°5°

10K 561 232
                                    

Jeon Jungkook•

"Evet lütfen çalışma kitaplarınızı çıkartın...biraz etkinlik yapacağız." Dediğimde hepsi oflayarak kitaplarını çıkarmaya başlamıştı.

"Lütfen daha az mızmızlanın eğer bu halinizden memnun değilseniz okula gelmeyin ve ben de güzelce ders işleyeyim" sert konunuşmamım ardından seslerini kesmiş ve kitapları açmışlardı. Gözüm Yun'a kayınca uyukladığını gördüm...dün geceden sonra uykusuz kalmıştı. Bunu düşünürken yüzümde bir tebessüm oluşmuştu. Ama uyumamalıydı değil mi?.

"JEON YUN HEMEN KALDIR KAFANI" Sıçrayarak uykulu bir şekilde başını kaldırmıştı. Sanırım onu birazcık utandırabilirdim.

"Jeon Yun, gece ne yaptında uyukluyorsun?" Dediğimde gözlerini kaçırmış ve kızarmıştı fazla üstelemeden derse geri döndüm...yaşasın kötülük.

"Evet gençler sayfa doksan yedi'de bir parça var ve okuyup çevirmenizi istiyorum" İçlerinden biri parmak kaldırınca başımı salladım ve söylemesini istedim.

"Öğretmenim bu parçada evli bir çiftin çocuklarıyla geçirdikleri bir günü anlatıyor"

"Çok başarılı.." diyip öğrenciyi tebrik ettikten sonra parmak kaldıran kızada söz hakkı verdim.

"Öğretmenim evlilik düşünür müsünüz? Neredeyse bütün okul sizinle birlikte olmak istiyor" dediğinde sırıtmıştım. Yun'a baktığımda başını eğmiş yere bakıyordu...ah güzelim.

"Evlilik düşünmüyorum..." dediğimde Yun bana bakmıştı sanırım hayal kırıklığına uğramıştı hemde geceden sonra. Kıza baktığımda memnun olmuşcasına sırıtıyordu.

"Evlilik düşünmüyorum...çünkü evliyim" dedim parmağımdaki yüzüğü göstererek. Sadece o kız değil bütün sınıf hayretle bakıyordu. Ne yani evlenemez miydim? Evliyim ve gayet mutluyum.

"N-nasıl olur ya. Öğretmenim siz yirmi iki yaşında değil misiniz?"

"Evet ama bu evlenemeyeceğim anlamınamı geliyor?" Kız yavasça başını 'hayır' anlamında sallamıştı.

"P-peki kaç aydır evlisiniz öğremenim?" Ne ayından bahsediyordu bu kız?

"Neredeyse iki yıl oluyor...bir dahaki ay evlilik yıl dönümümüzü kutlayacağız" Yun içten içe sırıtıyordu ve ben onu şu an deli gibi öpmek istiyordum.

"Pek-" kızın lafını bölüp derse geri döndüm. Çok özel soru soruyordu ve rahatsız olmuştum. Şimdiki soruyu tahmin edebiliyordum 'çocuğunuz var mı öğretmenim?'.

Çıkış zili çaldığında öğrenciler yavaş yavaş çantalarını toplayıp bir şey dememe izin vermeden çıkmışlardı. Bir öğrenci yanıma gelip yüzüğümü incelemeye başladı ben ise ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

"Yüzüğünüz Yun'un yüzüğüyle aynı..." tedirgin olarak yavaşça elimi çektim. Tehlikeliydi hemde çok.

"Olabilir yani...herkezin zevki var değil mi ?"

"Bunlar özel yaptırılmış yüzükler...Tanrım yoksa siz..." oha ya iki yıl sakla sonra biri gelsin anlasın...yok yaaaağ.

"Özel hayatıma burnunu sokma ve öğrenci Yun'la aramda bir şey olduğunu sanma sakın"

"Ama sizi aynı apartmandan çıkarken görmüşler..." yuh artık ya bu ne özelim kalmamış resmen.

"Komşuyuz. Sen her komşunla ilişki dedikodusu mu yapıyorsun?"

"H-hayır öğremenim şe-" sözünü dinlemeden sınıftan çıktım ve çıkış kapısına yöneldim. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Etrafıma baktığımda Yun'un otobüs beklediğini gördüm. Onun o abazaların içinde yolculuk yapmasını istemiyordum ama mecburdum. Ama o artık bir kadındı onu bu saatten sonra daha fazla korumalıydım.

Arabaya binip yavaşça Yun'un yanına gittim ve fark etmesi için kornaya bastım. Beni fark ettiğinde yüzüme bakmış ve sonra arkasını dönmüştü. Hâla utanıyordu demek.

Arabaya binene kadar kornaya basmıştım ve en sonunda pes edip binmişti ama hâla yüzüme bakmıyordu. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım. Arada dönüp Yun'u kontrol ediyordum ama bana bakmıyordu.

"Ne o hâla kocandan utanıyor musun? Tanrım inlemelerin hâla kulağımda...ve özür dilerim reşit olana kadar sana dokunmayacaktım ama zaten dört ay sonra reşit olacaksın." Dediğimde koluma bir yumruk geçirmişti eli ağırdı.

"Ya acıdı ama"diyip gülmeye başladım bir zaman sonra Yun'da gülmeye başlamıştı. O olmazsa ne yapardım acaba...?

my husband is a teacher || jjkWhere stories live. Discover now