkılarım sebebiyledir. İşin içinde benim genlerim var diye şükretmen lazım."

Şimdi bir şey derdim de içimde çocuk var.

"İçimde insan üretiyorum ben burada, besliyorum, büyütüyorum. Sen yapıma kattığın nokta kadar sperm için oklava yutmuş gibi kasılıyorsun. Çok merak ediyorum, bir de sen doğursaydın ne olurdu acaba? Allah bilir, süper kahraman pelerini diktirirdin kendine."

Tam Ömer de bir şey söyleyip tartışmayı kızıştırmak için ağzını açmıştı ki doktorum suratında söylediklerimizin en azından bir kısmını duymuş olduğunu belli eden gizli bir gülümsemeyle yanımıza geldi. Ben de burada bulunma nedenimizin kelebeğimizin kız mı yoksa oğlan mı olduğunu öğrenmek olduğunu hatırladım. Gelişimi, sağlığı hakkında bilgilenip her şeyin yolunda olduğunu öğrenişimizin ardından ise Ömer daha fazla sabredemeyip cinsiyetini sordu bebeğimizin. Fakat doktor ultrasonun başından beri kendisinin de buna dikkat ettiğini ama bebeğin göstermediğini söyledi. Ömer de bunu duyunca açıkça hayal kırıklığına uğradı.

Muayeneden çıkarken de öyle bir laf etti ki Ömer; ona darılıp kavga mı çıkarsam yoksa hak verip gülsem mi cidden bilemedim.

"Anasına bak yavrusunu al. Kız mı olur yoksa oğlan mı bilmiyorum ama sana çektiği kesin bu çocuğun. Sırf ben merak ediyorum diye gizliyor bak. Daha doğmadan babasıyla uğraşmaya başladı. Seninle baş edemezken bir de yardımcın geliyor şimdi."

MAHPERİ Место, где живут истории. Откройте их для себя