Baekhyun büyük bir mutlulukla Kai'ye sarılırken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Kai'nin adını duymak bile onu çok mutlu ediyordu. Parmaklarını kendinden uzun çocuğun gövdesine dolayarak hafifçe sıktı.
''Ben de seni bekliyordum,'' dedi yumuşak bir sesle mırıldanarak.
Chanyeol şaşkınlıkla Kai'ye bakıyordu. Onu burada görmeyi ummamıştı... Hem de hiç.
''Jongin?'' diye mırıldandı kırık çıkan sesiyle. Gözlerini kıstı ve dişlerini sıktı.
Jongin parmaklarıyla Baekhyun'un saçlarını okşarken gülümsedi.
''Evet, benim Chanyeol,'' dedi Kai, ''Jongin.''
*
3 Gün Önce
Baekhyun yatağında sessizce oturup her gün yaptığı gibi beyaz duvara bakarken, birden kapı çaldı. Kafasını beyaz duvardan çevirip,
''Girin,'' diye mırıldandı yumuşak bir sesle.
Gelen Junmyeon'du, yüzünde neşeli bir yüz ifadesi vardı; gözleri sevinçle hilal biçimini almıştı. Baekhyun ise ifadesizce ona bakıyordu.
Abisi kapıyı kapatırken, Baekhyun onun oturması için yatakta yavaşça kaydı.
''Merhaba,'' dedi Junmyeon gülümseyerek, Baekhyun'da karşılık olarak gülümsedi, elleri abisinin parmakları arasında tuttuğu şeye kaymıştı. Junmyeon, elindeki kitabımsı şeyi havaya kaldırıp Baekhyun'a gösterdi, ''Bak, sana ne getirdim.''
''Um... Abi, o nedir?'' diye sordu Baekhyun parmaklarını dudaklarına götürerek, kitap gibi görünüyordu, içinde neler olduğunu merak etmişti.
Junmyeon yatağa oturdu ve ona bakıp gülümsedi, ''Bu bir fotoğraf albümü. Bu albümde, senin bebekliğinden, 17 yaşına kadar çekilmiş olduğun tüm fotoğrafların bulunuyor.''
''...'' Baekhyun tepki vermeden abisine baktı, ne demek istediğini anlamamıştı.
''Ve bu senin geçmişini hatırlamana yardımcı olacak, tatlım,'' dedi Junmyeon ona bir kez daha kocaman gülümseyerek.
Baekhyun elini uzatıp albümü aldı ve parmak uçlarını yavaşça dışında gezdirdi. ''Ona bakmak istiyorum,'' diye mırıldandı yumuşak bir sesle.
''Bakabilirsin tatlım,'' dedi Junmyeon kardeşinin saçlarını sevgiyle okşayarak.
Kumral çocuk kapağını açtı ve birinci sayfaya baktı. İki tane fotoğraf yapıştırılmıştı ve altında notlar yazıyordu.
Baekhyun işaret parmağını birinci fotoğraftaki uyuyan, küçük bir bebeğin yüzüne koydu. Yumuk yumuk gözleri, bembeyaz teni ve küçük, açık ağzından görünen kırmızı diliyle o kadar tatlıydı ki.
Çocuğun yüzüne istemsizce bir gülümseme yayıldı. ''Bu bebek, ben miyim?'' diye sordu ağabeyine gülerek.
''Evet, o sensin. Küçük Baekhyun,'' diye mırıldandı Junmyeon, yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı, ''Burada daha 6 ya da 7 aylıksın. Bak, altında yazıyor,'' Sarı saçlı çocuk parmağını notun altına getirerek okudu, '' Bugün, Baekhyun abisi ile oyun oynadı. Ve doğduğundan beri ailemizde en çok sevdiği kişi o. Tarih, 15 Kasım 1992.''
Baekhyun bir kez daha istemsizce gülümsedi, ''Tatlı görünüyorum.''
Junmyeon da ona bakarak güldükten sonra kardeşinin kafasını kendine çekip alnına bir öpücük bıraktı, ''Elbette ki öylesin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Will Remember
Fanfiction''Bilmiyorsun. Nefes almanın ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun. Sanki göğsüne balon yerleştirmişler ve o balonun havası yavaş yavaş kaçmaya başlıyor. Ve eğer tamamen biterse, öleceksin. O şekilde nefes alıyorsun. Sen vücuduna batırılan iğnelerle ya...
