40.Bölüm: ''Karayelin Getirdiği Soğuklar''

58.8K 7.2K 24.2K
                                    

Manga & Göksel - Dursun Zaman

Göksel - Kurşuni Renkler

Herkese merhabalar. Çok uzatmayacağım ama ciddi şekilde bu satırları yazarken bile titreyen ellerimden heyecanımı hissedin istiyorum çünkü ben sizinkini hissediyorum en azından az çok biliyorum. Çok güzel bir süreç geçirmek dileğiyle, şimdiden yanımızda olan ve olacak herkese teşekkürlerimi iletiyor ve keyifli okumalar diliyorum. ^^

Bölüme geçmeden de buraya Leyla Neva için bir keman bırakalım çünkü onun sesini çokça duyacağız. 🎻

40.Bölüm: ''Karayelin Getirdiği Soğuklar''

Bölüm: ''Karayelin Getirdiği Soğuklar''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir uyandım yaşım yirmi.

Bir kitaba fazla gelmiş o cümleydi sanki benim bu dünyadaki varlığım. Onca cümle, kelime sığmıştı da ben kendime nokta koyacak yer bulamamıştım tıpkı koskoca dünyada saklanacak yer bulamadığım gibi. Oysa nedir ki bir cümle bir kitap için; siz hiç diğer sayfaya geçtiğinizde nefes alamadığınız bir satır okudunuz mu? Ben okumadım, ben zaten o satırım.

Beni yazan da okuyan da ne halde bilmiyorum ama korkmayın, var olduğum bir kitaba uğradınız ve nefes almak hakkınız. Kalem de kırılsa, mürekkep de bitse, yazan da tükense ben hep burada olacağım. Beni kabullenmeyen kitaba bir satır değil bir başlık olarak yazılacağım. Beni saklamayan bu dünyaya başkaldıracağım. Ben nefes alamadığınız o satır değilim, ben satırlara nefes aldırmak için yazılacağım.

Her ne kadar nefesimi kesip ömrüme biçseler bile.

Dudaklarımdaki emanet tebessümle dünyanın en saf varlığına, Ömer'ime bakıyordum. O kadar saftı ki, o kadar duruydu ki kendimi simsiyah bir insanmışım gibi hissediyordum. Ona baktıkça kim olduğumu daha doğrusu kimse olamadığımı görüyordum. Sakince resim çiziyordu. Zaten hep bildiği şeyleri yapardı, bildiği ve sevdiği. Kitap okur, çizgi film izler ve resim çizerdi. Benim kardeşim bunları yapardı. Çelimsiz parmaklarıyla elindeki kara kalemi tutarken günden güne zayıfladığına şahit oluyordum. O benim bu hayatta en değer verdiğim insandı. O benim kalbimdi. Biriciğimdi. Bir ağaç çizdikten sonra kafasını usulca kaldırdı ve gözlerime baktı. ''Ağacıma kuş çizebilir misin, abla?'' diye sordu sessizce. ''Kuşları çok seviyorum da.''

Yutkunamadım. ''Ben çok iyi çizemem ki.''

''Denesen olmaz mı?''

''Olur tabii,'' dedim elindeki kalemi alıp titreyen ellerimle çizdiği ağacın dalına kuş çizmeye çalışarak. Yanıma doğru sokulduğunda onun teninin sıcaklığını hissettim. Çizdiğim kuş bir şeye benzemediğinde kendi kendime kızdım. ''Bu kuş değil de ejderhaya benzedi sanki, ha?''

''Ejderha çizebilmek daha büyük iş değil mi? Bak gördün mü çok beceriklisin işte.''

Dudaklarım kıvrılırken soluklandım ve kalemi tekrar Ömer'e uzattım. ''Sen çöp adam bile çizsen benden daha yeteneklisin bu konuda.''

NOTANIN ERVAHI (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin