37. Bölüm

5.7K 134 328
                                    

"Yemek düzenine  dikkat et. Sıkı sıkı  giyin. Sen fazla boş veriyorsun kendini"

Hayat 'ın bitmek bilmeyen  uyarılarını dinledikten  sonra  ona sıkıca  sarıldım.  Böyle  bir veda beklemiyordum  ondan. Hep her an yanımda olacağına o kadar inanmıştım ki. Bu durum  beni  kahrediyordu.  Vedaları  kim sever ? Kim gerçekten  veda kelimesine  tatlı  bir düşünce  ile bakar ?  Kimse  bakmaz. Bakamaz.

Bedenimi saran ellerini  çözüp  yüzümü avuçlarının içine aldı. Uzun uzun baktık birbirimizin  yüzüne.  Sonra gözlerimiz  kitlendi. Ben hayat'ı bu kadar ifadeli bakarken hiç görmemiştim.  Hep güçlü  ve soğuk  kanlı bir ifadeyle yanımızdaydı. dolu dolu bakan  gözlerinden  akan yaşlara  engel  olmadı , ilk defa. Bende ağladım.  Hıçkırıklarımı bastırarak  ama  ağladım.  Solumdan bir parçanın  koparıldığını hissettim. Tarifsiz bir  sıkışma vardı. Kelimelerin  kifayetsiz kaldığı bir  acı.

"Bebek surat " dedi kırık bir tonda. Ellerini  yüzümden  çekmeden. Hemen sağımda  elimi sıkıca  tutan Hakan onun gibi kırık  bir tonda yanıt  verdi.

"Efendim Hayat "

Yutkundum.
Yutkundu.
Canımı bir şey  yaktı boğazımda.
Canını  bir şey  yaktı  boğazında.

"Ona güç  ol. Sevgi ol. Arkadaş ol. Şımarırsa  da Atarlı'sı ol"

Son iki kelimesi beni bitiren yer oldu. Yüzümü  ellerinden  kurtarıp  kollarımla bırakmak  istemez bir  tavırda  sardım  onu. Sıkı  sıkıdan  daha öte. 

"Haydi ama sıra bizde Ef"

Melike'nin bu durumda daha kötü  olmamızı  istemediğini  belirten tonda araya giren sesi  beni zor güç  kendime getirdi.  Hayat'tan çözdüğüm  kollarım  boşluğa  düşmeden  Hakan tuttu sıkıca. 

"Valerie seninle"

Valerieyi avucumun içine alıp ondan Hayat'ın eksikliğine  alışmayı  diledim.  Kabul olur mu bilmiyorum ama diledim.  Aksi taktirde asla dinmezdi bu acı.

"Sizde harap etmeyin artık kendinizi ulan bak gelmem izinlerde falan"

Yine Atarlımız olmayı başarmıştı  ve son kez bize güzel  bir azar çekmişti. Gözlerim  o sırada  ona hep kızgın  olarak kalacak olan Alya'ya takıldı. Çok fazla arka arkaya yutkunuyordu. Çok sık  nefes alıyordu. Yatışmıyordu belli içi. Nasıl  durulur bir insan ? Bunu ilk kez yanıtsız  bırakıyordum  zihnimde.

"Egemen "

Dedim kısık  sesle.

"Egemen , canımı  sakın yakma."

Uzanıp  sardım  onu kollarımla. Bir süre  bekledi o da. Benim ona vereceğim  tepkileri izledi.

"Yakmam ruh hastası "

Sırtımda birleşen  ellerinin soğukluğu  kazağımdan içeri  işleyince onu üşüten düşüncelerin  olduğunu  anladım.  Belki de onu yoran.

"Biz buradayız.  Maddi ve manevi  her açıdan. Sakın  unutma"

Beni kafasını  sallayarak  onaylayıp  çözdü  kollarını  bende onu çözüp  kafamı Hakan'ın omzuna  koydum ve bekledim.

Gözlerimi  ailemde gezdirdiğimde Kerem'in dik duruşunun altında yatan hüznü  gördüm.  Koray'ın yaralarına  rağmen  sıkı sıkı  sardığı  Eda'sını , Yiğit 'in Alya'ya olan tetikte bakışlarını, melike'nin ise Hayat görevine  geçmenin  verdiği  gerginliği gördüm  yüzünde   ve yutkundum.

Bir gidişi  ağırlıyordu kalbimiz. Gitmek kelimesinin,  misafirliğe dayanır  mıydı ? Hiçbir  tahminim yoktu.

"Hoşçakalın ! sizi seviyorum"

İyi Ki Geçtiler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin