☆25☆

33K 1.2K 372
                                    

'HİSLER,

Alkışların arasında utanarak gülümsedim ve çellomu kenara bıraktım. Ilgaz selam vermek üzere ayağa kalkıp öne çıkmıştı. Yanına gidip ona gülümsedim ve o da bana, ' vay be' der gibi bir ifade yaptı.

Elini belime koyarken izleyicilere dönmüştü. Ben de onu taklit ettim ama gözlerim direkt Rüzgâr'ınkilerle buluştu.

Ilgaz'la beraber küçük bir selam verdik ve bu sırada Rüzgâr'ın gözleri onun belimdeki eline kaydı.

İfadesini bozmamaya çalıştığı çok bariz görülmüştü.

Ilgaz'ın bunu sadece birlikteliği göstermek anlamında yaptığını düşünüyordum. Sonuçta gösteri ikimizindi. Aslında... yalnız hissetmemem için de yapmış olabileceğini düşündüm.

Her iki durumda da bu hareket beni o kadar da rahatsız etmemişti.

Alkışlar yavaş yavaş dinerken yine Ilgaz'ın elinin yardımıyla sahneden indim ve gözlerimi Rüzgâr'ın delici bakışlarından uzaklaştırmak zorunda kaldım.

" Gerçekten muhteşemdi." dedi Ilgaz samimi bir şekilde. Gülümsüyordu; sanırım ailesine karşı böyle bir gösteride bulunmuş olmaktan mutluluk duyduğundan böyleydi.

" Sen de öyleydin." dedim koluna hafifçe vurarak. Bu sırada insanlar tebrik etmek üzere yanımıza doluşmuşlardı.

Önce annesi ve babasının övgü dolu sözleriyle sarmalandık; daha sonra önümüze gelen her davetlinin.

Gözlerimse her defasında Rüzgâr'ı arıyordu. Onu sahneden indiğimden beri görememiştim.

Karşı şirketin yöneticilerinden biri olduğunu öğrendiğim kadın Ilgaz'la muhabbet ederken benimle nerden tanıştığını sormuştu.

Ilgaz'ın " Eski bir arkadaşım." cevabını verdiği sırada elini onun tarafında olmayan omzuma koyup hafifçe sıktığını hissetmiştim.

Hani şu yine insanlara aramızdaki samimiyetin göstergesi olan hareketlerdendi.

Tam bu sırada sol tarafımda bir hareketlilik oldu; genelde insanlar tekrar yerine oturmuş olduğundan kim olduğunu görmek için refleks olarak o tarafa döndüm.

Tahmin edeceğiniz üzere...

İçinde birçok ifadeyi barındıran ama hiçbiri de çözülemeyen bakışlı bir Rüzgâr.

Ilgaz'a başıyla selam vermeden önce ters ters omzumdaki eline baktı.

Tabi ben bu sırada kalp krizi geçiriyordum.

Ilgaz'ın bozuntuya vermeyip normal bir şekilde elini üzerimden çekmesinin ardından Rüzgâr bizimle konuşmaya devam eden kadınla da samimi bir şekilde selamlaştı ve " Şimdi kız arkadaşımı biraz sizden çalmam gerekiyor izninizle." diyerek cümlesini bitirdiğini duydum.

Ilgaz da ben de önce duraksadık.

Rüzgâr'a gözlerimi -istemsiz- kırpıştırarak baktığımda gayet net bir ifadeyle bizi izliyordu.

Kız.

Arkadaşım.

Demişti.

Kız Ar-ka-daş-ım.

KIZ ARKADAŞIM!

Ve ben daha tepki veremeden elini belime sert diyebileceğim bir şekilde koydu ve bir anda yanında yürümeye başlamıştım. Neyse ki bir ara onu durdurup çellomla çantamı alabilmiştim.

Salondan çıktığımız anda elini belimden çekti. Bana bakmadan, " Sormadan dokundum." dedi. " Özür dilerim o an öyle yapmam gerekiyordu ama Ilgaz'dan rahatsız olmayan benden niye rahatsız olsun diye düşündüm." Cümlesinin sonunda bana bakmıştı.

WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin