31. bölüm

7.4K 194 57
                                    

♣️♣️♣️♣️♣️♣️

Nasıl gerimde bırakabilirdim her şeyi ? Nasıl hiçbir şey yokmuş gibi buradan uzaklaşıp bu anı unutabilirdim acaba ? Bacağımdaki ve ensemdeki o sızı onlar geçene kadar sürer miydi bu ikilem ? Ya elini tuttuğum adam, ya arkamızda bizimle bu yolda ilerleyen arkadaşlarım onlarda benimle birlikte acı çekerken benimle birlikte toparlanabilecek miydi ? Sahi ne kadar geçerse geçmiş olur sızılar ? Bir süresi var mıydı ? Oysa birkaç saniye öncesi de geçmiş değil miydi ?

Gözlerimi elimi sıkıca tutan adama çevirdim. Keskin bakışları huzurla dolu ama donuk ifadesi, bana birçok şey ifade ediyordu. Gücü sevgiyi. İnancı. Her seferinde dillendirmekten asla vazgeçemeyeceğim şeylerdi bunlar.

Depodan çıktıktan sonra zehir karası karanlık içimi ürpertmişti. Ama yüzüme çarpan oksijen dolu rüzgar bana tekrardan silkelenip ayılmamda yardımcı oldu. Ankara ayazı içimi titrettiği gibi bedenimide titretti. Ürpertimi Hakan'da hissedince beni biraz kendine çekip sarıldı.

Biraz yürüdükten sonra arabaların olduğu yere geldik herkes araçlarına doğru ilerlerken bende Hakan'ın arabasına yöneldim. Arabanın kapısını açtığımda dönüp arkama baktım. Uzun uzun baktım hemde. "Hala " neyi düşünüyordum ? . Onu orada bırakıp gitmek ne kadar doğruydu ? Gerçekten hiç mi hatırımız yoktu birbirimiz de. Arabanın sürücü koltuğunda beni bekleyen adama baktım. Yapamazdım. Onu burada bir başına ölüme terk edemezdim.

"Ef. Haydi gidiyoruz "

Gözlerimi kapatıp valerieyi sıkıca tutup ne yapmam gerektiğine karar verdim.

"Bunu yapamayız Hakan. Onu orada ölüme terk edemeyiz "

Onun itiraz edeceğini bildiğim için hızla depoya doğru koşmaya başladım. Gerimden seslenen ailemi duymamazlıktan gelirken yüzüme çarpan rüzgar bana doğru yolda olduğumu birkez daha hissettirdi. Depodan içeri girip tüm bölümlere baktım. En sondaki kapıyı açtığımda kan dolu yüzüyle bana bakan Ela Gözleri gördüm.

Işıl ışıl bakardı bana olmasa da başkalarına bende iç geçirir bir gün bana da böyle bakacak diye umut ederdim. Sabah kalkar gözlerini hatırlar gece yatarken gozlerini görmeyi dilerdim Allahtan. Şimdi burada bana hiçbir şey hissettirmeyen acı dolu gözlerle karşılaşınca acımış ve duygulanmıştım.

Koşup kafasını kaldırdım yerden. Dizlerime koyup nefesinin düzenini kontrol ettim. Alya bu konuda bana yardım edebilirdi. Sonuçta onun uzmanlık alanıydı.

"Emir iyi misin ? Beni duyuyor musun ? "

Gözlerini kapadı sonra tekrar açıp zor güç konuşmaya başladı.

"Beni burada bırakma -"

"Bırakmayacağını biliyordum"

Onu duymamazlıktan gelip var gücümle Alya'ya bağırdım.

"Alya !buraya gel lütfen "

Sesimin duyulmasını dilerken emir'in tişörtünden bir parça yırtıp kaşındaki ve dudağındaki yaralara bastırdım. Canı fazla yanıyor gibiydi. Benim gibi yanıyor muydu ?

Birkaç dakika sonra ayak sesleri doldu kulağıma kafamı kaldırıp gelenlere baktım. Koray ve Alya. Onlara minnetle gülümseyip akan yaşları sildim gözümden.

"Ona yardım etmeliyiz. Biliyorsunuz değil mi ? ALYA lütfen "

Hiçbir şey söylemeden kafasını salladı usulca. Sonra eğilip kontrole aldı durumu. Ben yine dizlerimin üzerinde çökmüş kalmıştım. Koray gelip kaldırdı. Sonra sıkı sıkı sarıldı bana. Bunu yapmaya ne kadar alışmıştı bu aralar. Doğrusu şaşırtmıştı beni.

İyi Ki Geçtiler Where stories live. Discover now