18. Bölüm

7.5K 195 32
                                    

Bölümleri elimden geldiğince uzun tutmaya çalışıyorum. Sizlerin o güzel destekleri beni mutlu ediyor sizleri seviyorum 🕊👍👏

Kantin masalarından birine oturduk hep beraber. Endişeli bekleyişlerimiz hala devam ediyordu. Yiğit'inde haberi alır almaz izin alıp gelmesiyle tam kadro buradaydık. Merak ettiğim bir şey vardı . Hakan'ın ailesi (!) Onların burda olmamasının ne gibi bir açıklaması olabilirdi acaba. Ya da bir ailesi var mıydı ? Birinin kollarımın üzerinde bulunduğu masaya burnuma sokmak ister gibi kahve bardağını koymasıyla düşüncelerimi yolcu edip o kişiye baktım. Prof. Ayhan , ağlamaktan şişmiş gözleri ile benden rica eder gibi gözlerime bakınca kafamı kabul edercesine sallayıp kahve bardağını parmaklarım arasına alıp dudaklarıma götürdüm. Sıcak kahve midemle buluşunca rahatlamıştım.

"Teşekkür ederim "

Kafamı kaldırıp durduk yere bana teşekkür eden prof.Ayhan'a baktım. Ne için teşekkür ediyorsunuz diye soracağım sırada yine benden önce davranıp konuşmaya başladı.

"Ona sevmeyi sevilmeyi. Sevgin uğruna tüm fedakarlığı öğrettiğin için. Sana kızmıyorum . Buna hakkım yok. Sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevecek değil ya Hakan da bunu kabullenmeli bi yerde. "

"Onu seviyorum. Bende büyük bir yere sahip. Ama öncesi var. Onları bitirmem gerek. "

Kafasını birkaç kez onaylarcasına salladı. Ve yutkundu.

"Ela Göz öyle değil mi ?"

Bu sefer ben suskunluğumu koruyup kafamı onaylamak amaçlı salladım. Tüm olaylara bu kadar hakim olması tuhaf gelmişti açıkçası.

"Bir gece zil zurna geldi eve. O kolay kolay sarhoş olmazdı. Olacak kadar tüketmezdi içkiyi. Nedenini sorduğumuzda ben zaten sarhoşum dayı derdi. "

Kahve bardağını parmaklarımın arasında sıkmayı bırakıp sandalyede geriye yaslandım. Prof. Ayhan konuşmaya devam etti o sırada.

"Ayakta duramıyor. Bir arkadaşı zor bela getirmiş bana teslim etmişti. Oğul hayırdır nedir bu hal dedim. Lafımı ağzıma tıkayıp "dayı çok seviyor. Olsun. Sevsin. Bende çok seviyorum. Ben onun bana Ela Gözü anlatmasına bile razıyım " dedi ve zor güç üst kata çıkan merdiven basamaklarından birine oturdu. Ankara'ya seninle karşılaşmadan birkaç ay öncesi yerleşti . Emin olmak istiyormuş karşına çıkmadan önce. Sonra sen bir arkadaşına onu anlatınca o gece olmayacağına inanıp devirmiş ruhunu masaya. Ben inandırdım onu . O zaman öğrendim işte Ela Göz'ü"

Neler vardı kim bilir benim bilmediğim. Ne acıları ne göz yaşları saklıydı o güler yüzünün arkasında. Bir ben sevmemiştim işte. Hala sevmeyi seven insanlar vardı. Hakan'ı seviyordum Ela Göz'ü sevişimden daha başka. Ben bana uzatılan eli değil hiç uzatılmayacak planı tercih ederek yeterince zaman kaybetmiştim..

°•○●°○●°•○●

Sızıp kalmıştım bir sandalyenin üzerinde kafam bir omuzdaydı. Kokusu keskin ve sigara kokusuyla harmanlanmıştı. Onun kokusuna o kadar uzaktı ki . Hani o aniden hayatımın merkezi olan çocuğun kokusu. Evet bebek surat'ın kokusuna çok uzaktı. Kafamı kaldırıp omzuna başımı koyduğum adama baktım. Mavi gözlerini kıpırdanmamla birlikte bana çeviren kişinin koray olduğunu anladım.

"Herkes nerde ?"

Yüzündeki o ciddi ve gergin ifade yerini muhteşem bir gülüşe bırakınca iyice heyecanlanmıştım.

"Hakan uyandı. Herkes onun yanında. Ben sen uyuduğu-"

Aniden yerimden kalkıp derin bir nefes alıp defalarca kez şükrettim Tanrı'ya . Uyanmıştı en sonunda. Sözünü yarıda kestiğim koray'a dönüp heyecanla sıraladım sözlerimi

İyi Ki Geçtiler Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang