『10』

500 49 112
                                    

"Bay Kim!"
Siparişlerimizin gelmesi üzerine Taehyung'un yerinden kalkmaması dikkatimi çekmişti.

"Hadi kaldır kıçını."

"Sen git, ben yorgunum."
Jimin ve Hoseok'a yardım etmek için ikimiz de marketten aldıklarının fazla olmasa da bir kısmını taşımıştık. Taehyung da çelimsizin teki olduğundan hemen yorulmuştu ama açık konuşmak gerekecekse onun iki üç poşeti zorla kaldırışını izlemek çok eğlenceliydi.

"Altı üstü iki poşet taşıdın Taehyung. Ne yorgunluğu?"

"Gidiversen olmaz mı? İki adım yer zaten."

"Benimle kan kardeşi olursan giderim."

İç çekti.
"Tamam, tamam olacağım. Durduk yere bu nereden çıktıysa."

Amacıma sonunda ulaşmanın verdiği sevinci gizlemeye çalışarak Taehyung'a cevap verdim.
"Seni biliyorum. Sonra Eon'la falan olursun, o yüzden."

Taehyung ceketini dirseğine kadar sıvayıp kolundaki bir yarayı deşmeye başladı. Ben de elimde sürekli enfeksiyon kapıp bir türlü geçmek bilmeyen yaramı kanattım.

Tam yaralarımızı birbirine değdirecekken kolunu hızlıca çekti.
"Yaran enfeksiyonlu senin. Bana da kaptıracaksın şimdi."

"Zombi virüsüm falan yok merak etme."
Elimi hızlıca dirseğine değdirdim. Taehyung genelde sağlığına dikkat ettiği için şimdi orayı peçete ile silmesini umuyordum.

Gözlerini devirdikten sonra tam tahmin ettiğim gibi çantasından çıkardığı mendille yarasını silmeye başladı.
"Mutlu musun bari?"

Siparişi almak için ayağa kalkıp Taehyung'un saçlarını karıştırdım.
"Evet, çok mutluyum."

Karışmış saçlarını düzeltmeye çalışırken bir yandan da güldü ve fısıltıyla söylendi.
"Salaksın."

Ben iki pizza tepsisini ellerimde dengelemeyi başarmışken Eon'un da Taehyung'un yanına yaklaştığını gördüm. Neden tam bizim geldiğimiz gün aynı alışveriş merkezinde olmak zorundaydı ki? Resmen sırf benim işimi zorlaştırmak için yaratılmıştı.

.~✿~.

Bana sanki yıllardır yemek yiyormuş gibi gelen Taehyung sonunda pizzasını bitirdi. Eon ile oyuncakçı mağazasına gidip gitmemekle ilgili küçük çaplı bir kavga etmişlerdi. Bu yüzden masada tuhaf bir sessizlik oluşmuştu fakat Taehyung bunu pek takıyor gibi gözükmüyordu, Eon'un karakterini de hesaba katarsak böyle şeyler artık onlar için normal olmuş gibi gözüküyordu.

Taehyung ağzını sildiği peçeteyi ve pipet çöpünü tepsinin içine koyarken içimden lütfen kanlı peçeteyi koymasın diye dua ediyordum.

Tanrı benim yalvarışlarımı duymuş olmalı ki, Taehyung masadan kolunu sildiği peçeteyi almadan kalktı ve çöpe doğru ilerledi. O sırada Eon'un dikkati dağılmışa benziyordu, bu fırsattan yararlanıp mendile yavaş bir şekilde yaklaşıp cebime attım.

"Mendili niye aldın?"
Bakışlarını Taehyung'dan hiç çekmemiş olan Eon bunu bana sorunca donup kalmıştım. Kafası öbür tarafa çevrilmiş ayrıca da başka yere bakarken bunu nasıl görebiliyordu? Fena insanlar cin gibi olur derler, ondandı galiba.

"Efendim?"
Neyse ki birkaç saniye içinde beni sevmesine rağmen kötü gününde bana Eon'dan daha kötü davranan abime karşı geliştirdiğim savunma mekanizması çalışmaya başlamıştı. İlk baştaki irkilmemden ve sıçtığımı düşünmemden pek bir eser yoktu, Namjoon tarafından dövülmemek için çoğu kez yalan söylemiştim.

Synesthesia ➸ taegiWhere stories live. Discover now