☆40☆

25.8K 853 350
                                    

'SEVMEK,


3 Hafta Sonra...

" Eylül sana tek bir şey soracağım." dedi annem.

Ciddi ama aynı zamanda sevecenliğini kaybetmeyen ifadesini takınmıştı yine.

Demin ona planımdan bahsetmiştim.

Rüzgâr'a birinci ayımız olduğu için ona yapacağım sürprizin planından...

Ne zamandan beri biliyordu ki sizi derseniz... İngiltere mevzusunu ona çıtlattığımdan beri.

Benim adıma mutlu olmuştu.

Ayrıca işin içinde "okul" olduğu için fazla kaygılanmamıştı...

Böylece babamı da ikna edebilmişti.

Annem mükemmel bir kadındı. Kafa bakımından özellikle.

Evet... bunu ona her baktığımda, benimle her konuştuğunda anlıyordum.

Şimdi de demin dediğim gibi ona planımdan bahsetmiştim. Ve bir de üzerine akşam beni istediğim yere bırakmasını istemiştim.

Söylediklerime karşılık bunu demişti işte.

" Sor." dedim çekinmeden.

" Ama cevabı verirken bana değil; kendine dürüst olmalısın. İstersen cevap bile verme hatta. Sadece sorduğum sorunun cevabını gerçekten düşünmeni ve kendini kandırmamanı istiyorum."

Şimdi biraz gerilmiştim işte...

" Sence," dedi annem. " Onu gerçekten seviyor musun?" Duraksamıştı. " Bak, aşk başkadır. Aşk yaşanır, aşk hissedilir, aşk gelir ve geçer. Veyahut çok nadir de olsa hep kalır. Ama her halükârda aşk sevmekten çok başkadır. Birini seviyorsan ona besleyeceğin duygular aşkla sınırlı kalmaz. Hayran olursun, yanında mutlusundur, yanında sadece heyecan hissetmezsin, ona güvenirsin, ona inanırsın ve en önemlisi onu hissedersin. Sevgi budur Eylül. Sevgi anlaşılır. Birini sevdiğin zaman anlarsın." Elini şakağıma götürdü. " Sadece burasıyla değil." Elini yanağıma indirmiş ve orayı okşamıştı. " Her yerinle anlarsın; her hücrenle. Sence sen Rüzgâr'ı seviyor musun?"

Söyledikleri içime işlerken ister istemez düşünmeye başladım.

Ben Rüzgâr'ı seviyor muydum?

Yoksa yaşadığım sadece onu her gördüğümde heyecanlanmamı sağlayan aşk mıydı?

Rüzgâr'a hayran mıydım ben?

Bazen benimle konuştuğunda kendimi onu izlerken buluyordum...

Onu düşünmek, olaylara hangi gözle baktığını anlamaya çalışmak ben de gerçekten ' ağzı açık bırakma' etkisi yaratıyordu.

Sanırım evet... ona hayrandım.

Yanında mutlu muydum?

Tanıştığımız günden beri beni hiç üzmemişti.

Onunla olmak iyi hissettiriyordu çünkü her zaman benim neyi nasıl isteyeceğimi daha doğrusu benim neye nasıl tepki vereceğimi biliyordu. Hareketlerini buna göre ayarlamasını seviyordum.

Yanında sadece heyecan mı hissediyordum?

Evet heyecan çok baskındı.

Hâlâ onu her gördüğümde elim ayağım dolanıyordu ama tek duygum kesinlikle heyecan değildi.

WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now