9.Bölüm

7.5K 192 25
                                    

Ne zaman boş bir bank görsem aklıma beklemek gelir. bir de yalnızlık duygusu.Kim bilir kimlerin yalnızlığını paylaşmıştır ,kim bilir hangi sabırsız yüreğin beklemek anında ona yoldaşlık etmiştir !Ve kim bilir hangi terk edilmiş anıları taşıyor tahtalarında...Her bankın kendine ait anıları vardır.Eğer bir park bankı ise en çok ihtiyarları ağırlamıştır.Yılların yorgunluğuyla bükülmüş bedenleri çöker talihsiz bankın üzerine.Talihsizdir çünkü yalnızdır ihtiyar ve belki de "evde iş yapacağım ,hadi parka git" diyerek evden yollanmıştır.Tüm hüznüyle ve yalnızlığıyla tahta banka sığınır ihtiyar.Kimi bank ise daha şanslıdır.Kuytu bir yere yerleşmişse en çok aşıklar gelir ona.Kıskanç kavgalara,nazlanmalara,gecikmiş sevgiliye söylenen sızlanmalara rağmen şanslıdır.Aşıkların aşka dair tüm sözleri,kokuları sızar tahtalarına...Kimi banklar ise daha bir talihsizdir.Onlar hastane bahçelerinin sessiz neferleridir.Bazen yalnız hastaları,bazen sonuç bekleyen sabırsız hastaları ama çoğunlukla hastasını bekleyen refakatçıları ağırlar tahtalarında.Onların tüm sabırsızlığı,korkuları ve umutsuzluğu siner tahtalarına.Erkenden yaşlanır hastane bankı.Umutsuzluk onu çürütmeye başlamıştır.Ama en vahimi yalnız kalan banklardır.Onlar kimselerin artık gitmediği kıyı-köşelerde kendi hallerine terkedilmişlerdir.Nadiren bir sarhoş ya da bir gönül adamı ziyaret eder bankın hüzün kokan oturağını.Sevinir bank.Nihayet işe yarayacaktır ve bir yoldaş bulmuştur.Ama bilmez ki o ziyaretçi bilinçsizdir.Hangi mutsuzluğun ya da acının anılarını silmeye çalıştığını bilmeyen bu ziyaretçi gidecektir bir daha gelmemek üzere...

İşte ben o bilinçsiz kişiydim. Ne yaptığımı bilmez bir halde takındığım kimliğin ardında her gece göz yaşlarına boğulurken buluyorum kendimi. Iyi değildim ve iyi olmaya çalışmayı da bırakalı çok olmuştu. Elif kimdi ? En son neyi yaparken mutluydu ? Kimin eseriydi ? Bir Çok sorumun cevapsızlığı iliklerimde, sızlatıyordu.
Sert bir şutla kaleyi delip geçen topun kaleci tarafından gönderilmesini bekliyordum. Antremanları çok sever ama takımla pek muhabbetim olmazdı. Maça çıkar gerekeni yapar duşumu alıp hayatıma kaldığım yerden devam ederim. Kızlar futbol oynamaz dediklerinde ben daha 7 yaşındaydım. Erkeklerle futbol oynarken ataklarım yerini hırsa bırakırdı hep. Bu yüzden olsa gerek futbol beni rahatlatıyordu. O zamanlar mahallede yaşıtım kız yoktu . bu yüzden hep erkek kuzenlerimle oynardım. Annem bana kızar ama sonra kıyamayıp hemencik affederdi. Annem gibi kimse sevmedi beni koşulsuz. Kimse açtığı yarayı sarmadı.
Antreman bitinim de antrenörün onayıyla soyunma odalarına dağıldığımız sırada tribünlerde fark ettiğim üçlü dikkatimi çekti. Prof. Ayhan , Yiğit ve Hakan. Anlamak ister gibi olduğum yerde durdum. Hadi Yiğit Hakan'ı ziyarete geldi. Peki ya prof. Ayhan ne alaka ? Nerden tanışıyor olabilirler ki . Hadi diyelim tanışıyorlar neden burda konuşuyorlar?
Kafamı daha fazla bu sorularla dolduramazdım. Benim derdim başımdan aşkındı zaten. Takıldığım şey gerçekten gülünçtü. Soyunma odasına girdiğimde takım çoktan dağılmıştı . Duşu alıp pantolon ve beyaz tişörtümü giydim. Biraz oturup dinlenmek istedim.
Artık nisan bitiyordu. Mersin'den döneli neredeyse bir buçuk ay olmuştu ama benim aklım hala burnumun kanamasındaydı. Evet düşünmeme kararını alsam da dün sabaha karşı burnumun kanamasıyla tekrar dengem Alt üst olmuştu. Demek ki dedim inancım yanlışmış sadece o yakındayken falan kanamıyormuş burnum. Kübra haklıymış....
Iç geçirip çantamı omzuma takıp soyunma odasından ayrıldım. Çıkışta kapının önünde yine o üçlüyü görünce anladım ki yiğit benimle de görüşmek istiyordu. Sanırım yine birkaç gün görevde olacaktı. Genelde göreve gideceği zamanlarda vedalaşmak için uğrardı nerde olursak olalım. Alya yine o hassas dönemlerine girecekti yani. Sesli bir nefes alıp onları görmemezlikten gelirken yiğit tam da tahmin ettiğim gibi bana seslenmişti.

"Ef heyy ruh hastası baldız "

Sinirle olduğum yerde durup ona döndüm. Ruh hastasıymış . Aptal şey . Benim yaşadığım şeylerin üçte birini yaşaydı. Kimin ruh hastası olacağı apaçık ortada olurdu.
"Efendim yiğit "
Eliyle gelmemi istediğinde biraz şüpheyle bakındım. Ayhan Hoca ve Hakan 'ın olması beni biraz tedirginleştirmişti. Hakan'ı en son 2 hafta önce o tatsız olayda görmüştüm. Fakülte içerisinde zaten dışarı çıkamadığım için hiç karşılaşmamıştık.

İyi Ki Geçtiler Where stories live. Discover now