☆1☆

61.2K 1.4K 1.8K
                                    

onların hikayesini okumaya başladığın günü buraya bırak...

sen oldukça yaşamaya devam edecekler :)

'PENCERE,

" Kızım sen salak mısın?!" diye çemkirdi cırtlak arkadaşım.

"Tuğra diyorum. Tuğ-ra. Hani şu Ataş olan Tuğra. Bütün okulun deli olduğu, kızları bırak erkeklerin bile yürüdüğü Tuğra. Nasıl bu kadar ilgisiz kalabilirsin?!"

Başımı telefondan kaldırmadan gözlerimi Berrin'e çevirdim. Tepkisiz bir şekilde onun dehşet içindeki yüz ifadesine iki saniye kadar baktım. Gözlerimi tekrar telefonuma çevirdiğimde alnına vurduğunu duymuştum.

" Tam bir malsın Eylül." diye mırıldandı pes ettiğini belli eden bir ses tonuyla.

O sırada tekrar masaya dönen diğer arkadaşlarım da hiç vakit kaybetmeden konuya daldılar.

" Kanka sadece mal değil. Katıksız mal. Böyle süzme mal. Mal." Hazal'a, bakma gereği bile duymadan gözlerimi devirdim.

Bu sefer Kaya araya girip, " Eylül," diye dikkatimi çekmeye çalıştığında İnstagram'da paylaşılan Ekşi'den alınmış uzun yazıyı okumaya çabalıyordum.

Boğazımdan umursamaz bir, " Hı?" çıktı.

Kaya bir şeyler söyledi ama anlamadığım için sadece onaylarcasına başımı salladım. Bir saniye sonra çenemi yukarı ittirip ona bakmamı sağlayan parmaklarla dikkatim dağılmıştı.

Kaşlarını çatmış baygın gözlerle bana bakıyordu.

Sanırım ciddi olmaya çalışmıştı.

Dayanamayıp sesli bir şekilde güldüm. " Çok komik oluyorsun yapma Kaya."

Elini çenemden çekerken o da sırıtır gibi oldu. Tekrar ciddi bakışını takınırken, " Tuğra bayağı iyi bir adaydı ama." dedi. Gerçek düşüncelerini söylediğini biliyordum.

Çünkü bana herhangi bir erkeği övmesi alışıldık bir olay değildi... Genelde erkeklerin hepsinin ne mal olduğunu bildiğinden belki.

İç geçirip omzumu silktim. " İlgilenmiyorum."

Tüm masa aynı anda gözlerini devirmişti. Gülüp tekrar telefonuma baktım.

Bir kere başta kaybetmişti çocuk. Berrin'e benimle ilgilendiğini söylemek yerine direkt benimle konuşup cesur davransaydı belki onunla-

Ah, kimi kandırıyordum?

Tuğra'ya zerre ilgi duymamıştım. Hiçbir zaman.

Gerçi ben iki yıldır ,sevgili olduğumuz dönemi ve öncesini de sayarsam üç yıldır, onun dışında kimseye ilgi duymamıştım ya... Neyse.

Ben tam aklımdan bunları geçirirken Hazal sanki duymuş gibi araya girdi:

" O özürlüden ne zaman vazgeçeceksin?" Gözlerimi uyarırcasına ona çevirdim. Beni umursamadan, "Gerçekten." dedi ciddi bir tonla. " Bırak artık."

Söylediklerini duymazdan gelip, kalan Strawberry Cream'imi yudumladım. Acilen uzaklaşmam gerekiyordu.

Ayaklanırken, " Sıkıldım hadi kaçıyorum ben." dedim bilerek onlara bakmadan.

Bir şey demelerine fırsat vermeden de sırt çantamı taktım ve çıkışa doğru yürüdüm. Kafeden gideceğim sırada Kaya'nın arkamdan, " Eve varınca mesaj at." diye seslendiğini duymuştum.

WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now