°6°

9.6K 508 202
                                    

Jeon Jungkook•

"JUNGKOOK BURANIN HALİ NE YA!!"  Yun'un bağırışıyla yattığım yerden fırlayarak mutfağa koştum.

"NE OLDU KARICIM?" Mutfak kapısının girişinden Yun'a baktım o ise sinirli duruyordu.

"JEON JUNGKOOK BU MUTFAĞI BÖYLE BIRAKMAMANI SÖYLEDİM NEDEN BENİ DİNLEMİYORSUN?" Sırıtarak mutfağa girdim ve Yun'a sarıldım. Sinirlenmesini seviyordum ama sinirlenince korkunç oluyordu. Birden Yun göğsüme sertçe vurup itti.

"Gönlümü alamazsın Jeon. Bu mutfağı toplamaktan bıktım yahu bütün yiyecekleri tezgaha sıva yapıyorsun ya!!" Bir yandan vuruyor bir yandan da söyleniyordu.

"Üzgünüm hayatım...ama ne yapabilirim sen yemek yapamıyorsun ben de pis çalışıyorum. Aç kalmaktan iyidir" Birden cırlamaya başlayınca ben bile şaşırmıştım. Normalde bu kadar kızmazdı.

"YAAAA 1 SAAT SONRA ANNEMLER GELİYOR VE EVİ BOK GÖTÜRÜYOR SENİ HAYIRSIZ KOCA" Diyince şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Yun birkez daha koluma vurunca salona doğru koştum...cidden evi bok götürüyordu.

Hemen abur cubur paketlerini ve kola şişelerini topladım. Her yerde kırıntı vardı hemen elektrik süpürgesini alıp kırıntıları süpürdüm.

"DİĞER ODALARIDA SÜPÜR SONRADA GİT YEMEK AL" Diye bağırınca sıkıntılı bir nefes verdim. Bu odada işim bitince diğer odalarıda toplayıp süpürdüm. Sonra üstümü değiştirip salona gittiğimde Yun tozları alıyordu...onu küçük yaşta anneme yaranmasını istemezdim ama evliydik işte.

"Güzeller güzeli karıcım ben şimdi bir şeyler alıp geleyim...istediğin birşey var mı? Deyip dudağına öpücük kondurdum ve yüzüne bakmaya başladım.

"Ped al..." dedi fısıldayarak benim yanımda hep rahat olmuştu. Hafifce gülümseyip kapıya yöneldim.

"UZUN AL SONRA ARKAMA GEÇİYOR!!" Dediğinde kahkaha attım. Böyle davranınca onu ısırmak istiyordum. Asansöre bindim, tam kapı kapanacağı sırada çaprazımızda oturan kadın binmişti.

"Ah merhaba" diyip el salladı ama ben muhattap olmak istemiyordum. Terbiyesizlik olmasın diye hafifce eğilmiştim.

"Çok konuşmuyorsunuz sanırım?" Sanırım konuşmaya hevesliydi.

"Evet konuşmayı sevmiyorum..."

"Hmm sanırım sevgilinizle yaşıyorsunuz" oflayıp kadına döndüm.

"Sevgilim değil karım." Dediğimde aynı zamanda asansörün kapısı açılmış kendimi dışarı atmıştım. İnsanlar benden ne istiyordu ki. Yun'la kavga etmekten korkuyordum. Hızla yemek alıp markete gitmiştim. Yun'un kullandığı ped'i ve çeşit çeşit abur cubur almıştım. Kasaya gittiğimde kenarda gözüme çarpan prezervatifi almıştım. Medem bir kere olmuştu daha da olacaktı değil mi?

Kasaya prezervatifi ve ped'i koyduğumda herkes bana şaşkınca bakmıştı. Ne yani karım okuyordu ve onu hamile bırakmak istemiyordum. Neden herkes şaşırıyordu? Hemen aldıklarımı poşete koymaya başladım biran önce gitmelidim yoksa Yun beni keserdi.

"Teşekkürler" diyip eve doğru hızlı adımlar attım. Annemler daha gelmemişti. Asansöre binip yanağımla 9. Kata bastım. Zile basar basmaz Yun açmıştı kapıyı. Hemen elimdekileri alıp mutfağa götürdü. Birkaç dakika sonra Yun çığlık atınca bu sefer yavaş yavaş mutfağa gittim.

"SEN NASIL BİRİSİN YA PREZERVATİF NİYE ALIYORSUN!"

"Normal birşey değil mi? Yoksa hamile kalmak mı istersin?"

"Of Jungkook ya..." Zil çalınca Yun elindeki prezervatifi elime verip hızla kapıya koştu. Birden tekrar çığlık atınca içeri koştum annemler geldi diye çığlık atmazdı çünkü.

Tanrım hayır...

my husband is a teacher || jjkWhere stories live. Discover now