Tae Jae'nin kumaları

1.2K 143 95
                                    

"Youngjae, Buradayım!"

Kafeye giren Youngjae'ye - veya Youngjae olduğunu sandığım kişiye, el sallayarak yerimi belli ettim ve gülümsedim.

İşaret parmağını dudaklarına bastırdı sessiz olmam için. Siyah bir şapka, maske, gözlük ve şişme mont giyinmişti. Tanınması zordu ancak benden asla ama asla kaçmazdı.

Temkinli adımlarla oturduğum masaya gelirken etrafa bakınıyordu. Önüne çıkan birkaç bitkinin arkasına saklanmış ve etrafı kolaçan etmişti karşıma oturana kadar.

Resmen utanıyordu lan benimle görülmekten.

"Bambam çok fazla vaktim yok eve gitmeliyim." Karşıma oturup masanın üzerinden bana doğru eğildi ve diva gözlüğünü çıkarttı.

"Jaebum hyung'ı yatakta mı bıraktın? Bak adam kudurmasın, gelir basar bizi falan korkarım ben-"

"Şşş!"

Sessiz olmamı işaret ettiğinde gözlerimi devirdim ve bacak bacak üstüne attım triplice.

Ben bununla arkadaş olmak için ne günah işlemiştim?

"Yugyeom'la ilgili."

Küçük bir merak yükseldiğinde ilgimi ona yönelttim ama o bir süre gözlerini yumdu. Kendiyle çelişiyor gibiydi.

"Kimseye söylemeyeceğime dair Jaebum'a söz verdim, ağzını açma bir yerde sakın." Derin bir nefes aldı.

"Biliyorsun ki, Jaebum ve Jinyoung kuzen."

Onaylarcasına kafamı salladım. Baba tarafından akraba olduklarını biliyordum.

"Ah..." dedi. "Söyleyip kurtulacağım." Kendini ikna etmek için mırıldandı bunu ve gözlerime baktı.

"Jaebum ile Yugyeom kardeşmiş."

Maskesini çenesine indirdi ve birbirine bastırdığı dudaklarıyla ağzından firar edenler ayıpmış gibi bana baktı.

Bense kesinlikle mini bir şok geçiriyordum.

"Jaebum'ın babası o çok küçükken annesini aldatmış. Bu olaydan sonra ise birkaç yıl dönmemiş eve. Hem suçlu hem güçlü, düşünsene."

"O süreçte birlikte olduğu kadın hamile kalmış. Im Tae Jae de bir süre kadının yanında durmuş. O çocuk, yani Yugyeom doğduktan sonra ise Jaebum'ın annesine geri dönmüş. Annesi istememiş gerçi dönmesini, kavga etmişler. Ama kadın hastalanmış o vakitlerde, vefat etmiş." İç geçirdi.

"Jaebum henüz bebekmiş, Bambam. Annesiz büyümüş, o pislik adamın yanında." Elleri titriyor gibiydi, sakinleşmesi gerektiğini söyleyecektim ama o adama karşı büyük bir nefret beslediği açıktı.

Ben de cidden huylanmıştım ve tokatlayasım gelmişti herkesi.

"Yıllar sonra Im Tae Jae Yugyeom'ın annesinin yanıma gitmiş. Şans istemiş, birlikte olup evlenmeleri için. Yugyeom'ı evden göndermesi şartında. Yüzsüz herif. İki çocuğunu da bir başına bırakarak... bak yine sinirlendim elim ayağım titriyor." şivelendi biraz.

"Jaebum beni onunla tanıştırmak için yemek ayarladığında o çorba kasesini kafasına boşaltmalıydım."

Söyledikleri uğultu gibi geliyordu.

"Annesi kabul etmiş, şaka gibi. Bir insan hiç evladını satar mı?"

Aklım almıyordu.

"Yugyeom bu yüzden okuldan ayrılmış, yatılı okula başlamış. Şu an annesinden gelen para yardımını kabul etmiyormuş. Babası da annesiyle kötü olmalı ki evine gitmiş çocuğun, ikna etmek için."

Şu tarafıma çıldıracaktım.

Yugyeom'ın annesine deli gbi sinirlenmiştim.

"Yugyeom Jaebum hyung'ı biliyor mu?"

"Hayır. Söylemememiz daha iyi olurmuş, işleri onun için daha zor hale getirebiliriz."

Cips kırıntıları dolu kanepemde şişeden kola içmek, Yugyeom'la öpüşmek ve uyumak istiyordum.
Çok mu bu?

"Söylemeliyiz. Çok büyük bir şey değil bu. Ama Yugyeom en ufak yalandan bile nefret eder. Güveni kırıldığında ne kadar çirkinleşebileceğini biliyorsun."

Katıldığını belirtmek için başını salladı.

"Barbie bebeklerinden birini çaldığım için çoraplarıma salatalık tozu doldurmuştu." Kötü bir şeyi anımsarcasına gözlerinden korku geçti. "Yalnızca bir barbie bebekti. Bir ayakkabısı da kayıptı zaten. Neden bu kadar sinirlendi anlamamıştım."

Kim Yugyeom gerçekten garipti.

Ama ben bu garip varlığı çok seviyordum ve elimden geldiğince üzülmesini engelleyecektim.

Titreyen telefonumu cebimden çıkardım ve gelen mesaja cevap verdim.

Popo hyung:
Yah Bambam, mutfaktaki birkaç mermer kaybolmuş. Markete bir uğrasana bizimkilerle uyuşan var mı?

Gözünü seveyim hyung markette mermer ne arar?
Sarhoşken söküp fırına koymuş olmayasın? Her içtiğimizde perdeler buzdolabından çıkıyor malum.

Popo hyung:
Boş yapma Bambam harakete geç.
Bak Hyunjin gelecek.
Boşluğu göremeyip aşağı kata düşerse masrafları bize kalır.

Ben çağırmadım, hiç bir şeyi de ödemem.
Hadi eyw

Telefonu kapattığımda gelen bildirimleri görmezden geldim ve telefonu sessize aldım.

"Gitmeliyim Youngjae. Markete uğrayacağım."

Başını salladı ve ayağa kalktı. "Bende eve geçeyim Jaebum şüphelenmeden. Her şeyden şüpheleniyor zaten." Bir şeyler daha mırıldandı ve görüşürüz bile demeden kafeden çıktı.

Ne yapacağımı bilmiyordum.

Kefen rengimi seçtiğim kısma geçmek istiyordum artık.

Telefonum titreyip durduğunda sinirle saçlarımı yoldum.

S İ N İ R O L U Y O R D U M
Y E M İ N L E N

Popo hyung:
Bambam mermerler çamaşır makinesinden çıktı ama sanırım bunları bir daha kullanamayız.
Aşağı kattan Hoseok'la bakışıyoruz çabuk ol utandım.

(Spoi:

En sonunda Jinyoung'la Bambam evlenecek.

Jinbam

puhhahaha

<3)

SaudadeWhere stories live. Discover now