°29°

2.8K 232 58
                                    

YUN

"JEON JUNGKOOOOOOOK!!!!" Deli gibi Jungkook'a bağırıyordum tuvaletten çıkmıyordu bir saattir ve Junghyun oppa beni üç kez aramıştı neredesiniz diye fakat benim kocam inatla çıkmayı reddediyordu tuvaletten.

"Ya Jungkook yine telefonla girdin değil mi tuvalete. Bırak oyun oynamayı artık." Hala deli gibi oynadığını biliyordum.

"Tamam hayatım çıkıyorum şimdi." Gözlerimi devirip telefonumu elime aldım o çıkana kadar bir tane kitap bitirebilirdim. Koltukta iyice yayıldıktan sonra hazırdım.

20dk sonra...

Yav alçak adam. Namussuz naptın gül gibi kıza.

Orospu kılıklı seviyor herhalde.

Ama kız da anlamadı şimdi adam telefonla fingirde-

"JEON JUNGKOOOOOOOK!!!!!!"  Jungkook pantalonunu çekerek korkakça tuvaletten çıktı.

"Efendim a-aşkım..." yavaşca yanıma geliyordu ama azına sıçacaktım işte.

"Telefonunu ver bana hemen" ilk dediğim şeyle afallasada cebinden çıkarıp vermişti. Ben şimdi bu telefonun bacısına avradına bakmazsam ne olayım.

"Bir halt mı yedim yine karıcım?" Boynunu büküp kedi gibi bakmaya başlamıştı ama yemezler.

"Telefonuna bir süre el koyuyorum. Kontrolden geçireceğim." Dediğimde kedi Jungkook gitmiş kızgın bir boğa gelmişti.

Korkmuş muydum?

Evet...

"Sen ne demeye getiriyorsun Yun!!...Hah yoksa bana güvenmiyor musun?" Gözlerimin içine sinirle bakarken kör olmak istemiştim çünkü öfkeden başka hiçbir şey göremiyordum gözlerinde.

"Ş-şey y-a okuduğ-" cümlemi bitirmeden azarına devam etmişti.

"SİZ KADINLAR OKUDUĞUNUZ VE İZLEDİĞİNİZ SAÇMA SALAK ŞEYLER YÜZÜNDEN AİLELER AYRILIYOR...VE BUNU BİR DAHA YAPMA VEYA AKLINDAN BİLE GEÇİRME DUYDUN MU BENİ...ÖĞRENCİ"

Üzülmüş müdüm?

Evet

Kırılmış mıydım?

Evet

Gözlerim dolmuş muydu?

Yine evet

"B-ben özür dilerim sadece çok etkilend-"

"Ve seni aldattığımı zannettin. İyi Yun ve şunu aklına sok eğer seni aldatsaydım beni tatmin edemeğin zaman yapardım." Diyip ceketini alıp çıkmıştı. Söyledikleri ağrıma gitmişti. Kabul yaptığım iyi değildi ama kendimi ucuz hissetmiştim.

Telefonuma mesaj gelince koltuğun üstünde duran telefonumu alıp şifresini girdim.

Handsome husband♡
Aşağıda seni bekliyorum. Gel çabuk.

Göz yaşlarımı silip ceketimi ve çantamı alıp aşağıya indim kapının önünde beni bekliyordu hemen arabaya binip piknik alanına sürmeye başladı yaklaşık 1 saat yol olacağı için başımı cama yaslayıp kulaklıklarımı taktım.

"Çıkar o kulaklığı müzik dinlemesende olur..." Jungkook sinirliydi ve eminim nefes almam ona batacaktı. Kulaklıklarımı çıkartıp çantama koydum.

"Bundan sonra ne dediysem yapacaksın Yun. İyice cıvıttın çünkü evin reyisini bensem benim kurallarıma uyacaksın. Hanımcılık zamanı bitti artık." Dişlerini sıkarak direksiyona vuruyordu ve ben ciddi anlamda kocamdan korkuyordum.

Cevap vermeyip başımı tekrar cama yasladım en azından buna bir şey demiyordu. Junghyun oppaya buna yansıtmamam gerekiyordu yoksa Jungkook'un üstüne gidecek ve Jungkook da evde benim üstüme gelecekti.

Uzun bir yolculuğun ardından piknik alanına varmıştık hava biraz estiği için bagajda ki battaniyeleri çıkarmak için bagajı açtım fakat o da ne. Jungkook ben yine bana bakıyordu, uzatmıştı sanki?

"Bagajı açarken benden izin aldın mı sen?" OHA bu kadar olacağını tahmin etmemiştim eğer böyle devam ederse Jungkook'u güzelce adam tutup dövdürtürdüm.

"Peki Jungkook hazretleri bagajı açıp battaniyeleri alabilir miyim?" Alaylı konuşmamla tek kaşını kaldırıp dik dik bakmıştı.

"Çekil şurdan ben alırım sen abimi bul..." Dediğinde oflayıp piknik alanına göz gezdirdim tek tük kişi vardı hemen Junghyun oppayı görmemle üzerine atladım.

"YUN!!" Aha geldi benim T-Rex. Junghyun oppanın kucağında arkamı döndüm battaniyelerle sakince geliyordu. Battaniyeleri kenara bırakıp Jae Sung unnieye selam verip beni sertçe çekmişti.

"Ne oldu Jungkook bir sorun mu var?" Junghyun oppa sakince soru sormuştu fakat T-Rex'im hala formundaydı.

"Sanane hyung birde sana mı hesap vereceğim karımla bundan sonra selamlaşmanı bile istemiyorum hyung" Junghyun oppa sikecekti şimdi Jungkook'u iyikide kuytu köşe bir yerdeydik.

"Ne diyorsun sen Jungkook?" Junghyun oppa Jungkook'un üstüne yürüdünde kolundan tuttum sanki Jae Sung unnie hasta gibiydi.

"Ne duyduysan o hyung...Yun eve gidiyoruz ve bırak abimin kolunu" Jungkook'a doğru adım atacakken bu sefer Junghyun oppa beni tutmuştu.

"Oppa gideyim.." diyip yalvaran bakışlar atmıştım ama dinler mi? Tipik Jeon işte.

"Hyung, Yun'u bırak gideceğiz eve" yine gitmek için hazırlanırken bırakmamıştı.

"Gidiyorsan sen gidebilirsin Yun bizimle kalıyor." Jungkook göz devirip bileğimi tuttuğunda Junghyun oppa, Jungkook'u itmişti.

"Oppa bırak gideyim kocam o benim..." diyip Jungkook'a gideceğim zaman yine bırakmamıştı.

"Kendi gitsin ve kendine gelince gidersin yanına"

"Hyung o benim karım ve evimize gideceğiz bırak Yun'u"

"Hayır Jungkook sen gidebilirsin bizimle kalacak bir süre okula gönderirim ben onu " dediğinde arkasını dönüp arabaya bindi.

"HAYATIM DİKKATLİ GİT HIZ YAPMA LÜTFEN SENİ SEVİYORUM" Cümlemi bitirir bitirmez gazlamıştı. Korkuyordum şu an sinirliydi ve araba kullanıyordu.

"Jae Sung masayı topla piknik yapacak havada değilim evde yiyelim." Jae Sung unnie kalkınca bende yardım etmiştim.

Umarım günümüz daha kötü olmazdı...

my husband is a teacher || jjkWhere stories live. Discover now