WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)

☆29☆

Bu şarkıya aşığım.

Bu arada...

Bölümümüz fazlasıyla cinsel sahne içerir. Uyarayım dedim. - Gold bu mesaj senin içindi :)))-

********

'EAT ME,

Alnıma vurduğum telefonum birden çalmaya başladığında yerimden zıpladım.

Üç gündür.

Tam üç gündür Rüzgâr'dan haber alamıyordum.

Her yolu denemiştim.

Neredeyse her yolu...

Ama hiçbir haber yoktu. Ne Ilgaz ne de başka biri. Kimseden onun nerede olduğu hakkında bir bilgi alamamıştım.

Annemden aldığım annesinin telefonu da aramalarıma yanıt vermemişti.

Rüzgâr'ı zaten sürekli arıyordum. Mesaj da atıp duruyordum ama aldığım tek cevap kararan ekranım oluyordu.

Tam da şu anda yerimden zıplamamın sebebi umudumu kaybetmiş bir şekilde yatağımın yanına çömelmişken telefonumun titremesiydi.

Arama kısmında 'Rüz' yazısını gördüğümdeyse kalbim de titremeye başladı.

Anında doğrulup telefonu kulağıma götürdüm.

" Alo," dedi garip bir tonla.

Neyi vardı?

" Sen-" dedim. " Sen günlerdir neredesin?!"

Sesim sonlara doğru istemsiz yükselmişti.

" Eylül," diye mırıldandı. Sesi gerçekten kötü geliyordu. " Sana ihtiyacım var."

Yutkundum.

Bana nasıl ihtiyacı vardı ki?

" Ne?" Duraksamıştım. " Yani senin için ne yapabilirim?"

" Bana gel."

" Sana mı geleyim?"

" Hı hım." diye bir ses çıkardı. Onu hiç böyle kötü duymuş muydum?

Neyi olduğunu hiç bilmiyordum ama kötüydü.

" Peki o zaman." dedim ben de.
" Geliyorum."

Bir gömlek ve içine badi giydim. Altına da sıradan dar bir kot pantolon. Botlarımı bağladım ve aynaya bakmakla uğraşmadan evden çıktım.

Çantamı aldıktan sonra her zamanki taksimi beklemeye başlamıştım.

Yolda tek yaptığım bir daha arar mı diye telefonumla bakışmak olmuştu.

Ama zaten beni aramasının üzerinden on beş dakika bile geçmemiş olmalıydı ki evine varmıştım.

Fazla mı hızlı gelmiştim sanki?

Kalbim küt küt atarken kapısını çaldım.

Tek tarafımdaki örgü şimdiden boynumu kaşındırıyordu.

Birkaç saniye sonra açılan kapıyla ilk gördüğüm şey üst kısmı çıplak bir erkek vücudu oldu.

Gözlerim yukarıya çıkıp gözleriyle buluştuğunda kırmızılıklarını hemen fark etmiştim.

" Sana ne oldu?" dedim ama sesim çok kısık çıkmıştı.

Bir şey demeden beni süzdükten sonra içeri geçebilmem için kenara çekildi.