19 Bölüm

7.5K 198 29
                                    

"Birinin sert bir şekilde kolumu kavrayıp kendisine çekmesiyle korkuyla bağırdım. O sırada elini ağzıma kapatıp sesimin çıkmasına engel oldu. Beni sert bir şekilde duvara yaslayıp aramızdaki mesafeyi kapadı. Korkudan açmadığım gözlerimi bi cesaret açtım ve ona baktım. Kar maskesi altında sinirli gözleriyle bana bakan nefesleri öfkeninde etkisi altında kalarak sıklaşmış adama baktım. Kimsin diye sormak istiyorum ama o olmasından korkuyorum. Nerdeydim onu bile bilmezken burada neden bulunuyordum acaba ? O sırada kar maskeli adam diğer elini saçlarımda oradan yüzümde gezdirdi. Sakinleşmiş hatta sakinleştirmişti. Gözlerimden istem dışı akan yaşları sildi sonra. Bir cesaret kıpırdandım yerimde. O sırada beni yeniden sabitleyip kaşlarını iyice çattı.

"Uslu dur marul kafa "

Gözlerim duyduğum sesle birlikte kocaman olmuştu. O gelmişti , Ela Göz gelmişti. Şu anda çığlık atıp bağırmak hatta bağıra bağıra ağlamak istiyordum. O sırada bulunduğumuz mekandan takım elbiseli siyah'ın hakim olduğu bir topluluk ve bir tabut geçti. Kalabalık arasında kızlarında bulunduğunu fark edince endişeli bir biçimde o tarafa yöneldim. Kar maskesi altındaki Ela Göz beni engellememiş hatta gitmemi istemişti. Yüzünü çok özlediğim adamı geride bırakıp kalabalığın arasından geçtim ve tabuta yöneldim. Koray'ın kızarmış gözleri dikkatimi çekti o sırada. Alya'nın titreyen nefesi vardı birde. Tabut kapağını açıp beyaz örtünün altındaki yüze bakmak için araladım örtüyü. O sıra da sol tarafımda tarihsiz bir sızı oluştu. Yumrular yığıldı boğazıma. Gördüğüm yüz aklımı başımdan aldı. Soğuk bedenine eğilip tam kalbinin üzerine kafamı koyup bir ümit o sesi duymak istedim. Umutla heyecanla atan o kalbinin sesini... gözümün önüne düşen saçlarıma inat yüzünün her yerinden öptüm onu. Soğuk burnuna yerleştirdim en son dudaklarımı. Bir süre bekledim... ağladığımda hep yanımda olan adam şimdi ağladığım adamdı.

"Bebek surat uyan lütfen. Beni bırakma. Soz vermiştin hatırlatırım. Ne olur hadi kalk!"

Sözlerimin ardından birinin kolumu sert bir şekilde tutup beni kaldırmasıyla neye uğradığımı şaşırmış, deyim yerindeyse eşşekten düşmüşe dönmüştüm.

"Sen benimle geliyorsun o da yerin dibine giriyor "

Sesindeki sert ve keskin imalar hiçbir şekilde değişmemişti. Tıpkı gözleri gibi.

"Hayır ! Bırak. Onunla gideceğim. O ölmedi anladın mı ? Bebek surat beni bırakmaz "

Bir anda yağan yağmurla anladım ki bu karalık yerde gökyüzü varmış. Bulutlarda ağlarmış meğer güzel insanlar için. Kalabalık tabutu yerden alıp ilerlemeye devam edince peşlerinden koştum yetişmek için. Lakin tutmadı dizlerim yığılayazdım yere. Bağışlarım haykırışlarım duyulmadı.
"Bebek surat -! "

Gözlerimi açtığımda deri koltukta uyuya kaldığımı fark ettim. Sessiz ve sakin ortamı fırsat bilip derin derin nefes alıp verdim. Daha sonra gördüğüm rüyayı değerlendirdim kendimce. Tıpkı kalbim gibi aklımda çok karışıktı.

"Hakan ?"

Oda da onu göremeyince endişelip koridora çıktım. Bizimkileri görünce biraz da olsa rahatlayıp en yakınımdaki yiğit 'e soruverdim Hakan'ı.

"Yiğit, Hakan nerede ?"

Kafasını hızla kaldırıp, öfke dolu gözlerini gözlerime kitledi. Bana kızgın olmakta haklı olduğunu biliyorum. Arkadaşı, kardeşi gibi gördüğü insanı ben bu hale getirmiştim. Her şeyde olduğu gibi yine en suçlu kişiydim.

İyi Ki Geçtiler Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ