1.Bölüm: ''Notaya Vurulan Neşter''

En başından başla
                                    

Boğazımı temizledim ve gülümseyerek ona cevap verdim ama bu neşenin var ettiği bir tebessüm değildi. ''Neden olmasın? Kargalar güzel hayvanlar.''

Sınıftaki homurdanmalar bir anda artarken çoğunun gözü beni buldu fakat onları ciddiye bile almadım. Sevmiyordum, burayı sevmiyordum. Semih'in bana bakan gözleri kararırken gözlerimi derhal ondan çekip Gaffur Hocaya odaklandım tekrar. Bu sefer daha tok bir sesle cevap verdim sualine. ''Doğru hocam, konservatuar okumak istiyorum.''

Gaffur Hoca gözlerini kısarak gülümsedi. ''Ama derslerine önem vermelisin, zeki bir kız olduğunu biliyorum. Yeteneğinin varlığından haberim yok fakat derslerinin biraz üzerine düşsen iyi şeyler çıkacağından eminim.'' Sonra sınıfa ithafen konuştu. ''Hepiniz geçerli bu söz. Sınava az bir vakit kaldı, hazır mısınız?''

Bu soru bana yönelik değildi lâkin ben hazır mıydım? İstediğim üniversitenin yetenek sınavına başvuru yapacaktım, vaktim ne az ne de çoktu. Keman çalabiliyordum, ama daha profesyonel olmam gerekiyordu. Önümdeki bu süreç bana yetecek miydi bilmiyordum. İnancım tamdı, kendimden şüphe duymuyordum fakat tereddütler insanın içini kemiren zehirli bir kurt gibiydi. Onun büyümesine izin verdiğim müddetçe ruhumu ele geçirmesine seyirci kalacaktım.

Sınıftan pek ses seda çıkmazken zil çaldı. Derin bir nefes alıp verdim ve elimi saçlarıma götürerek onları geriye atarak dağıttım. Üzerimdeki gömleğin yakasını düzeltirken İpek matematik defterinin kapağını sertçe örterek homurdandı. ''Adamın işi gücü darlamak he.''

Histerik bir biçimde gülerken gözlerimi daldığım yere sabitledim. İpek dört yıllık arkadaşımdı. Tembel biri değildi ama çalışsa da emeğinin karşılığını bir türlü alamayan tiplerdendi. Kendi kendime konuşur gibi mırıldandım. ''Umurumda bile değil.''

Düşünceli bir sesle konuştu bu sefer. ''Ya o değil de, şu Semih hâlâ akıllanmadı ha?''

Güldüm. ''Üzülüyorum onun için. Ciddi problemleri var.''

Güldü. ''Problemi sensin onun.'' Kulağımı yaklaştı. ''Tabii bir insan on kez reddedilirse ben de psikopata bağlarım. Sahi! On oldu mu?''

Gözlerimi devirerek ayaklarımı salladığımda sınıf kapısında beliren kişiyle dikkatimi dağıttım.

Bu Ozan'dı. Erkek arkadaşım.

Oturduğum yerden kalkarken İpek'e döndüm. ''Dönerim birazdan.''

Bir şey söylemedi, boş boş çehremi izlemekle yetindi. Ayaklandığım gibi sıramdan ayrıldım ve sınıfın çıkış kapısına yürüdüm. Ozan serseri bir gülüşle beni süzerken gözlerimi devirerek fısıldadım. ''Okulda olduğumuzu unutuyorsun sanırım?''

Sırıttığında kaşındaki tıraş izine gitti elleri. ''Güzelliğin zaman ve mekânı unutturuyor.''

Sözlerine karşılık vermezken birlikte sınıf kapısının önünden ayrıldık. Bir alt kattaki müzik odasına girdiğimizde kapıyı kapattı ve ardımdan yürümeye başladı. Ben hayranlıkla nota defterine dokunurken Ozan arkamda durdu ve saçlarımı omuzlarımdan aşağı iterek sıcak nefesini enseme vurdu. Dişlerimi sıktım. ''Yapma şunu.''

''Kızım deliriyorum sana,'' diye hırladı sabırsızca. Elleri koluma dokunduğunda kendimi çabucak çektim ve gözlerine baktım. ''Ozan sana yapma dedim. Okuldayız üstelik, kafayı mı yedin sen?''

Gözleri kısıldı. ''Kızım ben senin erkek arkadaşın değil miyim lan? İstediğim zaman öperim.''

''Anlamadım?'' diye sordum kaşlarımı yukarı kaldırarak. ''Bu her şeyi sıfırlıyor ama değil mi? Nesin sen Ozan? Zorba, psikopat?'' Sonra kendi halime güldüm. ''Ve ben de senin gibi biriyle arkadaşlık eden ahmak?''

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin