6.Bölüm

7.6K 237 16
                                    

YB

Ayhan Hoca'nın söyledikleriyle birlikte 3 saatlik blok dersin ardından zonklayan bir baş ağrısıyla kendimi fakülte bahçesinin en kuytu bankında bulmuştum. Hayat yeni tanıştığı Egemen ile yepyeni bir ilişkiye atılmıştı onlar bir konu hakkında konuşup sinemaya gitmeye karar vermişlerdi.

Aslında Hayat gelmem için ısrar etse de sosyal aktiviteleri bırakalı çok olmuştu bunu iyi biliyordu. . Eskiden 2 günde bir sürekli kendimi bir faaliyet içinde bulurken geçmişten bana kalan hala devam ettirdiğim tek şey olan Futbol dışında hiçbir şey yoktu. Hayat daha fazla ısrar etmeyip Egemen ile fakülteden uzaklaşırken bende kendimi şu anda kıçımı yaydığım banķta bulmuştum. Gözlerimi kapatıp kafamı bankın başına yasladım.

Artık düşünmek istemiyorum çok yorulmuştum. Ama en çok ruhum yorgundu.Zihnimde onun adını zikreden o ses, kalbimin acısını ikiye katlıyordu. Ama ben onu içimde hissetmiştim ve bu hisleri öyle hapsetmiştim ki canım çıksa o çıkmaz gibiydi. Yeni bir sayfa gerekti bana.
"Hangimiz demedik "yeni bir sayfa açalım", hangimiz kurmadı bu cümleyi ayna karşısında kendisine? Neydi bu karalanan, yazılıp çizilen onca sayfa. Ne içindi, kimin içindi? Yazıp çizip, bir hiç uğruna atılan onca sayfalar tükenmek üzere. Zamanı dolmuş artık her şeyin. Defterin yaprakları azalmış, belki de bitmiş. Kalemin ucu yazmaz olmuş, tükenmiş. Yazıp çizdiklerini silecek bir silgin olmadı hiç, olmayacakta.

Kimisinin söylediği tek bir söz; tüm çizdiklerini değiştirmiş, kimisinin ise hayatı boyunca söyleyeceği sözleri toplasan, çizdiklerin kadar etmezmiş. Ve şanslı olan insanlar, "tek bir sözü" ile tüm çizdiklerini değiştirebilen insanlardır. Ya sen? Onca söylediklerin, yazıp çizdiklerin ne oldu? Dememiş miydin "bu sefer farklı olacak" diye kendine. Ne farkı vardı diğerlerinden, belki kağıdın farklıydı ama onu çizen yine sendin. Çabaladığın her şey boş, bunu artık anla. Hiçbir zaman "yeni bir sayfa" diye bir şey olmayacak senin için, hepsi aynı defterin sayfası. Unut artık bunu, kabullen.

Çık yeniden ayna karşısına. Son sözlerini sarf et artık. Sayfan bitti, kalemin yazmıyor. Sürekli aradığın silginin aslında hiç olmadığını yeni anladın. Ne kaldı söylenecek? Nerede o hayal ettiklerin? Hepsi, defterinle birlikte gömülecek. Az kaldı, belki de gelmiş vakti. Haydi, dön bir bak "yeni bir sayfa" diye açtığın tüm şeylere. Aslında hepsi yırtıp attığın eskizler. Hiçbiri tamamlanmamış bir portre, gerçekleşmemiş hayaller..."

"Of.!"
Sesli bir şekilde ofladıktan sonra gözlerimi açtım. Bir an önce kendimi eve atıp yatağımda bir sonraki güne kadar ela gözlüyü düşünmek istiyordum. Ama önce sigara. Çantadan paketi çıkartıp bir dal sigarayı dudaklarıma yerleştirdim. arka cebime sıkıştırdığım çakmağı çıkarttıp elimle sigarayı perdeleyerek ateşledim. Belki de cehennemin en güzel yanı çakmağa ihtiyacımızın olmamasıdır diye düşünmeden edemedim tabi. Zehiri ciğerlerime bağışladıktan sonra baş ağrısının verdiği ani sancı ile kaşlarımı çattım. Nefesimi düzene sokup sigarayı tekrar dudaklarıma yerleştirdim .
İyi ki bu şehire gelip anılardan kaçmıştım, iyi ki dediğim tek şeydi son yıllarda Ankara. Titreyen telefonumla düşünceleri kesip arayan Eda'ya cevap verdim
"Efendim"
".."
"O egemen ile gitti."
"..."
Gözlerimi devirmeden edemedim tabiki. Eda yine muhteşem planlarını sıralayıp bizi de ayak uydurmamız için baskı yapıyordu. Allah erkek arkadaşı Koray Bey'e sabırlar versin.

"Ben gelmesem olmaz değil mi ?"
"..."
"Tamam Eda. Tamam yarım saat sonra geliyorum eve."

Telefonu kapatıp sinirden nefesimi tuttum. Aslında hayatı bu kadar pozitif ve mutlu olacak kadar muhteşem değildi Eda'nın. Ama O, o kadar güçlü bir kızdı ki inanılmaz derecede kendini motive ediyordu. Tabii bunda Koray'ın büyük bir etkisi vardı. Onunla Ankara'ya geldiğimiz ilk gün tanışmışlardı. En başta iyi birer arkadaşken sonralarında kalplerine söz geçiremediler.

İyi Ki Geçtiler Where stories live. Discover now