" Seni benimle gelmeye ikna ettiğim için bana kızgın değilsin değil mi?" dedi bu sefer.

Zeki şey.

" Öncelikle ikna etmedin. Resmen beni tehdit ettin. Ve hayır, maalesef sana kızgın değilim."

Gerçekten değildim.

Onunla gelmemle ilgili konuştuğunda gözlerindeki pırıltıyı görseydiniz siz de kızgın olamazdınız...

Bir elini belime koyarken diğeriyle elimden biramı alıp ağzına götürdü. " Peki burada olmanızın asıl amacı nedir hanımef-

Sonlara doğru kısılan sesine rağmen lafını bitirememişti çünkü uzanıp boynunu ısırırcasına öpmüştüm.

Sonra gittikçe aşağılara inerek onu öpücüklere boğmaya devam ettim.

Gömleğinin düğmelerinin kapalı olduğu kısma kadar gelirken nefesini tuttuğunu hissedebiliyordum.

Başımı kaldırıp tekrar gözlerine baktığımda kaşları hafifçe yukarı kalktı.

Bu o kadar tatlı bir hareketti ki dayanamayıp güldüm ve aralık dudaklarına uzandım.

Bir elim ensesinde, diğeriyse omzundaydı. Ve Rüzgâr'ı hiçbir şeyi umursamadan gerçekten de intikam alırcasına öpüyordum.

Dudaklarımızı ayırmadan elindeki birayı aldım ve yanımızdaki kaloriferin üstüne koydum. Sonra da iki elimle omuzlarından tutarak yönlendirmiş; onu kapıya yaslamıştım.

Elleri belimden kayarak kalçama indi ve ben fırsat verdikçe bana karşılık vermeye devam etti.

Güzel bir histi.

Olanlar ilk defa onun değil de benim kontrolümdeymiş gibi hissediyordum.

Yavaşça kalçamı okşamaya ve sıkmaya başladığında benim de ellerim onun üzerindeydi.

Ama tahrik olmaya başladığımı hissettiğim anda dudaklarımızı ayırdım.

Bugün her şey benim elimde olmalıydı. Ve ondan etkilenmişken bu durum pek mümkün olmuyordu.

Odağını kaybetmiş ama heyecanlı bakan gözleri anlamak ister gibi yüzümü taradı.

Bir şey demeden dudaklarımı onun tadının gitmesini istemiyor gibi hafifçe emdim ve Rüzgâr'ın elini tuttum.

Yürümeye başlayıp elini de peşimden sürüklediğimde itiraz etmeden arkamdan gelmişti.

Yatak odasına geldiğimizde arkamızdan kapıyı kapattım ve ifadesini görmek için ona döndüm.

Saçlarından birkaç tutam alnına düşmüştü. Kıvrık kirpikleri siyah benekli gözlerini süslüyordu. Kırmızı dudakları çok davetkâr bir şekilde yine aralıktı. Ve o gömlek neden o kadar seksi duruyordu?!

Bir anlığına onu izlemeye kendimi kaptırmış olsam da çantamı yere bıraktım ve yaklaşarak tekrar onu öptüm.

Elleriyle yavaşça yüzümü kavradığında benim ellerimse gömleğinin düğmelerindeydi. Onu hafifçe ittirerek aynı anda yürümeye başladığımda o da benimle geriye doğru yürüdü.

Yatağının önüne geldiğimizde düğmelerin hepsini açmıştım. Dudaklarımızı ayırdım ve o daha kendine gelemeden göğsünden ittirip onu yatağa düşürdüm.

" Bunu hep yapmak istemiştim."

Yavaş hareketlerle üzerine çıkıp bacaklarımı ayırarak kasıklarına oturdum ve eğilip yine onu öpmeye başladım. Saçlarım iki yanımızda adeta bir perde görevi görüyordu.

WİNDOW //don't talk about it (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now